HALÎLÎ MARAŞÎ
(16. yüzyıl)

Halîlî Maraşî, sanatçı bir aileye mensup. Dedesi hattatlar arasında “Üstâd-ı Esâtize/ Üstatların Üstadı”’ diye anılan Hayrettin Maraşî’dir. Kendisi, hat sanatında bir devrin kapanıp, yeni bir devrin başlaması anlamında, bir ekol olmuş Hattat Şeyh Hamdullah’ın da hocasıdır. Hat alanındaki çalışmalarını geliştirmek için, II. Bayezid devrinde, çok sayıda hattatın bir araya geldiği Amasya’ya taşınmıştır. Halîlî Maraşî de dedesi gibi, farklı dönemlerde farklı şehirlerde bulunmuş ve ilim tahsil etmiştir. Çeşitli kaynaklarda, kendisi mutasavvıf bir şair olduğu için, “Şeyh Halîl” olarak da anılmaktadır. Dr. Lütfi Alıcı’nın tespitlerine göre “Allah ve peygamber sevgisi, mürşide bağlılık, tasavvuf yolunun adap ve erkânı şiirlerinin ana konularıdır. Dinî tasavvuf vadide yazdığı âşıkane ve hikemi şiirleri oldukça orijinal ve dikkat çekicidir.”

 

KARACAOĞLAN

(17. yüzyıl)

Âşık edebiyatının en güçlü sesi: Karacaoğlan. Belki de Karacaoğlan için, âşık edebiyatının atası denilebilir. Âdeta Karacaoğlan şiiri, âşık edebiyatının sınırlarını, estetiğini, yapısını belirlemiştir. Karacaoğlan’dan sonra halk şiiri yazan herkes, ondan bir esinti de taşımıştır. Karacaoğlan’ın bütün şiirleri okunduğunda bazı mısra ve söyleyiş tekrarlarına rastlanır. Tekrarların anlamıysa, Karacaoğlan şiirlerinin 17. yüzyıldan, kayıt altına alındığı 20. yüzyıla kadar değişik saz şairlerince defalarca çalınıp söylendiği, dolayısıyla söyleyişte mükemmele ulaşıldığıdır. Yunus Emre şiirinde olduğu gibi Karacaoğlan şiirinde de bir şair, âşık veya derviş ismi altında toplumun ortak hafızası, duyguları ve söyleyiş biçimleri şekillenmiştir. O yüzden her iki büyük şair için de oralı, buralı veya mezarı şurada, burada diye tartışmalar çokça yapılır.

 

SÜNBÜLZÂDE VEHBİ

(18. yüzyıl)

Sünbülzade Vehbi’nin ismi, hayatı renkli ve hareketli geçen birçok sanatçı gibi, eserlerinden daha çok duyulmuştur. İsminin çok duyulmasının sebepleri arasında, Bükreş, Boğdan, Zağra gibi çeşitli şehirlerde kadılık yapması, ayrıca Osmanlı Sarayı tarafından -mesela İran’aelçi olarak gönderilmesi, ayrıca çağdaşı diğer bir meşhur şair Surûrî’yle birbirlerine yönelik yazdıkları hiciv şiirlerinin popüler olması sayılabilir. Vehbi, Şeyh Galib’in de çağdaşıdır. Divân’ını III. Selim gibi sanatkar bir padişaha sunar. Şiirde artık yeni bir şey yapmanın veya marifet göstermenin çok zorlaştığı bir yüzyılda şiir yazdığı söylenebilir Vehbi’nin. Vehbi bu zorlu edebi ortamda Sultanu’ş Şuara (Şairlerin Sultanı) unvanıyla anılmayı başarır. Sünbülzâde Vehbi sadece Kahramanmaraşlı divan şairlerinin değil 18. yüzyıl Türk edebiyatının da güçlü bir temsilcidir.

 

AHMET KUDDÛSÎ

(19. yüzyıl)

Babası Nakşibendi tarikatına bağlı olan İbrahim Efendi’dir. İbrahim Efendi Maraş’tan Bor’a taşınır. Ahmet Kuddûsî’nin doğum yeri Bor olmasına rağmen bütün kayıtlarda ismi Mar’aşîzâde diye geçer. Kuddûsî Baba olarak da anılan şair, ilk tasavvuf eğitimini babasından alır. Ahmet Kuddûsî’nin şiirlerini, bu tasavvuf yolunda gösterdiği azim, mücadele ve müşahede şeklinde yorumlayabiliriz. Tasavvuf ve ahlâka dair düzyazı kitapları da vardır. Ama onun, bütün tasavvuf düşüncesini, hayata bakışını, insanlara yaklaşımını, aşk anlayışını Kuddûsî Divanı adıyla bir araya getirilen şiirlerinde bulmak mümkündür. Bu şiirlerde Kuddûsî, kâh Allah’a seslenir, kâh zamanın iğvalarına yönelik eleştirilerde bulunur, dünya ahvaliyle hesaplaşma içine girer, kâh “aşk yolu”na giren kişilere nasihatlerde bulunur, çoğu zaman da hayat muhasebesi yapar. Kuddûsî’nin birçok şiiri bestelenmiştir.

 

HÂMÎ ABDU’L-GAFFÂR BABA

(19. yüzyıl)

Tek eseri, Divan-ı Hâmî-i Mar’aşî’dir. Şiirlerinde Mevlevi şairlere özgü neşveye rastlanır. Kendisi de Maraş’ta bulunan Çarşı Tekkesi’ni ihya ederek, burada Mesnevi okutmuştur. Kaynaklarda Gaffar Baba diye de anılan şair hakkında fazla bilgiye rastlanmamıştır. Tek bilgi kaynağı, yine kendisinin düzenlediği Divan’ıdır. Divan’ı incelendiğinde Gaffar Baba’nın birçok dinî ilimlere vakıf olduğu, şiir yazacak düzeyde Farsça, Arapça bildiği anlaşılmaktadır. Söz sanatlarına hâkim bir şairdir Gaffar Baba, ayrıca Türkçeyi incelikli bir şekilde kullanmıştır. Sadece tasavvufi şiirleriyle değil, yaşadığı dönemi, şehri, birlikte olduğu insanları yansıtacak şekilde farklı konularda da şiirler yazmıştır. Gaffar Baba tasavvufi şiirleriyle Şeyh Galib’i andırırken, coşkusuyla Nefi ve Nedim’i, rindane söyleyişiyle Sünbülzâde Vehbi’yi akla getirir.

 

DERDİÇOK

(D. 1874 - Ö. 1937)

Fuat Köprülü’nün isabetli tespitine göre Derdiçok, “…asil halk zevkine yaklaşan şiirleriyle Âşık edebiyatının asrımızdaki son değerli mümessillerinden sayılabilir.” Arif Nihat Asya’ya göreyse “Derdiçok zamanının en büyük halk şairi”dir. Derdiçok babası Hafız Mehmet Efendi gibi bir dönem imamlık yapmıştır. Sonraki dönemlerde imamlığı bırakıp, saz çalmayı, doğaçlama şiir söylemeyi tercih etmiştir. Karacaoğlan ve Dadaloğlu şiirlerinin arasında düşünülebilir Derdiçok’un şiirleri. Aşk, kadın ve tabiata yönelik dikkatiyle Derdiçok Karacaoğlan’ı andırırken, isyankâr tarafı, kafa tutması ve zulme karşı çıkmasıyla, diğer ifadeyle öfkesini şiire taşımasıyla, Dadaloğlu’nu andırır. Birçok şiirinin hikâyesi de vardır. Kendisi hayatı boyunca Elbistan ve Afşin sınırları dışına çıkmamıştır.

 

AHMET ÇITAK

(D. 1893 - Ö. 1963)

Kendi anlatımıyla Ahmet Çıtak’ın şiir söylemeye başlaması iki rüyaya dayanmaktadır. Bunlardan birincisi, babasının Halep’te gördüğü rüyadır. İkincisi ise, kendi rüyasıdır. Kendi rüyasında babasının rüyasına giren zatları görür Ahmet Çıtak. Bu zatlar onun başından aşağı darı dökerler. Annesi bu rüyayı “Oğlum sen güçlü bir şair olacaksın,” şeklinde yorumlar. Şairin şiir dosyası 1963’te trafik kazası sonucu öldüğünde kayboldu sanılmıştır. İlk kez 2014 yılında yeniden ortaya çıkarılıp, kitap hâlinde yayımlanmıştır. İçinde 500’e yakın şiir vardır. İlginçtir, bu 500 şiirin 100 tanesi Ahmet Çıtak’ın “Leyla”sı denilebilecek Naciye’ye yazılmıştır. Âşık edebiyatının güçlü bir sesi olarak kendini gösteren Ahmet Çıtak’ın şiir toplamında toplumsal konular da yergi, atışma ve övgü şeklinde işlenmiştir.

 

NECİP FAZIL KISAKÜREK

(D. 1904 - Ö. 1983)

Maraşlı diğer bir “Şairlerin Sultanı” Necip Fazıl’dır. Necip Fazıl, önce şiirleriyle, sonrasında ise fikirleri, çıkardığı Ağaç ve Büyük Doğu dergileriyle, isminden çok söz ettirmiş, çok tartışılmış bir isimdir. Yüz küsür tane eseri vardır. Bu eserler tarih, edebiyat, tasavvuf, felsefe, siyaset gibi değişik alanlara dairdir. Necip Fazıl’ın şiirleri Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatının tartışmasız zirvelerinden biridir. Türk şiirinin estetiğinde Yahya Kemal veya Mehmet Akif ’te olduğu gibi Necip Fazıl’da da yükselme gözlenmiştir. Sade Türkçesi ve yakaladığı âhenkle hece ölçüsünün Yunus Emre’den sonra ikinci dönüm noktası Necip Fazıl’ın şiirleri olmuştur. Varlık-yokluk, ölüm, yalnızlık, hayatın anlamı, Necip Fazıl şiirinin başat konuları arasındadır.

 

ÂŞIK YENER

(D. 1928 - Ö. 2009)

Meşhur “Kız Sen İstanbul’un Neresindensin?” ve “Yol Ver Dağlar Yol Ver Bana” türkülerinin söz yazarı Âşık Yener’dir. Şair bir aileye mensuptur. Kendi ifadesiyle, büyük büyük dedesi Yazıcıoğlu Osman Ağa, Karacaoğlan ve Dadaloğlu’nu köy odasında konuk etmiştir. Âşık Yener’in de en çok sevdiği iki ozandır bunlar. Zaten şiire duyduğu ilgi, küçük yaşlardayken okuduğu Karacaoğlan şiirlerine dayanır. Şiirlerinde toplumsal konuları da işlemiştir. Aşk, ayrılık, işsizlik, sefalet, horlanmışlık Âşık Yener şiirinin belli başlı konuları arasındadır. 3000 civarında şiir yazan Âşık Yener’in 200’e yakın şiiri bestelenmiştir. Onun şiiri Karacaoğlan ve Dadaloğlu’ndan başka Pir Sultan Abdal, Yunus Emre, Âşık Mahzunî Şerif, Âşık Veysel şiirleriyle de yakın ilişki içindedir.

 

BAHAETTİN KARAKOÇ

(D. 1930 - Ö. 2018)

Türk şiirinin “beyaz kartalı”: Bahaettin Karakoç. Hayatı boyunca bütün duygu ve düşüncelerini şiirle ifade etmiştir. Bu yüzden hacimli bir şiir külliyatı vardır. Toplu şiirleri beş cilt hâlinde yayımlanmıştır. Her cildin 400 küsür sayfa tuttuğu hesaba katılırsa, Bahaettin Karakoç’un çalışkanlığı, ayrıca duygu ve düşünce dünyasının genişliği daha iyi anlaşılabilir. Onun şiirlerinde gelenekselle modern buluşur. Geleneksel daha ağır basar diyebiliriz. Konularıyla tam bir 21. yüzyıl insanıdır Bahaettin Karakoç. Dünyaya bakışıyla, söyleyişiyle, imgeleriyle geleneksel… Şiirlerinde bol miktarda Kahramanmaraş’ın eşsiz doğasından alınmış simgelerle karşılaşılır. Şiirle iştigal eden bir ailenin içinde büyümüştür. Beş kardeşinin beşi de şairdir.

 

ŞEVKET YÜCEL

(D. 1930 - Ö. 2001)

Farklı edebi türlerde kitaplar yazmış bir diğer Kahramanmaraşlı da Şevket Yücel’dir. O, sadece şiirlerinde değil, çocuk hikâyeleri, deneme ve romanlarında da sevgiyi ve barışı ön plana çıkarmıştır. Şevket Yücel’e göre hayatın kaçınılmaz acı, hüzün, ıstırap ve yalnızlıkları da ancak bu sevgi tutumuyla giderilebilir. Sade bir söyleyişi tercih etmiştir Şevket Yücel. Şiirlerinde yer yer mizaha da rastlanır. Bütün bu yönleriyle Şevket Yücel’in bazı şiirlerinde Orhan Veli’yi, bazılarında ise Fazıl Hüsnü Dağlarca’yı hatırlattığı olur. Şevket Yücel uzun yıllar öğretmenlik yapmıştır. Şiir, hikâye, roman ve denemelerine onun belki de öğretmenliğinden ileri geldiğini düşündüğümüz, öğreticilik de sinmiştir. Sanatçı kişiliğiyle o, çevresine toplanan birçok şair ve yazarı da etkilemiştir.

 

DOSTOZAN

(D. 1931 - Ö. 2012)

Dostozan Kahramanmaraş sevdalısı olarak bilinir. Maraş’a dair yazdığı onlarca şiir vardır. Diğer şiirlerinde de Maraş’ın bir köyünden, mahalle veya semtinden söz etmeyi sever. Kendini ve şiir personasını Maraş’ta konumlandırır. Kadir Tanır’ın ifadesiyle Dostozan yerelde evrenseli yakalamış ender şairlerdendir. Sadece şehir sevgisi değil ondaki şiir kudretini harekete geçiren. Şehrin insan, ırmak, dağ ve üzümüne de aynı muhabbetle yaklaşır Dostozan. Serbest şiirleri bulunsa da Dostozan asıl hece vezniyle yazdığı şiirlerde başarı gösterir. Onun şiirleri her ne kadar âşık edebiyatından esintiler taşısa da Arif Nihat Asya, Ömer Bedri Uşaklıgil veya Ahmet Kutsi Tecer gibi modern hece şiiri diye nitelendirilebilecek hareket içinde ilerler.

 

HAYATİ VASFİ TAŞYÜREK

(D. 1931 - Ö. 1990)

İlk kitabını henüz 19 yaşındayken yayımlamıştır. Kahramanmaraş, Hayati Vasfi Taşyürek için uzun yıllar kültürel merkez olmuştur. Şiirle, edebiyatla, sazla, sözle ilgilenen genç, yaşlı, öğrenci herkes bir şekilde onu bulmuş, onun yanında sazı ve sözü öğrenmiş ya da geliştirmiştir. Bununla birlikte Taşyürek gazetecilik, belediye başkanlığı ve il genel meclis üyeliği de yapmıştır. Saz çalmayı bilmesine rağmen “kalem şuarası”ndandır. Çeşitli şairlerle atışmalar yapmaktan da çekinmemiştir. “Ebesinin Oğlu”, “Afşar Kızı-Türkmen Beyi” gibi hikâyesi olan türküler de yazmıştır. Sade ve akıcı Türkçesiyle dikkatleri çeken Taşyürek’in şiirlerinde ayrılık, vatan, kahramanlık, yalnızlık, aşk, hasret gibi konular işlenmiştir.

 

ABDURRAHİM KARAKOÇ

(D. 1932 - Ö. 2012)

Bütün şiirlerini hece vezniyle yazmıştır. Onda tutum olarak iki güçlü şairin yönelişine rastlanır. Siyasi şiirleriyle Dadaloğlu’na, diğer konularda yazdığı şiirleriyle Karacaoğlan’a... Bu iki efsane şairin 20. yüzyılda yeniden doğuşu denilebilir Abdurrahim Karakoç için. Onun şiiri maşukun karşısında güle, zalimin karşısında kılıca, fitne fesatlığın karşısında hicve, kendi başına kaldığında ise saza dönüşür. Abdurrahim Karakoç kadar siyaset, güncel olaylar, tartışmalar ve düşünsel sorunları hece vezniyle ifade edebilen olamamıştır. Kafiye ve hece vezni âdeta Abdurrahim Karakoç’ta konuşmaya dönüşmüştür. Ayrıca siyasi şiirlerinde onun düşünce ön plandadır, lirik şiirlerindeyse, duygu. Karakoç’un diğer bir başarısı ise, bu iki alanı kendi şiirinde buluşturması, her ikisinde de aynı kıvrak Türkçeyi, müzikaliteyi yakalamasıdır.

 

SEZAİ KARAKOÇ

(D. 1933 - ...)

Kahramanmaraşlı birçok şair ve yazarın, üstat diye nitelendirdiği isim Necip Fazıl’sa, ağabey diye nitelendirdiği iki isimden biri Sezai Karakoç’tur. Diğeri ise, Nuri Pakdil’dir. Necip Fazıl’ın Büyük Doğu dergisinde yayımlanan şiir, hikâye ve yazılarından birbirlerini tanıyan ve okuyan bu kişiler, sonraki zamanlarda sıkı dost olurlar. Cahit Zarifoğlu, Rasim Özdenören, Erdem Bayazıt gibi edebiyatçıların, düşünce ve sanat dünyalarının şekillenmesinde Necip Fazıl’dan sonra Sezai Karakoç’un ortaya koyduğu “diriliş” düşüncesinin etkisi büyüktür. Ortaokul yıllarını Kahramanmaraş’ta geçiren Sezai Karakoç’un, Gün Doğmadan ismiyle bir araya getirdiği şiir yekununda “çocuk yüreğimin ateş aldığı yer” diye tanımladığı Kahramanmaraş’ın özel bir yeri vardır.

 

TAHSİN YÜCEL

(D. 1933 - Ö. 2016)

Tahsin Yücel, romanları ve Fransızcadan yaptığı çevirileriyle tanınmaktadır. Hikâyelerinde çocukluğunun geçtiği Elbistan’dan çokça söz etmektedir. Ayrıca düşünce eserleri de vardır. Akademik çalışmaları arasında, eleştiri kuramları büyük yer tutar. Romanlarında toplumsal sorunlarla ilgilenmiştir. Nurullah Ataç’tan sonra dilde sadeleşmeyi en istikrarlı savunan ve yürüten yazar Tahsin Yücel’dir. O, bütün kitaplarını Öztürkçe anlayışıyla yazmıştır. Roman ve hikâyelerinde realizmi benimsemiştir. Toplumsal olayları, farklı karakterlerin bakış açılarından vermeye özen göstermiştir. Tahsin Yücel Honoré de Balzac, Gustave Flaubert, Émile Zola, Guy de Maupassant ve Georges Simenon gibi romancılarla birlikte Charles Baudelaire ve Paul Valery gibi şairleri, Roland Barthes ve Albert Camus gibi filozofların birçok kitabını Türkçeye kazandırmıştır.

 

NURİ PAKDİL

(D. 1934 - Ö. 2019)

Sadece yazarlık değil, yayıncılık hayatına da henüz Kahramanmaraş Lisesi’nde okurken atılır Nuri Pakdil. Alaeddin Özdenören, Erdem Bayazıt ve Cahit Zarifoğlu gibi Türk edebiyatında sarsılmaz bir yere sahip olan birçok şair ve yazar ilk eserlerini Nuri Pakdil’in Hamle dergisinde yayımlar. Nuri Pakdil, Edebiyat dergisini de yine bu isimlerle birlikte çıkaracaktır. Edebiyat, Nuri Pakdil’le birlikte diğer isimlerin de olgunluk eserlerini verdiği bir dönemde çıkar. Nuri Pakdil’in yol göstericiliği ve ağabeyliği, yerli düşünce diye özetlenebilecek, Edebiyat hareketinde belirleyici rol oynar. Mevlânâ’nın pergel metaforuyla ifade edecek olursak, bu sanatçıların sabit ayağı yerli düşüncede dururken, hareketli ayağı bütün dünya edebiyat ve felsefesinde dolaşır. Pakdil, sadece telif eserleriyle değil, Fransızcadan yaptığı çevirileriyle de yeni kuşaklar üzerinde etkisini sürdürmektedir.

 

ŞEVKET BULUT

(D. 1936 - Ö. 1996)

Kahramanmaraş’ın saklı değerlerinden biridir Şevket Bulut. Kayıp bir romanının olduğu da söyleniyor. İlk hikâye kitabı olan Al Karası 1971 yılında Hareket Yayınlarından çıktı. Beş hikâye kitabında da Şevket Bulut amansız bir realisttir. Kendi gerçekliğini, toplum gerçekliğinden ayrı görmeyen bireylerin hayatını anlatıyor. Bu yüzden Şevket Bulut hikâyelerinde toplumsal olaylar, önemli bir yer tutar. Olayların dışından değil içinden bakmayı yeğler Şevket Bulut, bu yüzden hikâyelerinde yapaylık görülmez. Yaşanmışlık duygusu yoğundur. Olay ağırlıklı hikâyeler yazar, çok başarılı diyalog ve tasvirlerle hikâyelerini geliştirir. Bu yönüyle Türk hikâyeciliğinde Ömer Seyfettin’den başlatılıp, Sabahattin Ali, Refik Halit Karay ve Mustafa Kutlu’ya doğru çekilecek çizginin önemli bir temsilcisidir.

 

ARİF EREN

(D. 1938 - ...)

Edebiyat öğretmenliği yapmıştır. Hoş sohbeti, alçakgönüllülüğü ve nezaketiyle çevresinin sevgisini kazanmış bir şairdir. Arif Eren’in kişliğinde görülen bu özellikler şiirine de yansımıştır. O, bütün şiirlerinde Yunus Emre gibi, sevgiyi, dostluğu ve barışı seslendirmiş, savunmuş ve yaymaya çalışmıştır. Öğretmenliğinden kaynaklandığını düşünebileceğimiz bir şekilde şiirlerinin genelinde didaktik yön ağır basar. Behçet Necatigil gibi kısa, bireyden yola çıkan, minimal şiirler yazmıştır Arif Eren. Şiirde büyük sözler etmekten kaçınmıştır. Bu, toplumsal olaylara kayıtsız kaldığını göstermez. Aksine, Arif Eren’in, sesi yüksek olmayan şiirlerinde toplumsal kaygılar, sorumluluk duygusu, kendini gösterir. O, her konuyu, bütün insanlara aynı muhabbet ve ilgiyle yaklaşarak işler.

 

ERDEM BAYAZIT

(D. 1939 - Ö. 2008)

Konuşur gibi yazmıştır şiirlerini Erdem Bayazıt. Bu özelliğinden dolayı Erdem Bayazıt’ın şiirlerini kolay yazdığı sanılabilir. Aksine, onun şiirleri bu yüzden zordur. İlk okuyuşta kolay anlaşılır sanılmasına rağmen derinliğine inildikçe, farklı anlam katmanlarına sahip olduğu fark edilir. Erdem Bayazıt’ın kişiliği ve hayatı da bu şekildedir. O, bir dönem edebiyat öğretmenliği yapmıştır. Başka bir dönem kütüphane müdürlüğü… Başka bir dönemde ise, Kahramanmaraş milletvekilleri arasında buluruz onu. Bu şekilde öncü ve çok yönlü bir karaktere sahiptir Erdem Bayazıt. Onun kitapları arasında Afganistan’a yaptığı gezi notları da vardır. Kitapları az sayıdadır, fakat yankısı ve etkisi geniş olmuştur onların. Erdem Bayazıt Yedi Güzel Adam içinde de kurucu yönüyle kendini göstermiştir. Edebiyat ve Mavera dergilerinin kurucuları arasındadır.

 

ÂŞIK MAHZUNÎ ŞERİF

(D. 1939 - Ö. 2002)

20. yüzyılın diğer bir Karacaoğlan’ı Âşık Mahzunî Şerif’tir. Henüz 12 yaşındayken saz çalmaya başlar o, 20 yaşındaysa, Türkiye genelinde ses getiren, beğenilen ve günümüzde de dinlenen “İşte Gidiyorum Çeşmi Siyahım” adlı müzik albümünü çıkarır. Çocuk yaşta Kur’an-ı Kerim hafızlığına çalışır. Askeri okul mezunudur, bir süre orduda görev de yapmıştır. Şiirlerinde dikkat çekici unsur: içli söyleyiştir. Hem okunurken, hem de bestelenmiş hali dinlenirken, Mahzunî Şerif’in bu yönü hemen fark edilir. Âşık Veysel tarafından takdirle karşılanmıştır Mahzunî’nin yorumu. O, âşık edebiyatının diğer bir efsane ismi Davut Sularî’nin de yakın arkadaşıdır. Vefatına kadar 3000’e yakın şiir yazmış, türkülerini 400’ün üzerinde taş plağa, 50 tane de kasete okumuştur.

 

RASİM ÖZDENÖREN

(D. 1940 - ...)

Hikâyeci Rasim Özdenören ikiz kardeşi, şair Alaeddin Özdenören’le birlikte yan yana oturup birlikte aynı kitabı okurlarmış. İki kardeş de bu okuma alışkanlıklarını ömürleri boyunca devam ettirmişler. İkisinin de felsefeye duydukları ilginin, çocukluk yıllarında okudukları aynı kitaplardan kaynaklandığı düşünülebilir. Rasim Özdenören, denemelerinde olduğu gibi hikâyelerinde de, meseleleri sorgular, farklı cevapları değerlendirir. Bu yönüyle kendinden sonra gelen birçok hikâyeciyi de etkilemiştir. Taşradan modern şehre taşınan bireyin iç sorgulamaları, çıkmazları, arayışları Rasim Özdenören’in hikâyelerinde hemen dikkat çeken konular arasındadır. Üretken bir yazar olan Rasim Özdenören altmış yıla yakındır, aralıksız, her hafta gazete ve dergilerde yazı ve hikâye yayımlamaya devam etmektedir.

 

ALAEDDIN ÖZDENÖREN

(D. 1940 - Ö. 2003)

Alaeddin Özdenören’in felsefi kitapları da en az şiirleri kadar dikkat çekicidir. Her iki alanda da yaptığı çalışmalarda kendine özgü bir titizlik ve cesaretle karşılaşılır. Dost canlısı bir karakteri olduğu, hem çağdaşı şair ve yazarların anılarından, hem de kendinden yaşça küçük kişilerin çeşitli vesilelerle yaptıkları açıklamalardan anlaşılır. Alaeddin Özdenören şiirlerinde ağır bir sorgulamayla karşılaşılır. Hayat, modernizm, tarih, din ve insan bütün boyutlarıyla sorgulanır. Bununla birlikte onda sıkı bir ahlâk ve din anlayışı da vardır. Modern şiirin, modernizme yönelik eleştirel ve muhalif yönünden fazlasıyla istifade etmiştir. Felsefi yönünün ağır basmasına rağmen, Alaeddin Özdenören şiirinin derinliklerinden duyulan müziğin karakteri liriktir. Alaeddin Özdenören şiirinde lirizmle imgelerin birlikteliği uyum içindedir.

 

CAHİT ZARİFOĞLU

(D. 1940 - Ö. 1987)

Öncü bir şahsiyet, Cahit Zarifoğlu. Necip Fazıl’ın deyişiyle “artist”. Otostopla Avrupa’yı gezecek kadar çılgın ve özgürlüğüne düşkün. Şiirleri de aynı karakterdedir. Zarifoğlu şiirlerinde kendinden başka hiç kimseyi dinlemez. Kovasını yer yer iç dünyasındaki kuyuya, yer yer de dış dünyaya doğru salar. Ve mutlaka kovada şiir adına bir şeyler çıkarır. Sezai Karakoç’tan sonra en önemli iki şairden biri Cahit Zarifoğlu’dur. Kendinden önce ve sonra yazılmayan, taklit edilmeye çalışıldığında hemen kendini belli eden bir şiir vardır. Bu yüzden kendine şairi maderzat, yani doğuştan şair denilmiştir. İmge yüklü bir şiiri vardır. Zarifoğlu’nun dünyasına girmek zaman ve sabır gerektirir. Girildiğindeyse, çok renkli ve zarif bir dünyayla karşılaşılır.

 

AKİF İNAN

(D. 1940 - Ö. 2000)

Akif İnan ortaokul yıllarında Kahramanmaraş’a gelir. Rasim Özdenören, Cahit Zarifoğlu ve Alaeddin Özdenören’le aynı sınıfta okurlar. Edebiyat dostlukları da zaten o yıllarda başlar. Yine o yıllarda Nuri Pakdil’le tanışırlar. Pakdil’in Hamle dergisi Akif İnan’ın da ilk şiir denemelerini yayımladığı yerdir. Önceleri Zarifoğlu’yla sanat görüşü açısından birbirinden ayrılırlar. Fakat ikisi de birbirinin şiirine saygıyla yaklaşır. Zarifoğlu imge yüklü modern bir şiir yazarken, Akif İnan geleneksel kalıpları kullanarak, açık, dokunaklı, lirik şiirler yazmaktadır. Bu isimlerin aslında etkilendikleri ortak alanı Necip Fazıl Kısakürek’in çıkardığı Büyük Doğu oluşturmaktadır. Akif İnan’ın Necip Fazıl’a bağlılığı diğerlerinden öndedir. Akif İnan, hece ölçüsüyle şiir yazmayı hiçbir zaman bırakmamıştır. Fakat onun şiirinde de gelenekselle modernin buluştuğu dikkatlerden kaçmaz.

 

ALİ AKBAŞ

(D. 1942 - ...)

Ulusal ve uluslararası düzeyde birçok ödüle layık görüldü. Çeşitli üniversitelerde öğretim görevlisi olarak çalıştı. Şiirlerinin genelinde konuşma dilini esas aldığı görülür. Günlük konuşmalardan, güncel haberlerden şiir çıkarmak, bunları bir şiirin unsurları olarak kullanmak, ancak Ali Akbaş gibi bir yeteneğin üstesinden gelebileceği bir iştir. Bu yüzden Ali Akbaş’ın şiirleri herkese tanıdık gelir. Onun derinlik ve inceliklerine vakıf olamayanlar için de fazlasıyla sade görülür. Oysa Ali Akbaş bir marangozu, terziyi, bakırcıyı bile şiirinde konuşturabilmektedir. Onun şiirleri bir bakmışsınız bir Mehmetçiğin cebinde mektuptur, bir bakmışsınız bir demirci ustasının çalıştığı çekiçtir, bir de bakmışsınız, âşık bir delikanlının elindeki güldür. Ali Akbaş şiiri bu şekilde Anadolu insanının bulunduğu her yerdedir.

 

OSMAN SARI

(D. 1947 - ...)

Osman Sarı iki şiir kitabıyla etkisi uzun ve dalga dalga yayılan bir şairdir. Onda da Akif İnan’da olduğu gibi gelenekselle modernizmin buluştuğu görülür. Geleneğe dayanılarak, modernizm eleştirilir, fakat ortaya çıkan şiir modern şiirdir aslında. Bir nevi, modernizmin gelenekseli dönüştürmesiyle karşılaşılır, bu iki şairin şiirinde de. Osman Sarı ve Akif İnan şiirlerinin ikisinde de ahlâk ve yerli düşünce belirleyicidir. Modernizm muhalifliğinin dayanakları da bunlardır. Dolayısıyla Osman Sarı şiirinin estetiğini ve müzikalitesini, onun dünyaya bakışı şekillendirmiştir denilebilir. Kendini bütünüyle modernizme bırakmamak, bir estetiğe dönüşmüştür Osman Sarı şiirinde. Aruz ölçüsüyle, kafiyeli yazdığı şiirlerde Osman Sarı, hayat mücadelesinin sesini yakalamıştır.

 

İSMAİL KILLIOĞLU

(D. 1947 - ...)

Henüz lise yıllarında yazmaya başladı. Şair Osman Sarı’yla birlikte Gonca adlı bir edebiyat dergisi çıkardı. Derginin yayın hayatı bir yıl sürse de hem İsmail Kıllıoğlu hem de Osman Sarı için, edebiyat dünyasının kapısını araladı. Sonrasında İsmail Kıllıoğlu birçok edebiyat, sanat ve düşünce dergisinde yazılar yazdı, yöneticilik yaptı. Ayrıca hukuk ve felsefe alanlarında akademik çalışmalar yapan İsmail Kıllıoğlu hikâyelerinde geleneksel hayatla modern hayat arasındaki çatışmaları anlattı. Kıllıoğlu’nun hikâye kahramanları hızla modernleşen şehir hayatı içinde, düşünen, sorular soran, kendince cevaplar arayan yönüyle dikkat çekti. Kıllıoğlu düşünen karakterlerinin gözünden âdeta gelenekselle modernizm arasında sıkışıp kalan insanın ve şehrin de panoramasını çizdi.

 

KADİR TANIR

(D. 1953 - Ö. 2011)

Vefatı üzerine Rasim Özdenören’in 18 Aralık 2011’de Yeni Şafak gazetesinde yazdığı “Ah, Kadir Tanır” başlıklı yazısından: “Yüreği iyilik ve sevgi dolu insan... Hayatı boyunca belki hep yazar olmak, yazar olarak kalmak, ekmeğini yazarlıktan yemek istedi. Çocuk yaşta -onüçünde- şiirler, öyküler yazmaya başladı. 1980’li yılların başlarından itibaren Mavera dergisinde öykülerini yayınlamaya başladı. Kısa bir süre sonra ilk öykü kitabı Alagün hepimizin kitaplarının yayınlandığı Akabe Yayınevi’nin listesinde göründü (1982). Ben, onun öykülerinde olsun, romanlarında olsun, bir mimarın hendese dikkatini görmüşümdür. Sağlam bir mantık, titiz bir kurgu, dikkat ve özen, kelime işçiliği... Bütün bunlar Kadir Tanır’ın metinlerinde belirgin olarak görünen özellikler. Yazar, çağının gerçeklerini dile getirirken bu gerçeklerin altına tanıklığının imzasını atıyor.”

 

KÂMİL AYDOĞAN

(D. 1956 - Ö. 2018)

Maraş edebiyat tarihinin efsane dergilerinden biri olan İkindiyazıları’nın iki editöründen biridir Kâmil Aydoğan (H. İsmail Yasin). İlk kitabı Köy Yazıları’nda işlediği konu, karakter ve olaylar Kâmil Aydoğan’ın şiir, roman ve hatıratlarında da sık sık karşımıza çıkar. Kâmil Aydoğan’ın özelliği; hangi türde yazarsa yazsın, mutlaka belli bir seviyenin üzerine çıkmayı başarmasındadır. Kısık Vadisi romanı çok beğenilmiş, okunmuş ve tutulmuştur. Diğer romanının ismiyse, Atlık Dağı Türküsü’dür. Kâmil Aydoğan, Arta Kalan ismiyle kitaplaştırdığı günlüklerinde gösterdiği lirik ve realist tavrı, roman ve şiirlerinde de korumuştur. Bir dönem İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü de yapan şair, insanda karşılığı olmayan hiçbir şeye yer vermemeye çalışmıştır, bütün kitaplarında.

 

YILDIZ RAMAZANOĞLU

(D. 1958 - ...)

Yıldız Ramazanoğlu çok yönlü bir hikâyeci ve romancıdır. Hikâye ve roman yazarlığının yanında, Yeni Şafak, Milat ve Karar gazetelerinde köşe yazarlığı yapmış, kadının toplum içindeki yerini tartışmıştır. Şehir ve gezi yazıları da bu çalışmalarının devamında şekillenmiştir. Hikâyelerinde incelikli bir dil kullanmış, daha çok iç konuşma ve bilinçakışı tekniğiyle, görünenin ardındaki araştırmıştır. Düşünce yüklü olmalarına rağmen hikâyelerinde duygu ön planda; insanda iz bırakan olaylar, acılar, vicdani hesaplaşmalar, çıkmazlar birlikte işlenmiştir. Yıldız Ramazanoğlu’nun hikâye ve romanlarında olaylar farklı bakış açılarıyla ele alınır, bütün yönleriyle aktarılmaya çalışılır. Bütün roman ve hikâyelerinde Yıldız Ramazanoğlu’nun toplumsal önyargıları tartıştığı ve büyük oranda onları kırıp, okuyucusunu gerçeklerle yüzleştirdiği görülür.

 

ÖMER ERİNÇ

(D. 1958 - ...)

Hem şiirlerinde hem de düzyazılarında sıkı bir duruşu vardır Ömer Erinç’in. Sıkı duruştan kasıt, dil ve düşüncede gösterdiği hassasiyettir. O, şiirlerini adeta kelime kelime değil harf harf yazmaktadır. Şiirin ne sesinde, ne söyleyişinde, ne de mısralar arası geçişinde pürüz olmasını ister. O yüzden Ömer Erinç imzası taşıyan bütün şiir ve yazılarda ince eleyip sıkı dokuyan bir çalışkanlık ve işçilik gözlenir. Ömer Erinç Büyük Doğu’yla başlayıp, Diriliş, Edebiyat, Mavera, İkindiyazıları ve Hece dergileriyle devam eden medeniyet ve edebiyat anlayışı çizgisinde şiirini kurmuştur. Bu çizginin zamanla orijinal şairlerinden biri olmayı da başarmıştır. Okumak, yazmak, şehir, mekân üzerine derleme çalışmaları da mevcuttur. Çalışmaları arasında Necip Fazıl, Nuri Pakdil, Rasim Özdenören ve Cahit Zarifoğlu biyografileri de yer alır.

 

ALİ KARAÇALI

(D. 1960 - ...)

Edebiyat eğitimi alır. Bir süre öğretmenlik yapar. Daha sonra çeşitli devlet kurumlarında yönetici olarak çalışır. Hece dergisini kuran kadronun içinde bulunur. Uzun süre Türk Dili dergisinin editörlüğünü yürütür. Ali Karaçalı hikâyelerinin ilk dikkat çekici yönü, Türkçesidir. Savrulmayan, şiirsel bir dili vardır onun. Ali Karaçalı’nın hikâyeleri birkaç temsil üzerinden ilerler. Hikâyelerinin diğer bir dikkat çekici özelliğiyse, sık sık çocukluk günlerini hatırlayan karakterlerin iç konuşmalarından oluşmasıdır. Onun hikâyelerinde çocukluk günlerini hatırlayan karakter Kahramanmaraş’ın köy, kasaba ve sokaklarında dolaşır. Böylelikle Ali Karaçalı anlattığı olay ve zamana mekân duygusunu da ekler. Emekli olduktan sonra Hece-Öykü dergisinin editörlüğünü üstlenen Ali Karaçalı, yüksek lisans tezi olarak Maraşlı Âşık Behlül Ali’nin hayat ve sanatını incelemiştir.

 

NEDİM ALİ

(D. 1961 - Ö. 1998)

Her şiirinde acı vardır Nedim Ali’nin. Okuyucu birçok imge, sembol ve görüntüden geçirilir onun şiirinde; sonundaysa yine acıyı bulur. Başlangıç noktası da acıdır oysa. Bir ferahlığa, sevince, teselliye ulaşmayı umarken şiirde okuyucu, tam tersi olur. Nedim Ali, okuyucuyu da şaşırtır. Oysa birçok şiirinde, onun ironik söylemleri, sağlam duruşu dikkat çeker ve şiirinin merkezini oluşturur. Zaten bu merkez ve direnç için yazmıştır şiirini Nedim Ali. Aynı direnci yıllarca çıkardığı İkindiyazıları dergisinde de gösterir. Dergiden günümüz okuyucuları bile istifade edebilir. Nedim Ali, derginin farklı yazılarında deneme, mektup, günlük ve hikâyeleriyle de dikkat çeker. Bu, Nedim Ali’nin çok çalışkan ve fedakâr olmakla birlikte yetenekli olduğunu gösterir. Sağlam bir kalemi, incelikli bir anlatımı vardır.

 

ÖMER AKSAY

(D. 1961 - ...)

Mutasavvıf İbn Arabi’den filozof Spinoza’ya kadar geniş bir entelektüel alanda şiirini kurar Ömer Aksay. Konu spektrumu da oldukça geniştir. Şiirlerinin genelinde imgeler arasında konuşan, fikir yürüten, dünyayı tanımlayan, tartışan ve kavga eden bir epopenin sesi duyulur. Mihail Bahtin’in diyaloji diye tabir ettiği bilinçler arası konuşma da rastlanır, onun şiirinde. Diğer önemli bir noktaysa, Ömer Aksay’ın resim yaparken de poetik veya eleştirel yazılar yazarken de şairliğini elden bırakmaması, her şeye şairliğine özgü bakış açısıyla yaklaşmasıdır. Şiirlerde kullandığı imge, sembol ve betimlemeler de ressamlığından kaynaklanıyor olsa gerek, okuyucuda manzara, daha doğrusu insanı var oluş meselelerine dair düşündüren natürmort etkisi uyandırır.

 

HASAN EJDERHA

(D. 1962 - ...)

Nefes alıp veren, dolup dolup boşalan bir şiiri vardır Hasan Ejderha’nın. Kasabayı, köyü, nihayetinde şehri kucaklar, dağları aşar, ırmaklardan geçer, bir ceylanla oturup ağlar da diyebiliriz. Hasan Ejderha’nın şiirlerinde hıçkırık sesleri duyulur. Öfkeyle konuştuğu şiirlerinde bile böyledir. Hasan Ejderha’nın hikâye ve romanlarında da benzer özelliklere rastlamak mümkündür. Hangi türde ve hangi konuda yazarsa yazsın o, sevgiyle hareket eder. Onun kaleminden, çirkin görünen birçok şey merak uyandırıcı, ilginç, zamanla da sevimli ve güzel görünmeye başlar. Başarısı da buradan kaynaklanır Hasan Ejderha’nın. Tabii bir de her olaya, şahsa, mekâna hayretle bakışı. Bu bakış sayesinde Hasan Ejderha’nın şiir ve hikâyeleri âdeta bütün dünya ve insanları misafir edecek derecede genişler.

 

TAYYİB ATMACA

(D. 1962 - ...)

Serbest tarzda yazdığı şiirleri de vardır. Fakat kendini daha çok hece ölçüsüyle göstermiştir. Birçok edebiyat dergisi çıkarmış, birçok derginin yayın kurulunda bulunmuştur. Tayyib Atmaca sanatın iyi, güzel ve doğruyu yüceltmesi gerektiğine inanır. Şiirlerini bu anlayışla yazmıştır. Mektup ve deneme türlerinde de kitapları vardır. Onlarda da aynı anlayışın benimsenmiş ve geliştirilmiş olduğunu görürüz. Tayyib Atmaca’nın şiirleri her ne kadar Türk edebiyatının geleneksel formu hece vezniyle yazılmış olsalar da moderndirler. Başka bir ifadeyle o, modern hece şiiri yazmıştır. Abdurrahim Karakoç’un bıraktığı yerden heceyi devam ettirmiştir. Yine de âşık edebiyatından tat, koku ve renkler de karışmamış değildir Tayyib Atmaca’nın şiirine.

 

MEHMET NARLI

(D. 1963 - ...)

Akademik disiplin içinde roman ve şiir üzerine yaptığı çalışmalarda dahi Mehmet Narlı’nın şairliğini, yalnızca bir şairin geliştirebileceği dil ve dikkatini gözlemlemek mümkündür. İlk şiir kitabı Çiçekler Satılmasın’ı 1988 yılında yayımladı. Bütün şiirlerinde, kırılgan bir ses kendini belli eder. Fakat bazı şiirlerinde edebiyat, sosyoloji veya felsefe alanlarına ait teorik kavramlarla konuları işler. Bu yeni bir dil inşasıdır ki Mehmet Narlı’nın diğer şiirlerindeki kırılgan sesten çıktığı, daha gür bir ses yakaladığı, başka bir ifadeyle kendi sesini de aştığı, ritmini hızlandırdığı türdendir. Eleştirel zekâ, kısmen de öfkenin de görüldüğü bu tür şiirlerini Mehmet Narlı, Dil Kapısı adlı kitabında topladı. Fakat diğer üç kitabında da aynı minval üzere yazılmış şiirlere rastlamak mümkün.

 

MUSTAFA AYDOĞAN

(D. 1964 - ...)

Sadece şiirlerinde şair olmayan biridir Mustafa Aydoğan. Onun yazıları da ancak bir şairin kaleminden çıkacak özelliklere sahiptir. Onunla karşılaştığınızda da her hareket, söz ve mimiklerinden şairliğini fark edersiniz. Mustafa Aydoğan, anı fark eden ve fark ettiren bir şiir yazmıştır. Fakat Aydoğan o ana takılıp kalmaz. O andan, var oluş konularına geçer. Şiirlerinde işlediği aşk, ayrılık, yalnızlık, özlem, yoksulluk gibi konuların tamamını da var oluş zeminine taşıyarak tartışır, sorgular. Ancak bir şiirle, bir şairin yol göstericiliğiyle ulaşılabilecek sonuçlara gelir. Mustafa Aydoğan Büyük Doğu’yla başlayıp, Edebiyat, Diriliş ve Mavera dergileriyle devam eden çizgide şiirler yazar. Kendine özgü sesini bu hareketin içinde bulmakla birlikte, hareketin güçlü seslerinden biri olur.

 

YÜCEL KAYIRAN

(D. 1964 - ...)

2007 yılında Tinsel Poetika alt başlığıyla Felsefi Şiir adlı kitabını çıkardı. Sadece şiirleriyle değil şiir üzerine düşünceleriyle de edebiyat dergilerinde sık sık gündeme geldi, tartışıldı. İlk şiir kitabı Hayaline Firar Edemeyenlerin Afsunu’nu 1997’de yayımladı. İlk şiirlerinden son şiirlerine kadar Yücel Kayıran, kendi var oluşunu toplumsal var oluştan ayırmadan işledi. Bunda felsefi okuma ve araştırmanın payı da büyüktür. Kayıran sürekli düşünen, sorgulayan, cevaplar arayan, dolayısıyla mücadele etmeyi, arayışı bırakmayan bir personanın şiirini yazdı. İlk şiir kitaplarında, imgeler üzerinden şiirsel düşüncesini geliştirirken, 2017 yılında yayımladığı Efsus’a Yolculuk’ta yolculuk temalı, daha somut söyleyişleri tercih etti. Çeşitli edebiyat dergilerinde ve gazetelerin kitap eklerinde kitap analizi, eleştirisi ve poetik yazılar yayımlaya devam ediyor.

 

ÂTIF BEDİR

(D. 1965 - ...)

Dinlemeyi sever, fakat her sohbet içinde mutlaka söyleyeceği bir sözü vardır. Şiirleri de aynı şekildedir Âtıf Bedir’in. O âdeta şiirlerinde Mekke, Medine, Kudüs, İstanbul, Bosna, Üsküp ve Kahramanmaraş’ı dinler. Bu şehirlere dair yazılar da yazmıştır: Yarasını Saklayan Şehirler. İlk şiirlerinden itibaren coşkuya değil, sükûnete önem vermiştir. Kelimeleri o şekilde seçmiş, mısralarını yine aynı hassasiyetle kurmuştur. Şiirlerinde ses ve Türkçe hatası bulmak zordur. Edebiyat, İkindiyazıları ve Hece dergilerinde aktif rol almış; şiir, söyleşi ve denemelerini bu dergilerde yayımlamıştır. Âtıf Bedir’in şiirlerinde düşünce ön plandadır. Fakat düşünceyi yönlendiren duygu ve inanç dünyasıdır.

 

MEVLÂNA İDRİS

(D. 1966 - ...)

Çocuklara yönelik yazdığı kitaplarla da dikkat çekmiştir. Masallarında da şairliği fark edilir Mevlâna İdris’in. Tek şiir kitabı İyi Geceler Bayım’ı her yeni baskısında biraz daha genişletir. Mevlâna İdris hüzünlü, yine de dik duruşundan taviz vermeyen bir ses yakalamıştır şiirde. Çeşitli dergi ve gazetelerde köşe yazarlığı da yapmıştır. Hem düzyazılarında hem de şiirlerinde kendine özgü bir dünya kurmayı başarmıştır. Şiirlerinde güncelden yola çıkıp bütün zamanlara ulaşır. Yalnızlık, en belirgin konusudur. O, hem şiirlerinde hem de masallarında çocuksu bakışı hiçbir zaman yitirmemiştir. Çocuksu bakıştan kasıt, saflığını yitirmeden, bir çocuk gibi, her şeyi ilk defa görüyormuş gibi bakmak, şaşırmak, sevinmek, kırılmak ve üzülmektir.

 

YASİN MORTAŞ

(D. 1967 - ...)

İlk şiir kitabı Güvercin Vadisi’ni 1997 yılında yayımladı. Sonraki yıllar birçok edebiyat dergisinde şiir yayımlamaya devam etmesine rağmen, bunları kitaplaştırma noktasında, belki de aşırı titizliği nedeniyle ağır davrandı. Oturuşu, kalkışı, yürüyüşü, konuşması hatta el kol hareketlerine kadar şairliği fark edilen şahsiyetlerdendir Yasin Mortaş. Dağlara tırmanmayı sever, bir karçiçeğini görebilmek için saatlerce yürümeyi göze alır. Kuruyan bir çınar yaprağının bile onda bir yeri vardır. Yasin Mortaş şiirlerinin bu şekilde dünyaya ve hayata bakışı farklıdır. Bu fark, onun şiirinde ses olarak, imge ve söyleyiş olarak kendini belli eder. Âdeta bütün insanlıkla birlikte atan bir kalbi vardır Yasin Mortaş şiirinin.

 

BÜNYAMİN K.

(D. 1970 - ...)

Şair Bünyamin K., ayrıca resimleriyle de dikkat çekmektedir. Şiirlerinde olduğu gibi resimlerinde de Bünyamin K.’nın kendine özgü bir tarzı, estetiği, anlayışı ve üslubu vardır. Bünyamin K.’nın şiirlerinde Maraş’ın birçok mekânıyla karşılaşmak mümkündür. Aynı şekilde resimleriyle de Maraş’ın konak, cadde ve sokaklarına ayrı bir renk katmaktadır. Şiirlerinde dıştan içe doğru bir hareket gözlenmektedir. Diğer ifadeyle Bünyamin K., hayatı içselleştirerek, sanatında kullanmaktadır. Şiirinde hayat, değişikliğe uğramış, Bünyamin K.’nın ona ekledikleri ve ondan çıkardıklarıyla yeni bir görünüme kavuşmuştur. Ayrılık, hasret, aşk, öfke, arkadaşlık gibi konular Bünyamin K.’nın hem şiirinde hem de resimlerinde, birer imgeye, bakışa ve duruşa dönüşmüştür.

 

BAHTİYAR ASLAN

(D. 1971 - ...)

Üniversitede Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü okudu. Hâlen akademisyen olarak edebiyat alanında çalışmalarına devam etmektedir. Altı yıl Türk Edebiyatı dergisinin yayın yönetmenliğini yürüttü. Şiir kitaplarının isimleri: Su ve Kalaycının Dediği. Aslında hikâye kitaplarında Bahtiyar Aslan şiir yazmaya devam etmektedir. Çünkü onun bütün hikâyelerinden kalan duygu, bir şiir okunduktan sonra okuyucuda kalan duyguyla aynıdır. Onun hem şiirlerinde hem de hikâyelerinde sürekli devinen, farklı söyleyişlere kayan, imge ve metaforlarla zenginleşen, kendine özgü bir dil ve anlatımı vardır. Bu, şair Bahtiyar Aslan’ın dilidir. Bu dili hikâyelerinde de kullanır. Hikâye kitaplarını Sessiz Hikâyeler genel başlığı altında toplamıştır: Kentin Haberi Yok, Cennet’in Son Saatleri, Sancı, Kar ve Düğüm.

 

İNCİ OKUMUŞ

(D. 1971 - ...)

Bahaettin Karakoç’la aynı şir atmosferini teneffüs etmiş bir şairdir İnci Okumuş. İlk şiir kitabı Düğün Gönüle Kurulur 1999 yılında Dolunay yayınları arasından çıkmıştır. Onun yer yer susmaya varan, bazen de dolup boşalan, coşan bir şiiri vardır, ilk kitabından ikinci kitabı Aşkın Elif Hali’ne kadar. Her şeyden -doğadan, bir gelin duvağından, ince bir sözden, bir bakıştan veya manzaradan şiir damıtabilmektedir. Bunda da şiirin işçilik tarafına, ayrıca gönül yanına yönelik gösterdiği hassasiyetin etkili olduğunu düşünebiliriz. İnci Okumuş şiirlerinde ayrıca yöresel deyişler, kültürel unsurlar, atasözleri, deyişler ustası Bahaettin Karakoç şiirinde olduğu gibi kendi renklerini kaybetmeden, yeni anlamlar kuşanabilmektedir.

 

RECEP ŞÜKRÜ GÜNGÖR

(D. 1971 - ...)

Uzun yıllar öğretmenlik yaptı, çeşitli edebiyat dergilerinin yayın kurulunda aktif rol aldı. Recep Şükrü Güngör’ün hikâyelerine bu iki yönü de yansımıştır. Kahramanları liseli öğrencilerden oluşmuştur çoğu hikâyelerinin. Onun dışındaysa, okuyan, yazan ve düşünen karakterleri konuşturmuştur hikâyelerinde o. İç konuşma tekniğinde başarılı olduğu gibi olay anlatımı, üçüncü tekil şahıs anlatım ve tasvirde de dikkat çekicidir. Durum hikâyeleri de vardır. Hikâyelerinde mekan olarak ise, sık sık Kahramanmaraş’ın çeşitli sokak, cadde, çarşı ve mahallelerini kullanmıştır. Recep Şükrü Güngör, hikâyenin içinde düşünen, hikâyeyi yazarken kurgulayan bir yöne de sahiptir. O yüzden büyük kurgusunun içine, farklı özelliklere sahip, çok sayıda küçük kurgular da yerleştirir.

 

MUSTAFA KÖNEÇOĞLU

(D. 1973 - ...)

Yirmi yılı aşkındır Kahramanmaraş’ta edebiyat öğretmenliği yapmaktadır. Maraş’ta gerçekleştirilen edebiyat etkinliklerinin birçoğunda organizatör olarak görev aldı. Fakülte bitirme tezinde Sezai Karakoç’un “Monna Rosa” şiirini çalıştı. Yazdığı şiirleri uzun süre yayımlamadı, onların çoğunu da yırttı. İlk şiir kitabı Söz Hakkı’nı 2011’de çıkardı. Aynı çabanın devamında 2016’da ikinci şiir kitabı Dünya Hatırası’nı yayımladı. Her iki kitabında da Mustafa Köneçoğlu modernizmin insanda yol açtığı tahribata, insan ilişkilerine, yalnızlığa ve varoluşa yoğunlaştı. Onda şiir bir varoluş meselesi olarak kendini gösterir. Mısralarını geleneksel bir anlayışla kurmasına rağmen modern söyleyişi benimsemiştir. Köneçoğlu’nun şiirlerinde işlediği konular sosyoloji okumalarıyla paralellik arz eder. Bir nevi onda anlam arayışı, şairliği nedeniyle anlam keşfine dönüşür.

 

NUHAN NEBİ ÇAM

(D. 1974 - ...)

Edebiyat öğretmenliği yapmaktadır. Yayımlanmış dört hikâye kitabı vardır: Yangın Sonrası Ölmek, Kaçış, Yolcu ve Eşkıya ve Uyanma Bildirisi. Nuhan Nebi Çam daha çok durum hikâyeleri yazmıştır. Duygu ön plandadır bu hikâyelerde. Korku, gerilim, aşk, belirsizlik, öfke… Başka bir ifadeyle Nuhan Nebi Çam’ı hikâye yazmaya sevk eden duygu, hikâyenin de gövdesi olur. Belki de bu yüzden onun kahramanları genellikle sancılıdır. Okuyucu hikâyeden kahramanın çektiği acı ve sancıyı fark eder, oysa N. N. Çam o kahramanın iç konuşmasını vermemiştir. Yazar, onun sadece içinde bulunduğu durumu tasvir etmiştir. Adeta bir karakterin farklı açılardan çekilmiş fotoğrafı gibidir bu hikâyeler. N. N. Çam, dil ve anlatımını da tasvirlerle vermeye çalıştığı duyguya göre hızlandırır, yavaşlatır.

 

CAFER KEKLİKÇİ

(D. 1977 - ...)

Bütün hayatını şiire açmış bir şair Cafer Keklikçi, ya da şu şekilde ifade edilebilir: Bütün hayatı şiir olmuş ya da bütün şiirleri hayat olmuş biridir o. Cafer Keklikçi’nin şiirleri ilk okunduğunda serbest bir söyleyiş içinde olduğu sanılabilir. Oysa öyle değildir, yeni bir intizam peşindedir o. Şiirlerinde sık rastlanan kelime tekrarları, uzayıp kısalan mısralar, kelime oyunları, ritmik söyleyiş, çok sayıda fiil kullanması onun yeni bir âhenk peşinde olduğunu gösterir. Değişen insan ve topluma karşı Cafer Keklikçi’de değişen bir şiir ve sesle karşılaşılır. 2004 yılında ilk şiir kitabı Tanınma Korkusu’nu yayımladığında o, ne yapmak istediğini bilen bir şairdi zaten. İlk kitabına kadar birçok tarzda şiir yazmış, bunlardan çoğunu terk ederek, kendi tarzını oluşturmuştu.

 

Kaynak: 

 

 

ADEM KONAN

(D. 1961 - )

Adem Konan, 1961 yılında Afşin'in Bakraç köyünde doğdu. İlkokulu Afşin'de, ortaokulu Elbistan'da ve liseyi Kahramanmaraş'ta bitirdi. Gazi Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesinden mezun oldu ve aynı yıl öğretmenliğe başladı. 2012 yılında emekli oldu.

 

Töre, Türk Yurdu, Dolunay, Gündönümü, Kanat, A'raf, Uzun Sokak, Mina, Son Duvar, Türk Edebiyatı, Kardeş Kalemler ve Kurgan Edebiyat dergilerinde yazı ve şiirleri yayınlandı. Sonduvar, Kanat, A'raf ve Gündönümü dergilerinin yönetiminde bulundu.

 

1986 yılında Türk Ocakları idari amirliği ve 1997 yılında Türkiye Yazarlar Birliği yönetim kurulu üyeliği yaptı. 1986'da Tercüman gazetesinin şiir yarışmasında mansiyon, 1989 yılında Yeni Düşünce gazetesinin şiir yarışmasında ikincilik, 1992'de Türkiye Diyanet Vakfı tarafından düzenlenen Münâcât Yarışması'nda üçüncülük, 1993 yılında Irmağın Yakarışı isimli şiir kitabıyla Öğretmenler Arası Kitap Yarışması Şiir Dalı'nda birincilik, 1995'te yapılan TSE marş yarışmasında üçüncülük ödülleri bulunmaktadır.

 

Irmağın Yakarışı ve Doç. Dr. Hüseyin Özbay'la birlikte hazırladığı Türk Şiir Güldestesi adında iki kitabı bulunmaktadır. Bazı şiirlerinde Dedekurt mahlasını kullanmaktadır.

 

ADİLE NECLA KANDEĞER

(D. 1910 - Ö. 1965)

Adile Necla Kandeğer, Selanik'te doğdu. İstanbul Ortaköy İlkokulunu ve İzmir Kız Muallim Mektebini bitirdikten sonra öğretmen olarak Maraş'a atandı. Maraş'ta evlendi ve burada 33 yıl öğretmenlik yaptı. Mahalli dergi ve gazetelerde halk şiiri tarzında şiirler yayımladı. Şiirlerinde genellikle Maraş'ın Kurtuluş Mücadelesinde gösterdiği kahramanlıkları, Maraş'ın sosyal hayatını ve tabii güzelliklerini dile getirdi. Maraş'ta vefat etti.

 

ÂDİL OSMAN UYLUKÇU
(D.1929 - Ö.2002)

Kahramanmaraş'ta doğan Adil Osman Uylukçu, küçük yaşta bağlama çalmaya başladı. Kendi ifadesinden ortaokulu okuduğu anlaşılmaktadır. Geçimini işçilikle sağlayan Uylukçu, şiirlerini Dost Bahçesi (1984) adlı eserinde bir araya getirdi.

 

Adil Osman Uylukçu, 2002 yılında vefat etti.

 

ÂDİL SOYDAN

(D.1918 - Ö.1965)

Âdil Soydan, 1918 yılında Kahramanmaraş'ın Zeytin Bucağında doğdu. İlk ve ortaokul öğrenimini Elbistan'da yapan Soydan, daha sonra öğrenimine devam edemedi. Memurluk yaptı. Halk şiiri formunda şiirler yazan şairin Yayla Çiçekleri ve Gönül Sazı adlı yayımlanmış iki şiir kitabı vardır.

 

Âdil Soydan, 1965 yılında vefat etti.

 

AHMET BERTİZLİOĞLU

(D. 1915 - Ö. 1984)

Ahmet Bertizlioğlu, 1915 yılında Kahramanmaraş'ta doğdu. İlköğrenimini bitirdikten sonra marangozluk zenaatını öğrendi ve bu mesleği sürdürdü. Şiir yazmaya küçük yaşlarda başlayan Bertizlioğlu Hartlaplı Aşık Mısdılı'nın şiirlerini kendine örnek edindi. Halk şiiri tarzında iki binin üzerinde şiirleri olduğu rivayet edilen şair, 1984 yılında vefat etti.

 

AHMET BULUT

(D. 1947 - )

Ahmet Bulut, 1947 yılında Kahra- manmaraş'ın Elbistan ilçesinin Büyük Yapalak köyünde doğdu. İlk öğrenimini köyünde, ortaokul öğrenimini Elbistan'da tamamladı. Gaziantep Öğretmen Okulunu bitirdikten sonra öğretmenlik yaptı. Daha sonra Afşin Elbistan Kömür İşletmelerine geçti. Sendikacılık yaptı. Emekliye ayrıldı.

 

Halk şiiri formundaki şiirlerinin bir kısmını Bir Hoş Seda (2007) adlı kitabında yayımladı.

 

AHMET CANSIZ GÜLLÜ

(D. 1929 - Ö.1993)

1929 yılında Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesinde doğan Ahmet Cansız Güllü, ortaokulu bitirdikten sonra seyyar satıcılık, işçilik, sendikacılık, belediye başkâtipliği ve belediye evlendirme memurluğu görevlerinde bulundu. 1993 yılında Elbistan'da vefat etti.

 

Ahmet Cansız Güllü'nün, hece ve aruz vezniyle yazdığı şiirleri mahalli gazetelerde yayınlandı. Şiir çevresinde çok sevildi ve şiir ortamının hazırlanmasında büyük katkıları oldu. Nafiz Yıldırım ve Celalettin Kurt, Ahmet Cansız Güllü adıyla biyografik eserini hazırladı. Millî Eğitim Bakanlığı, Cansız'ın şiirlerinden oluşan seçmeleri Şardağı'ndan Esen Rüzgâr adlı eserde toplayarak yayımladı.

 

AHMET DOĞRU

(D. 1975 - )

Ahmet Doğru, 1975'te Kahraman- maraş'ın Pazarcık ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Osmaniye'de tamamladı. Ankara Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyat Öğretmenliği Bölümünden mezun oldu. Öğretmenlik yaptı.

 

Ahmet Doğru, edebiyat çalışmalarına Güneysu dergisinde yazdığı şiirlerle başladı. Baykuş Dikey Duruş adlı bir gülmece edebiyat dergisini yayına hazırladı. 2007 yılında Su Edebiyat dergisini çıkardı. Güneysu dergisinin genel yayın yönetmenliğini üstlendi. Halen çeşitli edebiyat dergilerinde şiir ve yazı çalışmalarına devam etmekte ve yazıları yayınlanmaktadır. Ay Adası (2000), Dünya Döngüsü (2012) ve Aşkın Kaleleri (2014) adlı şiir kitapları vardır.

 

AHMET EKİCİ

(D. 1954 - )

Ahmet Ekici, 1954 yılında Kahramanmaraş'ın Göksun ilçesine bağlı Yeniyapan Köyü'nde doğdu. Şiirlerinde aşk, sevgi, memleket, gurbet temalarını işledi, sosyal taşlamalar yazdı. Anadolu İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği Yönetim Kurulunda görev aldı.

 

Çok sayıda radyo ve televizyonda şiir ve söyleşi programlarına da katılan Ekici'nin şiirleri birçok dergi, gazete ve antolojilerde yayımlandı.

 

"Öğretmen" konulu şiir yarışmasında mansiyon ödülü alan şairin bazı şiirleri türkü ve özgün müzik olarak bestelendi, Mehmet Doğan Güneş ve Ahmet Tekkuş isimli sanatçılar albümlerine aldı.

 

Ahmet Ekici'nin Kuru Ağaçtaki Yaprak (1999) ve Yorgun Yolcu (2000) adlı şiir kitapları vardır.

 

AHMET KURNAZ

(D. 1959 - )

Ahmet Kurnaz, 1959 yılında Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesinde doğdu. İlkokulu, ortaokulu ve liseyi Elbistan'da bitirdi.Yüksek Öğrenimini AÜ Hukuk Fakültesinde tamamladı. Elbistan'da memur ve avukat olarak görev yaptı. Can Diktim Toprağa adlı bir eseri vardır.

 

AHMET NECİP OLGUN

(D. 1949 - )

Necip Olgun, 1949 yılında Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesinde doğdu. Yüksek öğrenimini İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümünde tamamladı. Felsefe öğretmeni olarak görev yaptıktan sonra emekli oldu.

 

Divan şiiri geleneğinde şiirler yazan Olgun, şiirlerinde "Fecrî" mahlasını kullandı.

 

AHMET SANDAL

(D. 1965 - )

Ahmet Sandal, 1965 yılında Kahra- manmaraş'ın Pazarcık İlçesinde doğdu. İlk ve ortaöğrenimini Pazarcık'ta, yükseköğrenimini Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinde tamamladı. 1987 yılında TCDD Genel Müdürlüğü müfettiş yardımcısı olarak kamu görevine başladı. 1992 yılında bu kurumdan Çevre Bakanlığına naklen tayin oldu. Halen Çevre ve Şehircilik Bakanlığında denetim elemanı olarak görev yapmaktadır.

 

1996-1998 yılları arasında Türkiye Ortadoğu Amme İdaresinde Çevre Yönetimi üzerine yüksek lisans yaptı. 2002 yılında Ankara Üniversitesinden Avrupa Birliği Uzmanlık sertifikası aldı. 2009 yılında Başbakanlık Kamu Görevlileri Etik Eğitimini tamamladı ve etik eğiticisi olarak görevlendirildi.

 

Şiirlerinin ana teması genelde sosyal ve kişisel gelişim üzerinedir. Bu temalar üzerinde yoğunlaşan şiirlerinde didaktik söylem öne çıkmaktadır. Ahmet Sandal, şiirlerini Girdaptaki Çiçek (2006) ve Daha Vakit Varken (2012) isimli kitaplarında yayımladı.

 

AHMET SÜREYYA DURNA

(D. 1954 - )

Gazeteci, şair, yazar Ahmet Süreyya Durna 1954 yılında Kahramanmaraş'ın Afşin ilçesine bağlı Nadır köyünde doğdu. İlkokul, orta, lise ve imam hatip lisesinden sonra yüksek öğrenimini tamamladı.

 

İki dönem, bir siyasi partinin İskenderun ilçe başkanlığını yaptı. Uzun süre Akdeniz Bölgesi Basın Ajansı olarak çalıştı. Bazı gazetelerde belgesel araştırmalarının yanında, kültürel makaleleri yayınlandı. İç ve dış gezileriyle ilgili yazılar kaleme aldı, röportajlar aktardı. Daha sonra belirli aralıklarla köşe yazarlığı icra etti. Anadolu'nun muhtelif yerlerinde çıkan mahalli gazetelerde dekalemiyle hizmetini sürdürdü.

 

Mizah, Milli Mücadele, İttihat, Somuncu Baba, Kültür Sanat, Bengisu, Mefküre gibi birçok edebiyat dergilerinde şiirleri neşredildi ve bazı eserleri bestelendi. Aynı zamanda, bu dalda birçok ödüller aldı. Afşin Belediyesi Basın-Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü görevinde de bulunan Ahmet Süreyya Durna, makalelerini bir müddet müstear isimle yazdı. İskenderun Demir Çelik Fabrikalarından emekli oldu.

 

Sosyal faaliyetlerinin dışında, hat sanatı ve Osmanlı arşivi üzerinde çalışmaları mevcuttur. Birçok internet medya ile Kahramanmaraş Manşet gazetesinde haftalık köşe yazısı yazmaktadır.

 

Ahmet Süreyya Durna'nın Muzur İkili (Hikâyeler), Denemeler (Edebiyat Seçkisi), Şafak Taarruzu (Şiirler), Üç Değirmen Ötesi (Öykü) adlı yayımlanmış eserleri vardır.

 

AHMET TEVFİK PAKSU

(D. 1926 - )

Ahmet Tevfik Paksu, 1926 yılında Kahramanmaraş'ta doğdu. Yüksek öğrenimini İstanbul Yüksek İktisat ve Ticaret Okulunda yaptı. 1966 yılında Kahramanmaraş senatörü olarak Türkiye Büyük Millet Meclisine girdi.Kahramanmaraş'tan milletvekili seçildi ve 1975-1976 yıllarında Çalışma Bakanlığı yaptı.

 

Şiirlerini Şiirlerim adlı eserinde topladı.

 

ALAEDDİN ÖZDENÖREN

(D. 1940 - Ö. 2003)

Hikâyeci Rasim Özdenören'in ikiz kardeşi olan Alaeddin Özdenören, 20 Mayıs 1940 tarihinde Kahramanmaraş'ta doğdu. İlk ve orta öğrenimini Maraş, Tunceli, Malatya ve İstanbul'da tamamladı. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümünü bitirdikten sonra çeşitli okullarda öğretmen olarak görev yaptı. 1991 yılında Kültür Bakanlığı Müşavirliğine atanan Özdenören bu görevindeyken emekli oldu. 26 Temmuz 2003 tarihinde vefat etti.

 

Lise yıllarında ikiz kardeşi Rasim Özdenören, Cahit Zarifoğlu ve Erdem Bayazıt ile Maraş'ta çıkardıkları Hamle dergisi ve mahalli gazeteler için hazırladıkları edebiyat sayfalarında edebiyata başlayan Alâeddin Özdenören daha sonraları Yeni İstiklal, Diriliş ve Edebiyat dergileri ile, 1976'da kurucuları arasında yer aldığı Mavera dergisinde yazmaya devam etti. Edebiyat Ortamı, Yedi İklim, Hece, Ay Vakti, vb. dergilerde yazdı. Şair, kimi zaman kendi adıyla, kimi zaman da Bilal Davut müstear ismiyle Yeni Devir, Milli Gazete, Zaman gazetelerinde de yazılar kaleme aldı.

 

1996 yılında Yalnızlık Gide Gide adlı eseriyle Türkiye Yazarlar Birliğinin şiir ödülünü aldı.

 

"Alaaddin Özdenören'in şiirlerini yayınlamaya başladığı 60'lı, 70'li yıllar Türkiye'nin en çalkantılı dönemidir. İdeolojik asabiyetlerin yer yer estetikten ödün verdiren ortamında o, şiirin özgül yapısından sapmadan, kendine özgü bir söyleyişi ortaya koyabilmiş özgün şairlerden biridir." (Ay, 2009:395)

 

Alaaddin Özdenören'in Güneş Donanması (1974), Yalnızlık Gide Gide (1996), Şiirler/ Bütün Şiirleri (1999) adlı şiir; İnsan ve İslâm (1982), Batılılaşma Üzerine (1983), Devlet ve İnsan (1986), Yakın Çağ Batı Dünyası ve Türkiye'ye Yansımaları (1986) adlı deneme; Şiirin Geçitleri (1996) adlı inceleme ve Unutulmuşluklar (1999) adlı hatıra türünde eserleri vardır.

 

ALİ ARSLAN (AŞIK ALİYAR)

(D. 1961 - )

Ali Arslan (Aşık Aliyar), 1961 yılında Kahramanmaraş'ın Afşin Arıtaş kasabasında doğdu. İlk ve ortaokulu Arıtaş'ta okudu. Lise öğrenimini yarıda bıraktı. Kamu kurumunda çalıştı ve emekli oldu. Çocukluğunda dedesi Aşık Kör Hüseyin'in şiirlerini dinleyerek ve okuyarak şiire ilgi duymaya başladı. Sevda, hasretlik ve sosyal konuları işlediği halk şiiri formundaki şiirlerinde Aşık Aliyar mahlasını kullandı.

 

ALİ BAŞPINAR

(D. 1952 - )

Ali Başpınar, 1952 yılında Afşin'in Alimpınar köyü Çöte mezrasında doğdu. İlkokulu köyünde okudu. Şiir yazmaya ilkokul yıllarında başladı ve şiirlerinde “Çöteli”mahlasını kullandı. Şiirleri mahalli gazetelerde yayımlandı. Yörenin diğer şairleriyle atışmalara katıldı.

 

ALİ BÜYÜKÇAPAR

(D. 1968 - )

Şair ve yazar Ali Büyükçapar, 1968 yılında Kahramanmaraş'ta doğdu. İlk ve ortaöğrenimini memleketinde, yüksek öğrenimini Konya Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde tamamladı. Kayseri Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde master yaptı, felsefe din bilimleri alanında uzman oldu. Öğretmen olarak görev yapmaktadır.

 

Yazı çalışmalarına Kahramanmaraş'ta yayınlanan Işık, Aksu, Kahramankent gibi mahalli gazetelerde başladı. Ulusal basında yazıları Yenişafak, Akit, Sağduyu gazetelerinde çıktı. Denemeleri Milli gazetede, şiirleri ve edebi yazıları Yediiklim, Kırağı, İnsansaati ve Alkış dergilerinde yayımlandı.

 

Ulusal televizyonlarda ve TRT radyolarında programlara katıldı. Yerel radyolarda ve televizyonlarda edebi, dini yayınlar yaptı.

 

Ali Büyükçapar'ın Malabadi Otuz Şiir (1996), Kitap Pusulası (1997), Kırk Hadis (1998), İsmi Azam (1999), Necip Fazıl (2003), Ulu Карт Sırlı Yol (2006), Haft: Osman Sandal (Biyografi), Şahmeran, Ateşi Yakmak (2014) adlı eserleri vardır.

 

ALİ GÖZÜKARA

(D. 1928 - Ö. 2005)

Ali Gözükara, Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesinin Erdelek Köyü'nde doğdu. Küçük yaşta halk şiiri tarzında şiirler söylemeye başladı. İrticalen şiir söyleme yeteneğine sahipti.

 

Elbistanlı Aşık Ali Gözükara'nın; Seçme Şiirleri (1956), Kalbimin Feryadı (1958), Dersler Konuşuyor (1958), Her Yayladan Bir Çiçek (1959), Vatan Aşkı, Bir Demet, İlkbaharım Böyle Geçti (1967),12 Şubat'ta Kahramanmaraş adlı yayımlanmış kitapları vardır.

 

ALİ HAYDAR TUĞ

(D. 1959 - )

Ali Haydar Tuğ, 1959 yılında Kahramanmaraş'ta doğdu. Çeşitli devlet kurumlarında memurluk ve yöneticilik yaptı ve emekli oldu. Şiir ve yazıları birçok edebiyat dergisinde yayınlanan Ali Haydar Tuğ, "Bir Edebiyat Yaprağı" adlı derginin yayın yönetmenliğini yapmaktadır.

 

ALİ İHSAN KUYUMCU

(D. 1950 - Ö. 2013)

Ali İhsan Kuyumcu, 1950 yılında Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesinde doğdu. Yurdun değişik illerinde devlet memurluğu yaptı. Çeşitli gazete ve dergilerde şiir, hikâye ve araştırma yazıları yayımlandı. Şiir ve resim çalışmalarını bir arada sürdürdü. Yurt içinde değişik yıllarda birçok resim sergisi açtı. Şiirlerini Yudum Yudum, Bildiğin Gibi, Gurbet Akşamları, Çizemediğim Resim adlı kitaplarda topladı. 2013 yılında vefat etti.

 

Ali İhsan Kuyumcu'nun, Elbistan halk masallarından derlenen Yıldıralem ve Elbistan Sokakları adlı araştırma türünde eserleri vardır.

 

ALİ KARAOSMANOĞLU

(D. 1972 - )

Ali Karaosmanoğlu, Andırın'ın Rıfatiye köyünde doğdu. İlköğrenimini köyünde, ortaöğrenimini Kadirli'de, yüksek öğrenimini Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde tamamladı. Edebiyat öğretmeni olarak görev yapmaktadır.

 

Ali Karaosmanoğlu'nun Çaykeş adlı bir şiir kitabı vardır.

 

ALİ KEMAL GÖZÜKARA

(D. 1931 - Ö. 2006)

Şair ve yazar Ali Kemal Gözükara 1931 yılında Kahramanmaraş'ın Elbistan İlçesi'ne bağlı Eldelek Köyünde doğdu. İlkokulu bitirdikten sonra Düziçi Köy Enstitüsüne kaydoldu. Enstitüyü bitirdikten sonra öğretmenliğe başladı. 27 yıl ilkokul öğretmenliği yaptıktan sonra emekli oldu.

 

Yazmaya duvar gazetelerinde başlayan Gözükara, o günden bu yana yazmayı aralıksız sürdürdü. Halk şiiri formatında yazdığı şiirlerinin çoğunda "Adsız" mahlasını kullandı.

 

Yayınlanmış kitapları: Yırtık Papuçlar (Roman 1960); Paslı Kelepçeler (Roman 1964); İbili'ye Mektuplar (Öykü 1970); Masaldan Masal (Masal 1975); 1 Mayıs Türküsü (şiir, 1977); Çeyrek Adam (Fıkralar 1985) Döne'ye Mektuplar (Öyküler 1987); Yola Düşen Kağnılar (Destan 1988); Bıldırcınlar I-II-III (Roman 2001-2002) Ulu Nehir (2003); Kiralık Tanık (Öykü 2004)

 

ALİ KEMAL NACAROĞLU

(D. 1953 - )

Ali Kemal Nacaroğlu, 1953 yılında Kahraman- maraş'ta doğdu. İlk ve ortaöğrenimini Kahramanmaraş'ta tamamladı. Hacettepe Üniversitesi İşletme Fakültesi Teknik Meslek Yüksek Okulunu bitirdi. Memur olarak görev yaptı.

 

İmam Hatip Lisesindeki öğrencilik yıllarında Gonca dergisininin, yüksek öğrenim yıllarında Kıyam dergisinin yayın yönetmenliğini, zaman zaman kimi edebiyat dergilerinin yayın danışmanlıklarını yaptı.

 

Çalışmalarına şiirle başladı, öykü, deneme ve günlüklerle devam etti. Yedi İklim, Hece, Edebiyat Ortamı, Yalnız Ardıç, Edebiyat Yaprağı vb... dergilerde öyküler, Yeni Devir, Yeni şafak, Akit vb. gazetelerin kültür sayfalarında, deneme ve günlükler yazdı. Öykü dalında Alaz (1978) adında yayımlanmış kitabı vardır.

 

ARİF BİLGİN

(D. 1951 - )

Araştırmacı, şair ve yazar Arif Bilgin, 1951 yılında Elbistan'da doğdu. İlk ve ortaokul öğrenimini Elbistan'da, liseyi Mersin'de, yüksek okulu Açık Öğretim Fakültesinde tamamladı. Çeşitli okullarda 33 yıl öğretmenlik ve yöneticilik görevinde bulunduktan sonra emekli oldu.

 

Araştırma, makale, deneme, hikâye ve şiirleri Mavera, Gül Çocuk, Dolunay, İkindiyazıları, İkinci Fecir gibi birçok sanat/edebiyat dergilerinde yayınlandı. Yerel gazetelerde köşe yazarlığı yaptı.

 

Özellikle Elbistan'ın tarihi, kültürü, sosyal hayatı ve edebiyatı üzerine yaptığı araştırmalarla önemli hizmetler yapan Arif Bilgin, hat sanatında da başarılı çalışmalarda bulundu.

 

Arif Bilgin'in Cumhuriyetin 70. Yılında Elbistan (Müşterek -1993-1994), Üç Gül Düştü Gönlümüzden- Çocuk Şiirleri (Müşterek-1997), Ne Ararsan Kendinde Ara (Aşık Mahrůmî'nin şiirleri- 2000), Gül Dağları (S. Ahmet Kutuzman'ın şiirleri- 2002), Terk Eden Elbistan-1 (2005), Elbistanca - Sözlük - Örnekleriyle Elbistan Ağzı: (2006). Terk Eden Elbistan-2 (2007), Terk Eden Elbistan-3 (2007). Namluya Şiir Sürdüler (2008), Kör Edilen Serçeler -Hikayeler- (2008) adlı eserleri vardır.

 

ARİF TAŞKALE

(D. 1934 - )

Arif Taşkale, 1934 yılında Kahraman- maraş'ın Afşin ilçesinde doğdu. İlk ve ortaöğrenimini Afşin'de, lise öğrenimini Adana'da tamamladı. Yurdun değişik illerinde ziraat teknisyeni ve yöneticilik olarak görev yaptı ve emekli oldu.

 

Halk şiiri tarzında şiirler yazan, yörenin âşıklarıyla atışmalara katılan Arif Taşkale'nin Dağlar ve Sancı isimli yayımlanmış şiir kitapları vardır.

 

ASUMAN SOYDAN ATASAYAR

(D. 1959 - )

Asuman Soydan Atasayar, 1959 yılında Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesinde doğdu. Yükseköğrenimini Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Matematik Bölümünde yaptı. Şiirin yanı sıra resime karşı da ilgi ve yeteneği olan Atasayar'ın resim çalışmaları çeşitli sergilerde yer aldı. Şiir ve yazıları pek çok gazete, dergi, site ve antolojilerde yayımlandı.

 

İLESAM üyesi olan ve Gülce Edebiyat Akımı'nın ekibinde de yer alan Asuman Soydan Atasayar'ın Üçüпси Mevsimdeyim (2010), Kahraman Ve Öncu Kadınlarımız (2011), Bir Yudum Ben (2013) adlı şiir kitapları ve Yitik Parçam (2012) adlı yayımlanmış romanı vardır.

 

ÂŞIK ALİ ATAŞ

(D. 1946 - )

Aşık Ali Ataş, 1946 yılında Kahramanmaraş'ın Çağlayancerit ilçesinde doğdu. İlkokul öğreniminden sonra imkânsızlık yüzünden öğrenimine devam edemedi. Şiir yazmaya da öğrencilik yıllarında başladı. Ünlü halk şairi Abdurrahim Karakoç'un şiirlerinden etkilendi ve Karakoç'u kendisine rehber eyledi.

 

Şiirlerinde köyünü ve köylünün yaşantısını anlattı. Birçok ili dolaştı, birçok âşıkla karşılaşıp atışmalar yaptı. Şiirleri başta kendi adına hazırlanan sitede olmak üzere çeşitli antolojilerde yayınlandı.

 

Şiirlerinde Aşık Ali mahlasını kullanan şair yoksulluk, Çağlayancerit, sosyal yergi, çevre duyarlılığı, eski köy hayatına özlem gibi konuları işledi. Sosyal yergi konulu şiirlerinde Abdurrahim Karakoç'un etkisi görülür. Aşık Ali Ataş'ın Çağlayancerit (2011), Anlatamadım (2012) ve İnanmadılar (2014) isimli şiir kitapları vardır.

 

ÂŞIK ÇİMANÎ

(D. 1932 - Ö. 1988)

Asıl adı Ali Çimen olan Aşık Çimanî, 1932 yılında Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesinin İğde kasabasında doğdu. Henüz yedi yaşındayken babasını kaybederek yetim kalması, karakterinde bulunan içe kapanıklığı, ailesinin geçimine katkı sağlamak için küçük yaşlarda çalışması, yoksulluk gibi etkenler çevresi tarafından Sefil Ali olarak anılmasına sebep oldu.

 

Ali Çimen, ilkokuldan sonra yoksulluk nedeniyle öğrenimine devam edemedi. Şoförlük, ev aletleri tamirciliği, mobilyacılık, oto tamirciliği, yapı ustalığı gibi mesleklerde çalıştı. Almanya'ya işçi olarak gitti. Almanya'dan Elbistan'a gelirken geçirdiği trafik kazası sonunda vefat etti.

 

Şiirlerinde çoğu kez Aşık Çimanî veya Sefil Çimanî mahlaslarını kullanan şair ağıt/destan, toplum hayatında görülen sosyo/kültürel bozulmalar, dinî/hamasî duygular gibi toplumsal konuların yanı sıra aşk, ayrılık, gurbet, ölüm, tabiat gibi konuları şiirlerinde sıkça işlemiştir. Aşık Çimanî'nin şiirlerinin bir kısmı Araştırmacı/yazar Arif Bilgin tarafından "Aşık Çimanı" adlı kitapta toplanarak yayımlandı.

 

ÂŞIK DEVAÎ

(D. 1957 - )

Asıl adıl Mustafa Çıplak olan Aşık Devaî, 1957 yılında Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesine bağlı Sarıçiçek köyünde doğdu. İlkokul öğreniminden sonra yoksulluk nedeniyle öğrenimine devam edemedi. Ekonomik kaygılarla 1979 yılında Kayseri'ye taşındı, burada hizmetli olarak çalıştı. Libya'ya giderek bir süre işçi olarak çalıştı. Daha sonra Kahramanmaraş'a, oradan da 1997 yılında Mersin'e göçtü. Mersin'e yerleşen âşık, burada âşıklıkla ilgilendi, yurt içi ve yurt dışı etkinliklere katıldı. 2006 yılında SSK'dan emekli oldu.

 

Çevresindeki ve Türkiye genelindeki âşıkların şiirlerini dinleyerek âşıklığa özenen Devaî, irticalen çalıp söylemeye Kayseri'de başladı. Devaî mahlası, 1983 yılında Kayseri'deki âşıklar kahvehanesinde "sağlık" konulu atışmada gösterdiği başarıdan dolayı Prof. Dr. Tuncer Gülensoy tarafından verildi.

 

Devaî, âşıklık geleneğine usta-çırak ilişkisiyle başlamamıştır. Onun belirli bir ustası yoktur. Çocukluğundan itibaren Karacaoğlan, Pir Sultan Abdal, Yunus Emre, Mahzuní, Reyhanî, Murat Çobanoğlu, Davut Suları, Aşık Veysel, Neşet Ertaş gibi usta âşıkların şiirlerini dinleyerek veya okuyarak kendisini yetiştirmiştir. En fazla da Mahzunî, Reyhanî ve Murat Çobanoğlu'ndan etkilenmiştir.

 

 

Mahallî, ulusal ve uluslararası pek çok âşıklar bayramına, festivallere, şenliklere, atışmalara katılarak geleneği sözlü kültür ortamlarında icra eden ve pek çok ödül alan Devaî, şiirlerinin bir kısmını 1992 yılında Gönül Pencerem adlı şiir kitabında topladı. Bunun yanısıra dört kaseti bulunmaktadır.

 

"Şiirlerine âşık şiirinin aşk, özlem, ayrılık, memleketin çeşitli güzellikleri, gurbet, dünyanın faniliği, doğa ve doğa olayları gibi başlıca konularını işlemekle birlikte genellikle içinde yaşadığı toplumun, siyasî, sosyal ve ekonomik sorunlarını da çarpıcı bir şekilde gözler önüne sermiştir. Özellikle vatan ve millet sevgisi, millî değerlerinize sahip çıkılması, bir arada birlik ve beraberlik içerisinde yaşamanın önemi üzerine söylediği şiirler, lirik ve coşkulu üslubuyla önemli mesajlar içermektedir." (Çıblak Coşkun, 2009:96)

 

Aşık Devaî hakkında Doç. Dr. Nilgün Çıplak Çoşkun tarafından 2009 yılında "Aşık Devai Hayatı, Sanatı ve Şiirleri" adlı biyografi kitabı hazırlandı.

 

ÂŞIK HÜDÂÎ

(D. 1940 - Ö. 2001)

Asıl adı Sabri Orak olan Âşık Hüdâi, 1940 yılında Kahramanmaraş'ın Göksun ilçesinin Yoğunoluk köyünde doğdu. Maddi imkânsızlıklar yüzünden okula gidemedi. Henüz çocuk yaşlarında pamuk tarlalarında çalıştı, zaman zaman çobanlık yaptı. On bir yaşından sonra irticalen şiirler söylemeye başladı. "Hûdâi" mahlasını Kadirli Aşıklar Gecesi'nde gösterdiği başarı sebebiyle aldı. Asker ocağında okuma-yazma öğrenen Hüdâi, halk hikâyelerini, usta şairlerin şiirlerini okuyarak kendini yetiştirdi. Askerlikten sonra elinde sazı, dilinde sözü Anadolu'yu dolaştı. Ömrünün son yıllarına kadar düzensiz ve işsiz bir yaşam sürdü. Uzun yıllar İstanbul'da ve Ankara'da ikamet etti. Bir ara Ankara Çankaya Belediyesinde çalıştı.

 

Konya'da yapılan Âşıklar Bayramı'na katılan şair, 1968 yılında şiir dalında birinci olarak Fuzulî ödülünü, 1969 yılında atışma ve şiir dallarında ikinci olarak Dadaloğlu ve Yunus Emre ödüllerini kazandı. 1970 yılında şiir dalında Karacaoğlan, atışma dalında Müdamî ödüllerini aldı.

 

Sazı ve sözüyle âşıklık geleneğinin bütün özelliklerine sahip olan Hüdâi, şiirlerinde sade bir Türkçeyle daha çok tabiat, aşk, insan ilişkileri ve tasavvuf konularını işledi.

 

2001 yılında vefat eden şairin, Gönül Diyarından Deyişler (1971), Yaralar Beni (1977), Sevgi Bizim Dinimizdir (2001) adlı eserleri vardır.

 

ÂŞIK HÜSEYİN

(D. ? - Ö. 1950)

XIX. yüzyılın ortalarıyla XX. yüzyılın ilk yarısında yaşamış olan Aşık Hüseyin (Tenecioğlu), Kahramanmaraş'ın Afşin ilçesi Erçene köyünde doğdu. Askerlik dönemine kadar doğduğu yörede ikamet eden şair, askerlik sonrasında köyüne dönmeyerek Osmaniye, Bahçe, Kozan, Kahramanmaraş bölgesinde ve Gâvurdağları'nda köy köy gezerek, türküler söyleyerek âşıklık geleneğine uygun bir şekilde yaşadı.

 

Hayatı çevresinde "Aşık Hüseyin ve Acem Kızı", "Aşık Hüseyin ve Türkmen Kızı", "Aşık Hüseyin ve Benli Döne Hatun" hikâyeleri oluşmuş olup onun hikâyeli türküleri Amanos ve Gâvurdağları'nda hâlen yaygın olarak söylenmektedir. 1950'li yıllarda -kimi rivayetlere göre 1930'lu yıllarda- Çukurova'dan tekrar köyü Erçene'ye göçtüğü rivayet edilmektedir.

 

Aşık Hüseyin, genellikle yaşadığı çevrede tanınmış kişilerin ölümüne ağıtlar yakarak, hoşuna giden güzelleri överek âşıklığını sürdürmüştür. (Erkoçak, 1982:20-23).

 

Aşık Hüseyin tarafından söylenen "Acem Kızı" türküsü Türkiye'ye yayılmış, ancak çeşitli âşıklara ve yöreye mal edilmiştir. Prof. Erman Artun, bu türkünün Aşık Hüseyin'e ait olduğu konusunda kaynaklarda birbirini tamamlayan ve doğrulayan bilgiler olduğunu ifade etmekte, gerek Aşık İmami, Aşık Feymanî gibi güçlü âşıkların ifadelerinden, gerekse Osman Gökçe, Doğan Kaya, Mehmet Erkoçak gibi araştırmacıların çalışmalarına dayanarak Neşat Ertaş'ın meşhur ettiği "Acem Kızı" adlı türkünün Aşık Hüseyin'e ait olduğunu belirtmektedir. (Artun, 2009:3)

 

Aşık Hüseyin'in ne zaman vefat ettiği tam olarak bilinmemektedir.

 

ÂŞIK KUL AHΜΕΤ

(D. 1932 - 1996)

Asıl adı Ahmet Kartalkanat olan Aşık Kul Ahmet, 1932 yılında Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesine bağlı Bozlar köyünde doğdu. İlkokuldan sonra eğitim görmedi. Hayatı yoksulluk içinde geçti. Babası ve dedesi de âşık olan Kul Ahmet, köylüsü Hasan Usta'dan saz dersleri aldı 12 yaşında saza başladı.

 

Badeli âşıklardan olan Kul Ahmet, rüyasında gördüğü sevgilisi Şah Zeynep'i bulabilmek için pek çok yeri gezip dolaşmıştır. (Alptekin ve Sakaoğlu, 2014: 308) Gezginci āşıklarla dolaştı. Daha sonra toplumcu söyleyişe yöneldi. Bazı toplumsal şiirleri yüzünden tutuklandı.

 

Saz şiiri geleneğini sürdüren tanınmış âşıklardan biri olan Aşık Kul Ahmet, kendi ifadesiyle Aşık Veysel ve Aşık Mahzunî ile arkadaşlık etmiş, Avrupa ülkelerini gezmiş, yurt içi ve yurt dışında sayısız konserler vermiş, kasetler çıkartmıştır.

 

"Aşık Kul Ahmet; ırk, dil, renk, mezhep ve düşünce ayrımına karşıdır. Ülkemizde yaşayan tüm insanların kardeşliğine inanır. İnsana en yüce duygularla saygılıdır. Sevgi ve barıştan yana bir âşıktır." (İvgin, 1993:1) Şiirlerinde Karacaoğlan'ın, Aşık Kerem'in, Pir Sultan Abdal'ın, Şah Hatayi'nin, Fuzuli'nin ve Aşık Veysel'in etkileri görülür.

 

1996 yılında vefat eden Aşık Kul Ahmet'in şiirleri, Kul Ahmet Hayatı ve Şiirleri, Kul Ahmet ile Şah Zeynep, Zalımın Zulmüne Ha Dayan, Gelin Dostlar Bir Olalım, Güzel Anadolu'm, Barışalım, Dünyanın Sesi, Atatürk'ün İzindeyiz adlı kitaplarda yayımlanmıştır.

 

ÂŞIK KUL HALİL

(D. 1840? - Ö.1900?)

Âşık Hâlil, 1840 (?) yılında Afşin'de doğdu. Çocuk yaşlarda ağabeyiyle birlikte Afşin'den ayrılarak Andırın'ın Başbucak köyüne yerleşti. Aşıklık geleneğine uygun olarak başta Andırın, Düziçi, Kadirli, Osmaniye, Göksun olmak üzere Çukurova'nın yayla ve obalarını dolaştı, bu çevrede şöhret oldu, hayatı etrafında hikâyeler oluştu. Aşık tarzı halk şiirinin gerektirdiği bütün özelliklere sahip olan şiirleri dilden dile günümüze kadar ulaştı.

 

Bir süre çiftçilik yapan Âşık Halil, ömrünün son yıllarında tekrar Afşin'e döndü ve 1900 (?) yılında vefat etti.

 

ÂŞIK KUL HAMİT

(D. 1914 - Ö. 1978)

Âşık Kul Hamit, 1914 yılında Kahramanmaraş'ın Afşin ilçesinin Alemdar köyünde doğdu. Ömrünü eğitmenlik, imamlık,ırgatlık, çiftçilik yaparak geçirdi. Şiirleri, Kul Hamit'in Hayatı ve Şiirleri, Kalbimin Sesi ve Umut Çiçekleri adlı kitaplarda yayınlandı. 1978 yılında vefat etti.

 

ÂŞIK KUL HASAN

(D. 1933 - Ö. 2010)

Âşık Kul Hasan, 1933 yılında Kahramanmaraş'ın Afşin ilçesinin Emirilyas köyünde doğdu. İlkokulu 3. sınıfa kadar köyünde okudu. Henüz 6-7 yaşlarındayken, köylerine gelip giden dedeler ve âşıklar aracılığıyla şiirle ve türkülerle ilgilenmeye başladı. Pir Sultan, Şah Hatayî, Seyit Nesimî'nin şiirlerini ezberleyerek yetişti. 1960 yılında köyünden ayrılarak Mersin'e, Silifke'ye ve oradan da Ankara'ya taşındı. Ankara Devlet Tiyatrosunda ve Ankara Büyükşehir Belediyesinde çalıştı ve emekli oldu.

 

Âşık Davut Suları, Aşık Veysel, Aşık İhsanî, Âşık Mahzunî gibi âşıklarla Anadolu konserlerine katıldı. Şiirleri Halk Ozanlarının Sesi dergisinde ve Yenigün gazetesinde yayınlandı. 1982 yılında Hacı Bektaş Veli'yi anma törenlerinde "Pirimiz" adlı şiiriyle birincilik kazandı.

 

Aşık Kul Hasan, toplumcu bir halk şairi olarak gelenek içerisinde usta-çırak ilişkisi içinde yetişmiş, başta sosyal, siyasî konular olmak üzere aşk, gurbet, tasavvuf konulu şiirlerini taşlama, güzelleme, deyiş, nefes türünde dile getirmiştir.

 

Aşık Kul Hasan'ın "Bana Bana" ve "Yana Yana" adlı yayınlanmış iki kaseti; "Yirminci Yüzyılın İnsanlarıyız" ve "Aşıklar Bahçesi" adlı iki kitabı yayınlandı.

 

Aşık Kul Hasan, 2010 yılında vefat etti.

 

ÂŞIK MAHRUMÎ

(D. 1932 - Ö. 2006)

Âşık Mahzunî Şerifin saz ve yorum ustası Aşık Mahrumî'nin asıl adı Rahmi Kaya'dır. 1932 yılında Kahramanmaraş'ın Afşin ilçesinin Berçenek Köyü'nde doğdu. İlköğrenimini köyünde tamamladı. Fakirlik yüzünden öğrenimine devam edemedi. 12 yaşında çobanlık yapmaya başladı. Bazı şiirleri bestelendi. 2006 yılında vefat etti.

 

Şiirleri, araştırmacı yazar Arif Bilgin tarafından "Ne Ararsan Kendinde Ara Aşık Mahrumi" adlı kitapta toplandı.

 

ÂŞIK MAHZUNÎ

(D. 1940 - Ö. 2002)

Âşık Mahzunî, 1940 yılında Kahramanmaraş'ın Afşin ilçesinin Berçenek (şimdiki adı Tarlacık) köyünde doğdu. Asıl adı Mehmet Şerif Cırık'tır. Ancak adını sonradan Şerif Mahzunî olarak değiştirdi. Aşıklık geleneğini küçük yaşlarda öğrendi. 12 yaşında bağlama çalmaya başlayan Aşık Mahzunî, ilk derslerini de amcası Aşık Fezalî'den aldı.

 

Köyünde ilkokul olmadığı için Elbistan Alembey Köyü'nde bulunan Lütfü Efendi Medresesi'ne giden Mahzunî, burada Kur'an öğrendi. Köyüne ilkokul yapıldıktan sonra da ilköğrenimini tamamladı. Daha sonra Mersin ve Ankara'da askerî okullarda okudu ve orduda görev yaptı. 1961 yılında ordudan ayrıldı. Bundan sonra kendini ozanlığa adayan şair, Aşık Veysel, Davut Sularî gibi âşıklardan etkilendi.

 

Henüz yirmi yaşındayken "İşte Gidiyorum Çeşmi Siyahım" adlı ilk plağını çıkarttı. İlk plağıyla geniş bir kitlenin beğenisini kazanan Mahzunî, Aşık Veysel tarafından da takdir gördü. Kitleleri coşturan özgün deyişlerini ezgi yaratmadaki ustalığı ile çalıp söyleyerek kısa zamanda yurt genelinde tanındı. 1960'tan sonra toplumsal konularda eser vermeye başlayan Mahzunî, toplumda görülen sosyal aksaklıklar üzerine şiirler yazdı. Onun geniş halk kesimi tarafından sevilmesinde yoksul Anadolu insanının sesi olmasının büyük payı vardır.

 

Sosyal içerikli türkülerinden dolayı hemen her dönemde hakkında dava açılan Mahzunî 1960'lı yıllardan itibaren özellikle politik taşlamalarda ekol olmuş âşıklardandır.

 

Yaklaşık 3000 kadar şiiri olan Mahzunî, 400'ün üzerinde 45'lik plak, 15 kadar LP, CD ve 50'den fazla kaset doldurdu.

 

"Domdom Kurşunu", "Amman Doktor", "Çeşmi Siyahım", "Gizli Gizli", "Bilmem Ağlasam mı", "Boşu Boşuna", "Dumanlı Dumanlı Oy Bizim Eller" gibi Türküleri başka sanatçılar tarafından da okunan Aşık Mahzuní, Türkiye'nin hemen her yerinde ve Türkiye dışında birçok ülkede konserler verip çeşitli şenliklere katıldı. Çağının bazı ozanlarını etkiledi.

 

Aşık Mahzuni ile ilgili olarak Ali İhsan Aktaş tarafından, Anadolu'yu Kucaklayan Ozan Mahzuni Şerif (1990) ve Süleyman Zaman tarafından Mahzuni Şerif. Yaşamı-Dünya Görüşü-Şiirleri (1997) adlı kitaplar yayımlandı. Ayrıca Aşık Mahzunî, şiirlerinin bir bölümünü Dolunaya Tül Düştü (1995) adlı kitapta topladı.

 

Aşık Mahzuni 2002 yılında vefat etti.

 

ÂŞIK MEÇHULÎ

(D. 1946 - Ö. 2011)

Asıl adı Hasan Öztürk olan Aşık Meçhuli, 1946 yılında Kahramanmaraş'ın Afşin ilçesine bağlı Kaşanlı köyünde doğdu. İlkokulu köyünde okudu. İçine doğduğu çevrenin zengin halk kültürü sayesinde çocuk yaşta sazla tanıştı. Dokuz yaşında irticalen şiir söylemeye başladı. Yaşadığı yörenin âşıklarını kendine usta edindi ve onlardan feyz aldı.

 

Onbir yaşlarında yazdığı şiirlerden dolayı yörenin usta âşığı Aşık Kul Hasan tarafından abdal mahlası verildi. Üç yıl kadar Kul Hasan'a çıraklık etti ve böylece kendi ifadesiyle "âşıklık geleneğinin bir üyesi oldu."

 

İsmail İpek tarafından plaklara okunarak seslendirilen Memo isimli şiiriyle adını Türkiye geneline duyurdu. İçişleri Bakanlığı bünyesinde memurluk yaptı. Siyasî görüşünden dolayı askerî darbe döneminde Ankara'yı terk etmek zorunda kaldı. Bir süre ceza evinde yattı. 12 Eylül darbesinden sonra Fransa'ya gitti. Hayatı boyunca yalnızlık ve yoksulluk içinde yaşadı.

 

Pek çok şiiri ses sanatçıları tarafından seslendirilen, şiirlerinde sosyal hayattaki bozukluklardan şikâyet, dinî/tasavvufi, aşk, ayrılık, gurbet, dostluk, yoksulluk gibi konuları ele alan Meçhuli, şiirlerini Diri Gezen Ölü ve Dumansız Ataş (2011) adlı kitaplarında yayınladı. Aşık Meçhuli, 2011 yılında vefat etti.

 

ÂŞIK MEFTUNÎ

(D. 1949 - )

Asıl ismi Mustafa Doğan olan Aşık Meftunî, 1949 yılında Kahramanmaraş'ın Öksüzlü köyünde doğdu. İlköğrenimini köyünde yaptı. Yoksulluk nedeniyle eğitimine devam edemedi.

 

Halk şiirine ve âşıklık geleneğine küçük yaşlarda ilgi duymaya başladı. Saz çalıp deyiş söylemeyi amcası Ulu Ahmet'ten öğrendi. 1968 yılında plak doldurdu. Kısa sürede ünü ülke geneline yayıldı. 1979 yılında Anadolu Halk Ozanları Derneği başkanlığı görevine getirildi. Bu dönemde Aşık Mahzunî, Ruhi Su, Meçhuli gibi âşıklarla dostluklar kurdu. 1987 yılında Fransa'ya yerleşti.

 

Halk ozanının görevi toplumu aydınlatmaktır, diyen Âşık Meftunî, güftesi ve bestesi kendine ait türkülerden oluşan 22 plak, 3 kaset ve 3 cd hazırladı. Şiirlerinin bir kısmını Ateşten Gömlek (2004) adıyla kitap hâlinde yayınladı.

 

ÂŞIK MISDILI

(D. 1880 - Ö. 1952)

Âşık Mısdılı (Mustafa Hartlap) 1880 yılında Kahramanmaraş'ın Hartlap köyünde doğdu. Özel işletmelerde muhasebecilik yaptı. Şiirlerinde yaşadığı dönemin ve çevrenin sosyal hayatında gördüğü aksaklıkları hicvetti ve daha çok hiciv şairi olarak tanındı. Ancak hicviyelerinin yanı sıra dinî konulu şiirleri ve memleket sevgisini dile getiren tabiat şiirleri de yazmıştır. Şiirlerinde zaman zaman Arapça ve Farsça kelime ve tamlamalara da yer vermesi, gazel tarzında düzenlenmiş şiirlerinin bulunması Aşık Mısdılı'nın divan şiirine de aşina olduğunu göstermektedir. Bu özellikleri bakımından Aşık Mısdılı, Seyranî'yle benzerlik gösterir. 1952 yılında vefat etti.

 

ÂŞIK RIZA (RIZA ÇİFTÇİ)

(D. 1965 - )

Asıl adı Rıza Çiftçi olan Aşık Rıza, 1965 yılında Kahramanmaraş'ın Şerefoğlu köyünde doğdu. İlkokulu köyünde, ortaokulu Kahramanmaraş'ta okudu. Başta babası olmak üzere çevresindeki âşıklık geleneğine göre çalıp söyleyenlerden etkilenerek küçük yaşlardan itibaren şiir söylemeye ve saz çalmaya başladı. İrticalen atışmalara katıldı. Yurdun çeşitli yerlerinde türküler söyledi. Konserlere katıldı. Belediye Konservatuvarında ses sanatçısı olarak görev yapmaktadır. Halk Ozanları Kültür ve Dayanışma Derneğinin üyesidir.

 

Aşık Rıza mahlasını kullandığı ve halk şiiri formatında yazdığı şiirlerinde aşk, yoksulluk, insan sevgisi gibi konuları işledi.

 

ÂŞIK SELÂMİ

(D. 1953 - )

Asıl adı Ramazan Mengilli olan Aşık Selâmi, 1953 yılında Kahramanmaraş'ın Türkoğlu ilçesinin Kılılı Beldesinde doğdu. İlkokul öğrenimini köyünde tamamladı. Maddî imkânsızlıklardan dolayı öğrenimine devam edemedi. Çobanlık, ırgatlık, işçilik yaptı. Sıtma-Savaş Dairesinde mevsimlik işçi olarak çalıştı ve buradan emekli oldu.

 

Yunus Emre'yi ve Karacaoğlan'ı kendisine rehber edindi. Şiirde kendisine Selami mahlasını tercih etti ve bu mahlasla Türkiye genelinde konser, şenlik ve festivallere katıldı, ödüller aldı. Çalışmaları mahalli gazetelerde yayımlandı. Kültür Bakanlığınca Halk Ozanı unvanı verildi ve tescillendi. Şiirlerinin bir kısmını Rüzgâr, Şecaat ve Aşık Selami adlı kitaplarında topladı.

 

ÂŞIK YENER

(D. 1928 - Ö. 2009)

Asıl adı Hacı olan Aşık Yener, 1928 yılında Afşin'in Tanır kasabasında doğdu. İlkokulu kendi köyünde okudu. Aşıklık geleneğini ve şiiri küçük yaşlardan itibaren öğrenmeye başladı.

 

Hasanoğlan Köy Enstitüsü Sağlık Bölümünü bitirdi. Köy enstitüsü döneminde şiir yazmaya başladı. Küçük yaşlarda aile büyüklerinden dinlediği türküler ve halk hikâyeleri geleneği tanımasında yardıncı oldu. Yurdun çeşitli yerlerinde sağlık memuru ve idareci olarak çalıştıktan sonra emekliye ayrıldı. İstanbul'a yerleşti.

 

Saz ve irticali kuvvetli olmasına rağmen yarışmalara katılmadı, atışmalara girmedi. Saz şiirinin en kuvvetli, en usta âşıklarından biridir. Şiirlerinde toplumsal çözülmeyi, sömürüyü, bozuk düzeni, insan sevgi ve eşitliğini ve aşkı işleyen şair, duyarlı ve özlü deyişlerle, yergi ve taşlamalarıyla ünlüdür. Sosyal adalet ilkelerine bağlılığı, toplumda gördüğü çeşitli olaylar karşısındaki tutumu ve davranışları onu zaman zaman güç durumlara düşürdü. Daima haksızlıklarla mücadele etti.

 

200'den fazla şiiri bestelenerek çeşitli sanatçılar tarafından plaklara ve kasetlere okundu. Bunların arasında "Kız Sen İstanbul'un Neresindensin", "Yol Ver Dağlar Yol Ver Bana", "Yol Üstüne Bir Gül Diktim", "Hoşça Kal Dünya" gibi ünlü şarkı ve türküler de bulunmaktadır. 1989-90 yıllarında İstanbul Gülhane Parkı Etkinlikleri'ne katıldı. Halk Ozanlarıyla ilgili programlar yönetti.

 

Şiirlerini Deyişler Demeti (1982), Şiirler Demeti (1992). Yol Ver Dağlar Yol Ver Bana (1998) ve Binboğa'dan Marmara'ya (2008) adlı kitaplarında toplayan Aşık Yener, 13 Ekim 2009 yılında vefat etti.

 

ATIF BEDİR

(D. 1965 - )

Atıf Bedir, 1965 yılında Kah- ramanmaraş'ta doğdu. Asıl adı Abdurrahman Başpınar'dır. Ankara Üniversitesi DTCF'den mezun oldu. Bir televizyon kanalında yönetmen ve kameraman olarak çalıştı. Şiir ve düz yazıları Edebiyat, İkindiyazıları, Kayıtlar, Hece gibi sanat-edebiyat dergilerinde yayımlandı. Türkiye Yazarlar Birliği üyesi olan şairin Ateş Salaları (1998) ve Rüzgârın Dili Lâl (2010) adlı şiir kitapları vardır.

 

AVNİ DOĞAN

(D. 1951 - )

Avni Doğan 1951 yılında Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesinde doğdu. İlköğrenimini Elbistan'da, ortaöğrenimini Mersin İlköğretmen Okulunda yaptı.

 

A.Ü.Eğitim Önlisans bölümünden mezun oldu. Çeşitli okullarda öğretmenlik ve yöneticilik yaptı. Emekli oldu. Kahramanmaraş milletvekili olarak meclise girdi.

 

Şiirleri Hareket, Mavera, Yönelişler, Millî Gençlik, Dolunay gibi sanat edebiyat dergilerinde yayımlandı.

 

Eserleri: Ortadoğu Çocukları (1986), Gelirdim İnce Sessizliklerle (1991), Namlunun Ucundaki Ülke (Makaleler 1996), Bir Gökyüzüdür Yürek (1996), Bu Sevda Benim Değil (1998), Bütün Şürler (2003)

 

AYŞEGÜL TAŞKIN

(D. 1981 - )

Ayşegül Taşkın, 1981 yılında Kahraman- maraş'ta doğdu. İlk ve orta öğrenimini Kahramanmaraş'ta, yükseköğrenimini Anadolu Üniversitesi Okul Öncesi Öğretmenliği bölümünde tamamladı. Öğretmenlik yaptı.

 

Şiir ve deneme çalışmaları başta Alkış olmak üzere Dolunay, Şehrengiz, Kurtuluş, Dört Mevsim Maraş gibi dergilerde yayımlandı.

 

Ayna dergisinin düzenlemiş olduğu şiir yazma yarışmasında derece aldı.

 

İçim Bir Yangın Yeri (2009) adlı yayımlanmış şiir kitabı bulunmaktadır.

 

BEHLÜL ALİ

(D. 1881 - Ö. 1956)

Halk şairi Behlül Ali, 1881 yılında Elbistan'ın Izgın köyünde doğdu. Gençlik yıllarında bir süre medrese eğitimi gördü. Ancak çeşitli nedenlerle eğitimini tamamlayamadı.

 

Küçük yaşlarda başladığı âşıklığı ömrünün sonuna kadar sürdürdü. İlk şiirlerinin çoğunu genç yaşta ölen karısı Fadime'nin üzerine söyledi. Bu şiirlerini "Behlül Ali ile Güllü Fadime" adlı defterinde topladı. Birçok şiiri türkü olarak söylendi. 1956 yılında vefat etti.

 

Hakkında, araştırmacı/yazar Ali Karaçalı tarafından Maraşlı Aşık Behlül Ali adlı kitap hazırlandı.

 

CELALETTİN KURT

(D. 1960 - )

Celalettin Kurt, 1960 yılında Kahra- manmaraş'ın Elbistan ilçesinde doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Elbistan'da tamamladı. Yüksek öğrenimini İstanbul Atatürk Eğitim Enstitüsünde tamamlayarak, öğretmenliğe başladı. Anadolu'nun çeşitli yerlerinde öğretmenlik, yöneticilik yaptı ve emekli oldu.

 

Şiir ve yazıları, Dolunay, Türk Edebiyatı, Uzun Sokak, Erguvan, Konevi, Yeni Horon, Kar Çiçeği, Güneysu, Seviye, İkinci Fecir, Gündönümü, Milli Eğitim, Tebeşir, Bizim Kalemler, Yeni Ufuk, Destina, Kültür Dünyası, Berceste, Türkiye Çocuk, Şafak Çocuk, Somuncu Baba Çocuk, Bizim Ocak, Nizam-ı Alem, Elbistan'ın Sesi, Bizim Elbistan, Kaynarca, Gündüz gibi çeşitli yayın organlarında yayınlandı.

 

Bir dönem Gündönümü, Tebeşir ve Şardağı Sanat-Edebiyat Dergilerinin yayın yönetmenliğini yaptı.

 

Türkiye genelinde açılan şiir yarışmalarında sekiz Türkiye birinciliği, dört Türkiye ikinciliği, bir Türkiye üçüncülüğü ve beş mansiyon olmak üzere çeşitli ödüllerin sahibi oldu.

 

1999 yılında "Türkiye Çocuk Dergisi" tarafından, çocuk edebiyatına gösterdiği katkılardan dolayı "Yılın Öğretmeni" seçildi.

 

Şairin bazı eserleri çeşitli sanatçılar tarafından bestelendi. Kendi bestelediği eserlerse, yine bazı sanatçıların kaset çalışmalarına girdi. Uzunçarşı Dergisi'nin yayın yönetmenliğini yaptı. Hikâye, deneme, makale, monografi, araştırma türlerinde de birçok eseri bulunan Kurt, şiirlerini Gönlünüz Çiçek Tarlası. Üç Gül Düştü Gönlümüzden (Müşterek), Çiçekler Artık Solmasın, Gülnare, Adın Kaldı Yüreğimde, Dibace-i Aşk, Mavi Kuşun Rüyası, O Amcalar Umutlarımızı Çaldılar, Türkülerin Gül Sesi, Kar Beyaz Ölüm ve Bu Türküyü Senle Söylemek Vardı adlı eserlerinde topladı.

 

Celalettin Kurt'un, şiirlerinin yanı sıra Elbistan Şairler Antolojisi I- II, Dile Gelen Elbistan, Dünden Bugüne Elbistan (Müşterek), Ahmet Cansız Güllü (Müşterek monografi). Sevgiyle Dirilen Hayat (Hikâye), Yine De İdealizm (Deneme-makale). Dünde Kalan Elbistan (Müşterek) adlı nesir türünde eserleri de vardır.

 

CEVDET ALPEREN

(D. 1954 - )

Cevdet Alperen, 1954 yılında Kahramanmaraş'ta doğdu. İlk ve ortaöğrenimini Kahramanmaraş'ta yaptı. Yükseköğrenimini Gaziantep Eğitim Enstitüsünün Matematik Bölümünde tamamladı. Çeşitli okullarda öğretmenlik ve yöneticilik yaptı ve emekli oldu. Tebessüm Dergisi'nin sahipliğini yaptı. Şiir ve makaleleri çeşitli dergi ve gazetelerde yayımlandı.

 

Cevdet Alperen'in İlimiz Kahra- manmaraş (İnceleme-1986), Baharın Koynunda Zindan (Şiir-1989), Kahramanmaraş Kahramanlık Destanları (Antoloji 1995), Öğretmen Şiirleri (Antoloji- 1997), Meslek Matematiği (1991) ve Hoca Ahmet Yesevi (Biyografi- 1999) adlı yayımlanmış eserleri vardır.

 

COŞKUN ÇOKYİĞİT

(D. 1959 - )

Coşkun Çokyiğit, 1959 yılında Kahramanmaraş'ta doğdu. Yüksek öğrenimini İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde tamamladı. Tercüman, IHA, Türkiye, Yeni Ufuk, Akşam, Dünden Bugüne Tercüman, Bugün gibi çeşitli gazetelerde muhabirlik, röportaj yazarlığı, sayfa editörlüğü, köşe yazarlığı dâhil birçok alanda görev yaptı.

 

Çeşitli televizyon kurumlarında program yapımcılığı, editörlük, sunuculuk ve tasarımcılık yaptı.

 

Estetik yabancılaşma konularında yazdığı makaleleriyle Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin kültür ve sanat alanındaki Yılın Başarılı Gazetecisi mansiyon ödülünü kazandı.

 

Şiirleri Doğuş Edebiyat, Türk Edebiyatı, Türkiye Günlüğü gibi dergilerde yayınlanan Coşkun Çokyiğit'in "Gitmesen Olmaz mı" isimli yayınlanmış bir şiir kitabı vardır.

 

CUMA TAHİROĞLU

(D. 1952 - )

Cuma Tahiroğlu, 1952 yılında Kahramanmaraş'ın Afşin ilçesinin Çobanbeyli kasabasında doğdu. Ortaokul öğrenimini Afşin'de, lise öğrenimini Kahramanmaraş'ta yaptı. ADMMYO'dan inşaat mühendisi olarak mezun oldu. Üniversite yıllarında Ankara MTTB başkan yardımcılığı yaptı.

 

Çalışma Bakanlığı Özel Kalem, Zat İşleri, Ortadoğu Amme İdaresi ve Edirne Bölge Çalışma Müdürlüğünde görev yaptı. Afşin ve Kahramanmaraş'ta Serbest mühendis olarak çalıştı. Kahramanmaraş belediye başkan yardımcılığı yaptı. 1994 yılında Avrupa'ya teknik araştırmacı ve kültürel danışman olarak gitti ve konferanslar verdi. 1996 yılında DSİ XX. Bölge Müdür Yardımcısı oldu. Uzun yıllar Teknik Elemanlar Derneği'nin bölge başkanlığını yaptı.

 

Gençlik yıllarından beri yazı hayatının içinde olan Cuma Tahiroğlu'nun yazıları çeşitli dergi ve gazetelerde yayımlandı. Makale türündeki yazılarını Kalbime Sığdıramadıklarım ve Gül Medeniyeti Kurtlar Sofrasında isimli kitaplarında, şiirleri de Gönlümün Sesi (2004) adlı kitabında yayımladı.

 

ÇELEBİ-ZÂDE ALİ İLMÎ

(D. ? - Ö. 1809)

Çelebi-zâde Ali İlmî, XIX. yüzyılda yaşamış Maraşlı bir divan şairidir. Aynı zamanda ilim adamı olan şair, Maraş'ta müftülük, Afşin Ashâb-ı Kehf Medresesinde müderrislik yapmıştır. Şiirlerinde İlmî mahlasını kullanmış olan şairin Nazm-ı Bedi", Tuhfe-i Vehbi Şerhi" ve "Manzum Ferâid" adlı üç eseri bulunmaktadır.

 

"Şairin Arapça ve Farsçaya ileri derecede vakıf olduğu şiirlerinden, yaptığı şerh ve intinsah ettiği eserlerden anlaşılmaktadır. Ali İlmî'nin edebî şahsiyeti üzerinde en çok etkili olan şair, Sünbül-zâde Vehbî'dir." (Alıcı, 2014:19)

 

D.MEHMET BOLAT

(D. 1962 - )

D.Mehmet Bolat, 1962 yılında Kahramanmaraş'ta doğdu. İlköğrenimini Kahramanmaraş'ta yaptı. Orta öğrenimini ise Konya, Antalya ve Kahramanmaraş'ta tamamladı. Sağlık ön lisans programını bitirdikten sonra kamu kuruluşunda görev yaptı.

 

Şiirlerinde samimi, yürekli, açık, konuşma diline yakın bir üslubu vardır. Şiirlerinde insanla ilişkili olan bireysel ve toplumsal konuları işledi.

 

Şiirlerini Umuda Yazılmış Mektup (2001) adlı kitapta topladı.

 

DOĞAN SOYDAN

(D. 1946 - )

Doğan Soydan, 1946 yılında Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesinde doğdu. İlk ve ortaokulu Afşin'de, Lise ve öğretmen okulunu Kahramanmaraş'ta bitirdi. Yüksek öğrenimini İzmir-Buca Eğitim Enstitüsünde yaptı. Yurdun çeşitli illerinde öğretmenlik yaptıktan sonra 1994 yılında emekli oldu. 1994- 2004 yıllarında kurucusu ve sahibi bulunduğu Yöre Gazetesi'ni çıkardı.

 

Lise yıllarında yazdığı şiirleri, o yıllarda yerel gazete ve dergilerde yayımlandı. "Ahraz Bağdat" adlı öyküsü, 1975 yılında İzmir Radyosu'nda yayınlandı. Doğan Soydan'ın Delikli Kuruş (Öykü-1988), Dünyam İğne Ucu (Öykü-2003), Dünden Bugüne Barakfakih (Araştırma-2003), Sen Yine De Üzülme (Öykü-2007), 81 İl - 81 Şiir (Didaktik şiirler-1912) adlı yayımlanmış eserleri vardır.

 

DURAN BOZ

(D. 1958 - )

Şair ve yazar Duran Boz, 1958 yılında Kahramanmaraş'ın Hacıeyüplü Köyünde doğdu. İlk ve ortaöğrenimini Kahraman- maraş'ta tamamladı. Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinden mezun oldu. Değişik okullarda öğretmen ve yönetici olarak çalıştı.

 

Yazı çalışmalarına bir grup arkadaşıyla birlikte Işık gazetesi ve Kelam dergisinde başladı. Şiir ve yazılarını; Edebiyat, Yeni Sıla, İkindi Yazıları, Kayıtlar, Yedi İklim ve Hece dergilerinde yayımladı.

 

Şiir ve yazılarında Ömer Erinç adını kullanmaktadır.

 

Kahramanmaraş İmam Hatip Lisesinde öğretmenlik görevini sürdürürken okulun çıkardığı "Dost" dergisiyle Kahramanmaraş Yıldırım Beyazıt Anadolu Lisesi ve Mehmet Gümüşer Anadolu Lisesinin çıkardığı "Dört Mevsim Düşünce" dergilerinin yayın yönetmenliğini yaptı.

 

Yeni çalışmalarını şiir, deneme, biyografi alanlarında sürdürmektedir.

 

Duran Boz'un yayımlanan eserleri şunlardır: Turna Gözleri ve Karanfil (Şiir, 1991), Geniş Zaman Süvarileri (Şiir, 1999), Bir Şimdikizaman Şairi Mehmet Akif Ersoy (Biyografi, 2008), Yahya Kemal Kitabı (Biyografi, 2008), Kitaba Çağrı Sınavında İnsan (Seçki, 2009), Yazarların Şehri Kahramanmaraş (Seçki, 2009), Şiirli Şehir Kahramanmaraş (Seçki, 2009) Kahramanmaraş Öykü Günleri -Erdoğan Aydoğan'la birlikte (Sempozyum Bildirileri, 2010), Seferi Yazılar, (Deneme, 2010), Düşünen Kalem Nuri Pakdil-Hüseyin Su ile birlikte- (Sempozyum Bildirileri, 2011), Çok Sesli Bir Yazar Rasim Özdenören (Sempozyum Bildirileri, 2011), Kitaba Çağrı (Seçki, 2012), Kahramanmaraş Türküleri ve Oyun Havaları -H. Fatoş Derebent ile birlikte- (2012), Okuma Hikayeleri (2013), Büyük Doğu'nun Ruhu Necip Fazıl Kısakürek (2013, Yazma Hikâyeleri (2014).

 

DURDU GÜNEŞ

(D. 1962 - )

Durdu Güneş, 1962 yılında Kahra- manmaraş'ın Elbistan ilçesinde doğdu. İlk ve ortaokulu Elbistan'da, liseyi Ankara'da okudu. Ankara Hukuk Fakültesinden mezun oldu.

 

Çevre sağlığı teknisyeni, öğretmen, avukat ve hukuk müşaviri olarak görev yaptı. Yazıları çeşitli gazete ve dergilerde yayınlandı.

 

Türkiye Yazarlar Birliği Üyesi olan Durdu Güneş'in; Ben Hâkimim Masum Bey (Mizah, 2010), Hayvanlığın Alemi Var (Mizah, 2012), Hangi Başarıdan Alırdınız (Kişiselgelişim, 2013), Memur Olduğumu Kimseye Söyleme (Mizah, 2013), Bitkilerle Sohbet (Mizah, 2013), Aşk Bir Yalnızlık Şarkısıdır (Şiir, 2014), Hayatın İçinden Fıkralar (Mizah, 2014), Emekli Mehmet Efendi'den Nükteler (Mizah, 2014) adlı yayımlanmış eserleri vardır.

 

DURDU MEHMET YOKSUL

(D. 1923 - Ö. 2012)

Durdu Mehmet Yoksul, 1923 yılında Kahramanmaraş'ta doğdu. İlkokulu bitirdikten sonra eğitimine devam edemedi. Askerlik dönüşü kilimcilik ve dokumacılıkla meşgul oldu. Orman muhafaza memuru ve belediyede işçi olarak çalıştı ve emekli oldu. Halk şiiri tarzında yazmış olduğu şiirleri Demokrasiye Hizmet, Engizek, Hududeli, Kent, Aksu, Kahraman Yurt gazetelerinde yayınlandı. Çağdaşı ozanlarla atışmalara katıldı. Şiirlerinde "Yoksul" ve "Mahfuzî" mahlaslarını kullandı. 2012 yılında vefat etti.

 

Hayatı ve şiirleri Yaşar Alparslan ve Serdar Yakar tarafından "Aşık Durdu Mehmet Yoksul (Aşık Mahfuzi) Hayatı ve Şiirleri" adıyla kitaplaştırıldı.

 

DURMUŞ ALİ EKBER

(D. 1937 - )

Durmuş Ali Eker, 1937 yılında Elbistan'da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Elbistan'da, lise öğrenimini Kahramanmaraş'ta bitirdi. iktisat eğitimi yaptı. Çalışma hayatına iktisat işleri Müdürü olarak başlayan Eker, Çalışma Bakanlığında daire başkanlıkları, genel müdür yardımcılığı ve genel müdürlük, Petlas'ta Teftiş Kurulu Başkanlığı, gazetecilik, müfettişlik görevlerini yaptı. Sanayi Sevk ve İdare Enstitüsünün Kurucu meclis üyeliği, Mesder Genel Başkanlığı ve Türkiye'm Partisi Genel Başkanlığı, Çankaya Belediyesi meclis üyeliği görevlerinde bulundu.

 

Birçok dergi ve gazetede yazılar yazdı.

 

Yurt içinde ve yurt dışında çeşitli konferans, paneller ve çalışmalara katılan Eker, 5 yıl boyunca aylık Mesder dergisini çıkarttı.

 

Durmuş Ali Eker'in Toprak Sırrımı Bildi, Kimse Farkında Değil, Kar Beyaz Su Renksiz, Su ve Hayal, Keşke Anlayabilsek isimli şiir türünde; Yukardaki Çukurlar ve Gölgeler Köyü isimli roman türünde eserleri vardır.

 

EROL BOYUNDURUK

(D. 1963 - )

Erol Boyunduruk, 1963 yılında Kahramanmaraş'ın Afşin ilçesinin Bakraç köyünde doğdu. İlkokulu köyünde okudu. Şairliğe de ilkokul yıllarında çevresindeki şairlerden etkilenerek başladı. Afşin Elbistan Termik Santralinde işçi olarak çalıştı. Şiirleri dergi, antoloji ve internet sitelerinde yayınlandı. Çevredeki âşıklarla atışmalara katıldı. Şiirlerinde "Giryanî" mahlasını kullandı.

 

EROL YORULMAZ

(D. 1966 - )

Erol Yorulmaz, 1966 yılında Kahramanmaraş'ta doğdu. İlk ve orta öğrenimini memleketinde, lise öğrenimini ise Göksun'da tamamladı. Yükseköğrenimini Atatürk Üniversitesi Kâzım Karabekir Eğitim Fakültesi, Ağrı Eğitim Yüksek Okulunda yaptı. Değişik il ve ilçelerdeki okullarda öğretmenlik ve yöneticilik yaptı.

 

Erol Yorulmaz'ın Maraş'ın Kurtuluş Destanı (2008) ve Issız Kaldı Yollar (2011) adlı yayımlanmış şiir kitapları vardır.

 

ERTUĞRUL KARAKOÇ

(D. 1936 - )

Bahaettin ve Abdurrahim Karakoç'un kardeşi olan Ertuğrul Karakoç, 1936 yılında Kahramanmaraş'ın Ekinözü ilçesinde doğdu. İlköğrenimini Ekinözü'nde, ortaokulu Elbistan'da okuduktan sonra Gaziantep İlköğretim Okulundan mezun oldu. Yüksek öğrenimini Balıkesir Necati Bey Eğitim Enstitüsünde tamamladı. Çeşitli ortadereceli okullarda öğretmenlik ve yöneticilik yaptı. İl milli eğitim müdürlüğü görevinde bulundu. Millî Eğitim Bakanlığında başmüfettiş olarak görev yaptı. 2001 yılında emekli oldu.

 

Uzun süre Ozan Sanat- Edebiyat Dergisi'ni çıkaran şair, Ede Sanat- Edebiyat Dergisinin de sanat yönetmenliğini yaptı. Şiirleri Alev, Çağrı, Doğuş, Dolunay, Elif, Genç, Kuşak, Hareket, Hisar, Kültür ve Sanat, Milli Kültür, Türk Edebiyatı, Varlık Dergilerinde yayınlandı.

 

Serbest tarzda kaleme aldığı şiirlerinde lirik bir anlatımla memleket sevgisini, Anadolu kültüründen yansıyan güzellikleri konu edindi.

 

Ertuğrul Karakoç'un İlk (1956), Kan Ağrısı (1966), Altay Türküsü (1966), Yurt Güzellemesi (Antoloji-1988), Turnama Ağıt Yakamam (1988) adlı eserleri vardır.

 

ESMA YAKAR

(D. 1971 - )

Şair ve yazar Esma Yakar, 1971 yılında Kocaeli /İzmit'te doğdu. İlk ve ortaöğrenimini İzmit'te, yükseköğrenimini A.Ü.Yönetim ve Organizasyon Bölümü ve A.Ü. İşletme Fakültesinde tamamladı. Stilistlik ve modelistlik eğitimi aldı.

 

İlk kitabı olan ve hastane günlüğünden oluşan Sefer Vakti adlı eser basında büyük ilgi gördü. Şiir ve hikâyeleri Kadın ve Aile, Altınoluk dergilerinde yayınlanan Yakar, Millî Gazete'de kadın ve çocuk sayfası hazırladı.

 

1989'da Muammer Dolmacı Senaryo Yarışmasında ikincilik, 1991'de Atlas Gösteri'nin Hiciv Güldürü Senaryo Yarışmasında jüri özel ödülü ve 1999'da Tuzla Belediyesinin roman yarışmasında mansiyon ödülleri aldı.

 

Toplamda 63.000 adet kitabı okuyucu ile buluşan yazarın yayınlanan eserleri şunlardır:

 

Roman: Sefer Vakti, Gizem, Bahar İçimizde, Kır Çiçekleri, Özlem Ektim Yıllara, Küskünüm Yağmurlara.

 

Araştırma: Maraş İşi Sim Sırma ve Bindallılar.

 

Şiir: Mağrur (2013)

 

FATİH OKUMUŞ

(D. 1968 - )

Fatih Okumuş, 1968 yılında Kahramanmaraş'ta doğdu. Yükseköğrenimini el-Ezher Üniversitesinde tamamladı. Sütçü Imam Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı, Uluslararası Doğu Üniversitesi Arap Dili ve Edebiyatı bölümleri ile Rotterdam İslam Üniversitesi (2002-2005) ve Vrije Universiteit Amsterdam'da (2005-2010) öğretim elemanı olarak çalıştı.

 

Yüksek lisansını "İslam'ın Estetik Anlayışı başlıklı teziyle KSÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde, "Hollanda'da Görev Yapan Türk İmamlarının Güncel Dini Meselelere Yaklaşımları" konulu doktorasını ise Vrije Universiteit Amsterdam'da yaptı. TRT Arapça televizyonuna konsept danışmanlığı yaptı.

 

Fatih Okumuş'un Sevgili Kasidesi (1992). Malik Bin Nebi: Yirminci Asrın Şahidi (1998). Sülayman ile Belkıs (2002). Cennetim Olur musun (2003). Adım Güzel Olsun (Çocuk İsimleri Ansiklopedisi -2004), Hz. Muhammed'in Yaşam Öyküsü (2010), Bana Yıldızını Söyle - Sahabeye Yolculuk (2011). adlı eserleri vardır.

 

FERÂHÎ

(D. 1922 - Ö. 1950)

Asıl adı Durdu Mehmet Sağ olan şair, 1922 yılında Elbistan'da doğdu. İlk ve ortaokulu Elbistan'da, liseyi Gaziantep'te bitirdikten sonra Ankara Hukuk Fakültesine kaydoldu. Fakültede okurken amansız bir hastalığa yakalandı. Fakülteyi bitirip Avukatlığa hazırlandığı günlerde 28 yaşındayken vefat etti.

 

Ferâhi'nin şiirlerinde ruhunun derinliklerinde kopan fırtınaların dehşetini, yer yer aşkın yumuşattığı yüreğinin yangınını, hasılı bütün dramlarını görüyoruz. Onun şiirlerinin ilham kaynağı, aşkın-imanın ve yaşama arzusunun verdiği güçten gelmektedir. Yaşama tutunma gayreti, bu gayreti sağlayan yaşadığı fırtınalı aşk ve taşıdığ engin iman onun en büyük dayanak noktasıdır (Yıldırım, 2006:10).

 

Hem aruzu hem de heceyi ustalıkla kullanan, şiirlerinde sevgili, hasret, ölüm, tasavvuf konularını işleyen Ferâhi, ölümünden önce Manzum Hikâye-i Veladet-i Resul adlı peygamber sevgisini anlatan bir eser yazdı. Şairin diğer şiirleri yıllar sonra Araştırmacı-Eğitimci Yazar Nafiz Yıldırım tarafından Ferahí adlı kitapta bir araya getirildi.

 

FİKRİ AVŞAR

(D. 1959 - )

Fikri Avşar, 1959 yılında Kahraman- maraş'ın Göksun ilçesi, Kanlıkavak Köyü'nde doğdu. Yükseköğrenimini Kayseri Eğitim Enstitüsünde tamamladı. Sınıf öğretmeni olarak yurdun çeşitli yörelerinde görev yaptı. Şiirlerini "Yaşama Dair" adlı kitapta topladı.

 

GÜNDEŞLİOĞLU

(XVIII. - yy.)

Halk şairi Gündeşlioğlu, 18. yüzyılın sonları ve 19. yüzyılın ortalarında Maraş'ta yaşamış güçlü bir âşıktır. Hayatı hakkında oluşan hikâye ve hikâyeye bağlı şiirlerin dışında hakkında fazla bilgi bulunmamaktadır.

 

Türkmenlerin Dulkadiroğulları boyunun Gündeş oymağından olup bu oymak 17. yüzyıl sonlarında bir göçle Maraş'a gelmiştir. Gündeşlioğlu, Maraş'ta kendi adıyla anılan köyü kurmuştur. Rivayete göre, çok zenginken servetini yitirip yollara düşmüş ve bir beldede, geleneğe göre, uçurulan kuşun başına konmasıyla ülkenin emiri seçilmiştir. Türkmenler arasında çok ünlü olan bu hikâyeye kaynaklık eden bir şiiri aşağıda sunulmuştur.

 

HACI HASAN UĞUR

(D. 1928 - )

Hacı Hasan Uğur, 1928 yılında Elbistan'ın Ambarcık köyünde doğdu. İlkokulu Elbistan'da, Ortaokulu Malatya'da okudu. 1995 yılında Kültür Bakanlığının düzenlemiş olduğu "Aile ve Toplum" konulu yarışmada Türkiye birincisi oldu. Geçimini çiftçilikle sağladı.

 

Hacı Hasan Uğur'un, Bir Sevda Saçtım Söğütlü'den (1995), Şardağı'ndan Bâd-1 Saba (2001), Kervanda Zaman (2005) isimli yayınlanmış şiir kitapları vardır.

 

HACI ZÜLKADİROĞLU

(D. 1902 - Ö. 1958)

Hacı Zülkadiroğlu, 1902 yılında Maraş”ta doğdu. Mahalli gazetelerde halk tarzı şiirler yazdı. Maraş Kahramanlığının Tarihi Destanı (1954) adlı bir eseri bulunmaktadır.

 

HÂFIZ-I MAR'AŞÎ

(XIX. yy.)

Asıl adı Halil olan Hafız, XIX. asır divan şairidir. Bir yazma mecmuada şairin ismi Hamamcızade Hafız-ı Mar'aşî olarak geçmektedir. Şiirlerinde Hafız mahlasını kullanmıştır.

 

"Hafız'ın şiirlerinde dünyevi aşkın yanı sıra tasavvufî aşk da terennüm edilmiştir. Bu çerçevede şair bazan hakiki âşık bazan da meyhane düşkünü laubalimeşrep bir rint olarak karşımıza çıkar. Divanda rindane eda ile yazılmış birçok gazel bulunmaktadır. Divan şiirinin son döneminde taşrada yetişmesine rağmen Hafız'ın, bu şiirin sanat anlayışı ve şiir dünyasına vakıf, lügatine hâkim bir şair olduğu divanındaki şiirlerinden anlaşılmaktadır. Şairin şiirlerinde ayet ve hadislerden iktibaslar yapması, Farsça gazel yazması, tarihler düşürmesi onun hem dinî hem de edebî birikime sahip olduğunu göstermektedir (Alıcı, 2010:272).

 

Divanı'ndan başka Heftde Kemer Beste ve Velâyetnâme adlı iki mensur eseri bulunmaktadır.

 

Hafız'ın divanı, "Divan-ı Hafız-ı Mar'aşî" adıyla Yrd. Doç. Dr. Lütfi Alıcı tarafından yayınlanmıştır.

 

HALÎLÎ-İ MAR'AŞÎ

(XVI. yy.)

Mutasavvıf divan şairi Halilî-i Mar'aşî'nin doğum yeri ve tarihi bilinmemektedir. 1589 yılında vefat etmiştir. Halîlî-i Mar'aşî'nin hemen hepsi dinî-tasavvufî özellik taşıyan eserleri şunlardır: Divânçe-i Halîlî-i Mar'aşî (Dinî tasavvufî şiirlerden oluşan bir eserdir.), Etvár-ı Seb'a (63 beyitten oluşan dinî tasavvufî bir eserdir.), Ravzatü'l- Îmân (Dinî-tasavvufî bir mesnevidir.), Makâlât ve Firkat-nâme (Mesnevi türünde bir eserdir.)

 

HÂMÎ ABDU'L-GAFFAR BABA

(XIX. yy.)

Hâmî Abdu'l-Gaffar Baba XIX. yüzyılda Maraş'ta yetişmiş mutasavvıf bir şairdir. Edinilen bilgilere göre Çarşı Tekkesi'nin mesnevihanlığını yapmıştır.

Hâmî Abdu'l-Gaffar Baba (XIX. yy.)

İleri derecede Arapça ve Farsçaya vakıf olan Gaffar Baba'nın günümüze intikal eden tek eseri oldukça hacimli olan Divanıdır. Şiirlerinde Hâmi mahlasını kullanmıştır. Divanında yer alan tasavvufî ve hikemi tarzda yazılmış olan gazelleri onun güçlü bir şair olduğunu göstermektedir.

Abdu'l-Gaffar Baba'nın divanının tenkitli metni ve tıpkıbasımı Yrd. Doç. Dr. Lütfi Alıcı ve Arş. Gör. Gülcan Tanıdır Alıcı tarafından "Divan-ı Hâmî-i Mar'aşî adıyla yayınlanmıştır.

 

HANİFİ KARA

(D. 1945 - )

Eğitimci, Şair ve Yazar Hanifi Kara, Afşin'in Alemdar Beldesinde doğdu. İlkokulu doğduğu beldede, ortaokulu Elbistan'da öğretmen okulunu ise Gaziantep'te okudu.

 

1965 yılında sınıf öğretmeni olarak göreve başladı.1987 yılında AÖF Önlisans Bölümünden mezun oldu. Aynı yıl, Fatih İlköğretim Okuluna müdür olarak atandı ve 1994'te emekliye ayrıldı.

 

Türkiye Yazarlar Birliği üyesi olan Kara'nın şiirleri çeşitli dergi ve gazetelerde yayınlandı, ülke genelinde düzenlenen yarışmalarda ödüller kazandı. Bazı şiirleri bestelendi.

 

Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü tarafından Halk Şairi unvanıyla tescil edilen Hanifi Kara, içinde yetiştiği halkın sesini, zevkini, dünya görüşünü; millî nazım tarzı, ölçüsü ve biçimiyle terennüm etmiştir.

 

Deneme türünde de eserleri bulunan Hanifi Kara, şiirlerini, Güneş ve Yarasalar (1995), Gönül Pınarından Damlalar (1996), Yüzdeki İmza (1997), Taşlar Toprağa Bağlı (1998), Bir Avuç Özgürlük (1999), Söze Vuran Dalga (2000), Aynadaki Görüntü (2001), Kalemin Gizlediği (2002), Adın Saklı Durur (2004), Gel ki Gül Koksun Dünya (2007), Çeşm-i Şehla (2009), Yediler Diyarından Esintiler (2014) isimli kitaplarında toplamıştır. Şairin bir de Pipetleme (2005) adlı deneme kitabı bulunmaktadır.

 

HAŞİM KALENDER

(D. 1963 - )

Halk şairi Haşim Kalender, 1963 yılında Kahramanmaraş'ın Afşin ilçesine bağlı Dağlıca kasabasında doğdu. İlk ve orta öğrenimini Tanır kasabasında, lise öğrenimini Afşin'de tamamladı. Daha sonra elektrik teknisyeni olarak çalıştı.

 

Şiire küçük yaşlarda başlayan Haşim Kalender'in şiiri sevmesinde Hayati Vasfi Taşyürek'in sohbetlerinin ve şiirlerinin büyük etkisi oldu. Okul yıllarında katıldığı şiir yarışmasında birincilik kazanması da şairi cesaretlendiren olaylardan biri oldu.

 

Kendisine Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından "Halk (Kalem) şairi" unvanı verilen Haşim Kalender'in Kalenderce Bakış (2004), Ayrandede Şırıltıları (2012) ve Aşk Heybesi (2014) adlı şiir kitapları vardır.

 

HAYDAR OKUR

(D. 1947 - )

Haydar Okur, 1947 yılında Kahra- manmaraş'ta doğdu. Yazı hayatına 1972 yılında Kahraman Kent gazetesinde başladı. Şiir ve yazıları Memleket, Aksu, Kahramanmaraş'ın Sesi; Altın Külah, Söylem ve Alkış gibi gazete ve dergilerde yayımlandı.

 

Kahramanmaraş Kültür ve Sanat Evi Derneğinin kurucuları arasında yer aldı ve Alkış dergisinin ilk sayılarında görev üstlendi. Bir kamu kuruluşundan emekli oldu.

 

HAYRETTİN ÖNDER

(D. 1967 - )

Hayrettin Önder, 1967 yılında Kahramanmaraş'ın Göksun ilçesinin Taşoluk kasabasında doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Kahramanmaraş'ta yaptı. Şiirlerinde Figanimahlasını kullanan şair, şiirlerini geleneksel halk şiiri formunda akıcı ve kıvrak bir dilkullanarak yazdı.

 

Figani'nin Onuncu Köy (2005) adlıyayımlanmış bir şiir kitabı vardır.

 

HEZARÎ

(XIX. yy.)

Kahramanmaraş'ın bir köyünde doğan Hezarî, Beyazitli Süleyman Paşa zamanında yaşamış güçlü bir halk şairidir. Süleyman Paşa'nın 1849 yılında vefat etmesinden hareketle şairin bu tarihlerde hayatta olduğu anlaşılmaktadır.

 

Sadettin Nüzhet Ergun, Halk Edebiyatı Antolojisi'nde Hezarî için şu ifadeleri kullanıyor: "XIX. asrın son yarısında Anadolu'da büyük bir şöhret kazanan saz şairlerinden biri de Kahramanmaraşlı Hezari'dir. Bu gün deyişleri toplu bir halde bulunmayan bu âşığın elimizde bir numunesi bulunuyor. Fakat bu bir manzume bile onun ne kadar kıymetli bir halk şairi olduğunu göstermeğe kâfidir."

 

HİDAYET ŞAKALAR

(D. 1965 - )

Hidayet Şakalar, 1965 yılında Elbistan da doğdu. İlkokulu köyünde, ortaokul ve liseyi Elbistan'da okudu. ODTÜ. Kahramanmaraş Meslek Yüksek Okulu İşletmecilik ve AÜ. İşletme Fakültesinden mezun oldu. 1993 yılında emniyet teşkilatında memur olarak çalışmaya başladı. Emniyet Teşkilatı Sivil Personel Sendikasının kurucuları arasında yer aldı ve sendikanın genel başkan yardımcısı görevini yürüttü.

 

Şiir yazmaya lise yıllarında başlayan Hidayet Şakalar'ın "Harman Yeli" adlı yayımlanmış şiir kitabı bulunmaktadır.

 

HİLMİ ŞAHBALLI

(D. 1953 - )

Günümüz Türk Halk şiirinin güçlü ozanlarından biri olan Hilmi Şahballı, 1953 yılında Kahramanmaraş'ın Türkoğlu ilçesinin Sarılar köyünde doğdu. İlk ve ortaöğrenimini Kahramanmaraş'ta yaptı. İlkokulda öğrenciyken yazmış olduğu bir şiir öğretmeninin dikkatini çekmiş, bunun üzerine öğretmen yörenin güçlü şairlerinden Hayati Vasfi Taşyürek ile tanıştırmış, Hayati Vasfi'nin imtihan amacıyla verdiği ayağa çok güzel cevap verince şairden büyük iltifatlar görmüş, bu olay Şahballı'yı şiir yazmaya teşvik etmiştir. Yine kendi ifadesiyle 10 yaşlarında Erzurum'a âşıklar şölenine götürülmüş ve Aşık Reyhanı, Murat Çobanoğlu gibi güçlü şairlerin de yer aldığı atışma yarışmasında birincilik ödülü kazanmıştır. 1973 yılında bir plak şirketinin düzenlemiş olduğu Aşıklar Yarışması'nda birinci seçildi, burada soyadının önüne "Şah" mahlası verildi ve o günden sonra "Şahballı" mahlasını kullandı..

 

Hilmi Şahballı; Abdurrahim Karakoç, Hayati Vasfi Taşyürek, Aşık Veysel, Neşet Ertaş gibi şairleri kendisine rehber aldı. Siyasi nedenlerle uzun müddet Almanya'da kaldı ve orada Cem Karaca ile kader arkadaşlığı yaptı. Ülkesine döndükten sonra Cumhurbaşkanı müzik danışmanı olarak görev aldı. Ulusal televizyon kanallarında "Ozanların Dilinden" ve "Türküler Pınarı" adlı programlar yaptı.

 

Şahballı gençlik döneminde sevda, doğa ve insan sevgisi temalı şiirler yazdı. Olgunluk döneminde ise vatan, millet, birlik, kardeşlik temalarını işledi. Milli, hamasi duyguları şiirleştirdi ve bu şiirlerin bir kısmını besteledi, seslendirdi. "Gidiyorum", "Kızılırmak", "Esmerin Adı Oya", "Bahar Gelmiş Bizim İle", "Al Beni", "Bundan lyiydi gibi bazı besteleri başka sanatçılar tarafından da seslendirilmektedir.

 

Çok yönlü bir sanatçı olan Şahballı, altı adet sinema filminde oynadı, 63 plak, 26 kaset doldurdu ve 1050 adet şiire imza attı. Şiirlerinde samimi, açık ve akıcı bir ifade bulunan Şahballı, aşıklık geleneğinin tüm özelliklerini yaşamış ve şiirlerine yansıtmıştır.

 

HÜSEYİN BURAK US

(D. 1977 - )

Hüseyin Burak Us, 1977 yılında Kahramanmaraş'ın Karadere kasabasında doğdu. İlk ve orta öğrenimini Kahramanmaraş'ta, yükseköğrenimini Sütçü İmam Üniversitesi'nde yaptı. Mefkûre adlı bir dergi çıkarttı.

 

Bir Çocuk Tutar Ellerimden ve Antoloji adlı eserleri vardır.

 

HÜSEYİN GÖK

(D. 1960 - )

Hüseyin Gök, 1960 yılında Kahramanmaraş'ın Andırın ilçesinin Gökahmetli köyünde doğdu. İlkokulu kendi köyünde, ortaokulu Osmaniye-Kadirli'de, liseyi Adana'da okudu. 1987 yılında Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesinden mezun oldu. 1997 yılında KSÜ Fen Bilimleri Enstitüsü Tarla Bitkileri Anabilim Dalında Yüksek Lisansını tamamladı. Kahramanmaraş İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünde ziraat mühendisi olarak göreve başladı. Halen aynı müdürlükte şube müdürü olarak görevini sürdürmektedir.

 

Hüseyin Gök'ün şiirleri; Edebiyat Yaprağı, Edebiyat Ortamı, Ayna İnsan, Alkış, Güneysu dergilerinde yayımlandı. Şiirlerinin ilk yayımlandığı dönemde H.Hüseyin Göksel müstearını kullandı.

 

İBRAHİM TÜRKHAN

(D. 1972 - )

Eğitimci, şair, yazar ve çevirmen İbrahim Türkhan 1972 yılında Kahramanmaraş'ın Afşin ilçesinin Büyüktatlı Kasabasında doğdu. İlk ve Ortaokulu Afşin, Liseyi K.Maraş'ta okudu. Kayseri MYO'da okuduktan sonra 1992'de Kırgızistan'a gitti. Isıkgöl D.Ü. Eğitim Fakültesi Coğrafya Öğretmenliği Bölümünden mezun oldu. Kırgızistan'da bulunduğu yıllarda yerel ve ulusal gazetelerde gazeteciliğin yanı sıra, Kırgız okullarında Türkçe ve coğrafya öğretmenliği yaptı. 1999 yılında Türkiye'ye döndükten sonra Coğrafya öğretmenliği yaptı. Halen bu görevine devam etmektedir.

 

Kırgızistan'da üniversite eğitimi almak üzere gittiği 1992 yılından başlayarak, Kırgız edebiyatına ilgi duydu. 1993 yılından itibaren (Roazarlığı ile çevirmenlik yaptı. Türkçeden Kırgızcaya, Kırgızcadan Türkçeye çevirdiği edebi eserler, Kırgızistan ve Türkiye'de çeşitli edebiyat dergileri ile gazetelerde, yayımlanmaktadır.

 

Ibrahim Türkhan'a 2013 yılında Kırgızistan Uluslararası Edebiyat Akademisi tarafından "Akademik" unvanı, 2014 yılında Kırgızistan Isık Köl Kabarları gazetesi tarafından "Kadırman" unvanı verildi.

 

Avrasya Yazarlar Birliği ile Kırgızistan Uluslararası Şairler ve Yazarlar Birliği üyesi olan İbrahim Türkhan'ın yayımlanmış eserleri şunlardır: Tanrı Dağları'nın Yankısı (Hatırat). Mecit Gafuri'nin Şiirleri (Çeviri-2011), Aytmatov'un İzinden (Hikâye), Kırgız Edebiyatı Tarihi (2013), Kırgız Şiirleri Antolojisi I (Çeviri), Kırgız Hikayeleri Antolojisi I (Çeviri), Kerimbek Kadırakunov'un Şiirleri (Çeviri), Toktogul Satılganov'un Şiirleri (Çeviri).

 

İBRAHİM YAVUZ ZARİFOĞLU

(D. 1957 - )

Maraşlı Zarifoğlu sülalesinin bir ferdi olan İbrahim Yavuz Zarifoğlu, 1957 yılında İstanbul-Fatih'te doğdu. İlk ve orta öğrenimini Gaziantep, lise öğrenimini Istanbul Vefa ve Kahramanmaraş Lisesinde; yükseköğrenimini İstanbul Anadolu Hisarı Gençlik ve Spor Akademisi-Yönetim Bilimleri bölümü ve İstanbul Fikirtepe Eğitim Enstitüsü Türkçe bölümünde tamamladı.

 

İstanbul'un değişik okullarında öğretmen ve İstanbul Büyükşehir Belediyesinde yönetici olarak çalıştı.

 

Ümraniye Belediyesinin düzenlemiş olduğu İstanbul konulu ülke geneli şiir yazma yarışmasında mansiyon ödülü aldı. Yine Türkiye Şairler-Yazarlar ve Ozanlar Derneğinin ülke genelinde düzenlediği şiir yarışmasında jüri özel ödülü aldı.

 

İbrahim Yavuz Zarifoğlu'nun Mirac-ı Duruş (2004). Bir Demet Alev (2005). Kendimi Beklerken (2006), Güneşi Beklerken (2006). Mor Kayıkta Bekleyenler (2006), Istanbullu Şiirler 1 (2010). 2 (2011), 3 (2013) adlı yayımlanmış eserleri vardır.

 

İSMAİL İPEK

(D. 1942 - )

İsmail İpek, 1942 yılında Afşin ilçesinin Örenli Köyü'nde doğdu. İlkokuldan sonra eğitimini sürdüremedi. Küçük yaşlarda ozanlığıyla tanınan babası Kamil İpek'ten bağlama çalmayı ve âşıklık geleneğini öğrendi. Çiftçilik, çobanlık ve işçilik yaptı.

 

Mahlas olarak soy adını kullanan İpek, askerden döndükten sonra İstanbul'da Nesimî Çimen, Daimî gibi bazı âşıklarla tanıştı. Zamanla âşıklık geleneğine ilişkin bilgisini pekiştirdi.

 

Yurtiçi-yurtdışı konserlere katıldı. Antalya Film Festivali, TBMM, Develi Belediyesi, Nasrettin Hoca Şenliği, Aşık Veysel Kültür Derneği, Kültür Bakanlığı gibi kurum ve komitelerden ödüller aldı. Hacıbektaş, Hüseyin Gazi, Diyarbakır başta olmak üzere birçok festivale katıldı. Türkü ve şiir çalışmaları yanında bazı tiyatro oyunlarında rol aldı. Bugüne dek yaklaşık 60 adet 45'lik plak ve 15 kaset çıkardı ve şiirleri çeşitli yerlerde yayımlandı, türküleri sanatçılar tarafından seslendirildi.

 

İSMAİL KUTLU ÖZALP

(D. 1967 - )

İsmail Kutlu Özalp 1967 yılında Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesinin Çiçek köyünde doğdu. İlkokulu kendi köyünde okudu. Dinî eğitim alarak 10 yıl imamlıktan sonra tashih, redaksiyon ve editörlük yaptı. Kültür Bakanlığınca Halk Şairi olarak tescillenmiştir. Şiirlerini "Düşlerimde kal" isimli bir kitapta topladı.

 

Şiirlerinde Kutlu mahlasını kullanan Özalp 80'li yıllarından bu tarafa gazel, taşlama, serbest, ikilik, dörtlük yazmaktadır. Bazı şiirleri bestelenerek kasetlere okundu.

 

İSMAİL SAĞIR

(D. 1968 - )

İsmail Sağır, 1968 yılında Kahramanmaraş'ın Andırın İlçesinde doğdu. Sırası ile Kabaklar Köyü İlkokulu, Dariovası Orta Okulu, Kadirli Lisesi, Siirt Eğit. Yük. Okulunu bitirdi, A.Ü'de Sosyal Bilimler Dalında Lisansını tamamladı. Halen Uzman Öğretmen olarak görev yapmaktadır.

 

Halk şiiri formundaki şiirlerinde Sağırozan mahlasını kullanan İsmail Sağır, dinî, millî, hamasi konulu şiirlerini didaktik bir üslupla dile getirdi. Çok sayıda türkü çalışması da mevcuttur.

 

İsmail Sağır'ın Belirli Gün Ve Haftalar Kitabı, İğne (şiir), Barış Çağrısı 1 (Şiir Antolojisi), Barış Çağrısı II (Şiir Antolojisi), Sıdıka (Roman), Kutlu Davet (Şiir) adlı yayımlanmış eserleri vardır.

 

KALENDER EREN

(D. 1942 - )

Halk şairi Kalender Eren, 1942 yılında Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesine bağlı Köseyahya köyünde doğdu. Babası öldükten sonra çalışmak zorunda olduğu için ilkokuldan sonra eğitimine devam edemedi. Çeşitli iş kollarında, yol, köprü, baraj yapımında çalıştı. İşçi olarak Fransa'ya gitti ve bir müddet orada çalıştı, yurda döndükten sonra emekli oldu.

 

Kalender Eren, çocukluğunda köyüne gelen âşıkların etkisinde kalarak ve halk şiirini iyi bilen annesi tarafından eğitilerek şiire başlamış ve halk şairleri kervanına katılmıştır.

 

KÂMİL

(D. 1857 - Ö. 1924)

Mustafa Kâmil Efendi, 1857 yılında Maraş'ta doğdu. İlk eğitimini Maraş ve Kilis'te aldı. Daha sonra Manisa'ya ve İzmir'e giderek dönemin ileri gelen âlimlerinden dersler aldı ve müderris oldu. Moralı ve Kurşun Medresesi müderrisi olarak görev yaptı. Pek çok öğrenci yetiştirdi. Edebiyata vakıf olduğu için İzmir ve İstanbul gazetelerinde yazı yazdı. Şair Eşref ve diğer kalem erbabıyla münakaşalarda bulundu. 1924 yılında İzmir'de vefat etti.

 

Mustafa Kâmil Efendi'nin İbni Sina, Usul-i Ekseriye, Sarf-ı Osmani, Güfte-i Kâmil, Maraşî, Dinî ve Tarihî Menakıb-ı İmam-ı Azam, Kavaid-i Arabiye, Manzume-i Harb, İbn-i Sina'nın Kaside-i Ruhiyesinin Tercemesi adlı yayımlanmış eserleri vardır.

 

KAMİL AYDOĞAN

(D. 1956 - )

Kâmil Aydoğan, 1956 yılında Kahramanmaraş'ın Kertmen Köyü'nde doğdu.

 

İlkokulu, Kahramanmaraş merkez Karamanlı İlkokulu'nda, ortaokul ve liseyi, Kahramanmaraş İmam Hatip Lisesi'nde, yükseköğrenimini, Ankara Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde tamamladı. Çeşitli liselerde öğretmenlik, müdürlük, İzmir ve Ankara Millî Eğitim Müdürlüğü yaptı.

 

Şiir ve denemelerini Edebiyat, Mavera, Kayıtlar, İlim ve Sanat, Yedi İklim, Hece gibi sanat-edebiyat dergilerinde yayımladı. İkindi Yazıları'nı yönetti.

 

Kâmil Aydoğan'ın Köy Yazıları (Deneme-1982), Yük (Şiir-1996), Hayat Kaç Köşeli (Deneme-1999), İçimizin Yıldızları (Yaşantı-2006), Hayatın Şiire Sığmayan Yüzü (Şiir-2010) ve Kısık Vadisi (Roman-2012) adlı yayımlanmış eserleri vardır.

 

KÂMİL BOZKURT

(D. 1912 - Ö. 1982)

Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesinde doğan Kâmil Bozkurt, ilköğrenimini Elbistan Numune Mektebinde tamamladı. 16 yaşında şiire başladı ve bu şiirlerinin bir kısmını Bozkurt'un Sesi ve Şiirleri (1950) adlı kitapta topladı.

 

KARAOZAN

(D. 1947 - )

Eshabil Karademir, 1947 yılında Kahramanmaraş'ta doğdu. Orta öğreniminden sonra ticarete atıldı. İrticalen şiir söyleyebilen annesi Hacer Hanım'ın etkisiyle şiire başladı ve âşıklık geleneğine yöneldi. Küçük yaşta saz çalmaya ve şiir söylemeye başladı.

 

Askerliğini yaptıktan sonra 1971 yılında yerel gazetelerde muhabir olarak çalışmaya başladı. Birçok gazetede ve Kanal 46 TV'de haber müdürlüğü ve bir dönem Kahramanmaraş Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığı yaptı.

 

1971 yılında Kahramanmaraş ve Kilisli Aşıkları Neşriyat Müdürlüğü yaptığı Kahramankent gazetesinde yayımladığı bu atışma tam 6 ay sürdü. Bu dönemde Bahattin Karakoç, Hayati Vasfi Taşyürek ve Şevket Bulut'la tanıştı. Uzun süre bu üç üstadın sohbetlerine katılarak kendi ifadesiyle “gönül tasını doldurdu."

 

Daha sonra ünlü şair Hayati Vasfi Taşyürek'e uzun yıllar çıraklık ederek ondan icazet aldı. İstanbul'da Aşık Akif Timurhan Zevraki ile tanıştı ve ondan da 3 yıl ders aldı.

 

Konya ve Kars Aşıklar Bayramı ve yöredeki birçok etkinliklere katılarak Aşıklık geleneğinde Kahramanmaraş'ı temsil ederek ödüller aldı. Şiirleri birçok gazete ve edebiyat dergilerinde yayınlandı. Hayatı ve şiirleri üniversitelerde tez olarak hazırlandı. Halen 43 yıllık basın ve 51 yıllık ozanlık hayatını internet ortamında köşe yazıları ve şiirler yazmakla sürdürmekte ve uzun yıllardan beri Kahramanmaraş Valiliğinde İnsan Hakları Komisyonu üyeliği yapmaktadır.

 

KEMALETTİN ÖZALP

(D. 1920 - )

Kemalettin Özalp, 1920 yılında Kahramanmaraş'ta doğdu. İlköğrenimini Kahramanmaraş'ta, liseyi Zonguldak'ta, yükseköğrenimini Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde tamamladı. Avukatlık yaptı. Divan edebiyatının nazım şekillerini ve aruzu ustaca kullanan Özalp, şiirlerini Tahayyül (1950) adlı kitapta topladı.

 

KENÂN

(D. 1830 - Ö. 1876)

Asıl adı Yusuf Kenan olan XIX. yüzyıl Divan şairi Kenân, 1830'da Maraş'ta doğdu. Bayezidoğullarından Süleyman Paşa'nın oğludur.

 

Eğitimini Maraş'ta tamamladıktan sonra İstanbul'a giderek kâtiplik yaptı. Padişah meclislerinde başkâtiplikte bulundu. 1876'da vefat etti.

 

Daha çok şarkı türünde yazmış olduğu şiirleriyle tanınmış olan Kenan'ın "Asâr-ı Kenan Bey" ve "Gülşen-i Sühan" adlı eserleri vardır.

 

KENAN SEYİTHANOĞLU

(D. 1937 - Ö. 2013)

Rubai şairi olarak tanınan Kenan Seyithanoğlu, 1937 yılında Kahramanmaraş'ta doğdu. İlk ve ortaöğrenimini memleketinde, yükseköğrenimini İstanbul Üniversitesi Türkoloji Bölümünde tamamladı. Bir süre İstanbul Müftülüğünde murakıp olarak çalıştı.

 

1972 yılında Atatürk Üniversitesi İslami Bilimler Fakültesinde Türkçe Kompozisyon okutmanı olarak görev yaptı. 1973 yılında yayıncılığa başladı. "Doğuştan Günümüze İslam Tarihi" adlı eserin editörlüğünü yaptı. Bir ara Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesinde Osmanlıca eğitim görevlisi olarak çalıştı.

 

Adım gazetesini, Dört Mevsim Maraş ve Asım Dergilerini çıkardı. Hayatını özlemini duyduğu Asım'ın neslini yetiştirmeye vakfeden Kenan Seyithanoğlu, 2013 yılında vefat etti.

 

KUDDÛSÎ

(D. 1769 - Ö. 1849)

Asıl adı Ahmet olan mutasavvıf divan şairi Kuddûsî, Bor'da yaşayan Maraşlı Şeyh Hacı İbrahim Efendi'nin oğlu olarak 1769 yılında Bor'da doğdu. Çevresinde Mar'aşî Ahmet Efendi adıyla anılmıştır. Medrese eğitimi görmüş, babasının da katkısıyla kendini çok iyi yetiştirmiş mutasavvıf bir şairdir. Rumeli, Anadolu ve Hicaz'ı dolaşmıştır. Şiirlerinde genellikle aruzu, nadiren de hece veznini kullanmıştır. İlim, irfan, çalışma, doğruluk, kanunlara saygı, sevgi, Allah sevgisi, Peygamber sevgisi, Mevlânâ sevgisi, taassup yergisi gibi konuları işlemiştir. Divan'ı gazel ve kaside tarzında tasavvuf temalı 942 şiirden oluşmaktadır. Pendnamesi, Vasiyetnamesi, İcazetnamesi ve dört mektubu bu divana ek olarak yayınlanmıştır.

 

Kuddûsî'nin eserleri:

 

Divan: Kuddûsî'nin en önemli eseri dinî-tasavvufi şiirlerden oluşan divanıdır.

 

Hazinetü'l Esrar ve Ganîmetü'l-Ebrâr: Eserde tasavvufun temel konuları ilmî ve akedemik bir şekilde incelenmiştir.

 

Pendnâme-i Kuddûsî: Allah'a iyi bir kul olmak için nelerin yapılması gerektiği hususunda bir nasihat kitabıdır.

 

Nasâih-i Kuddûsî: Tasavvuf konularında tavsiye ve nasihatlerin bulunduğu bir eserdir.

 

İcazetnâme-i Kuddûsî: Manzum ve mensur bir eser olup dinî tasavvufî konuları işlemektedir.

 

Vasiyetnâme-i Kuddûsî: Ölmeden önce yaptığı vasiyetin yer aldığı risaledir.

 

Ahmet Kuddûsî hakkında Dr. Ali Tenik'in Ukde Yayınları arasında yayımlanan "Ahmet Kuddûsî" isimli bir eseri yayımlanmıştır.

 

MAHİR BAŞPINAR

(D. 1961 - )

Mahir Başpınar, 1961 yılında Kahramanmaraş'ın Göksun ilçesine bağlı Çardak beldesinde doğdu. İlk ve ortaöğrenimini Çardak'ta, lise öğrenimini Kahramanmaraş'ta tamamladı. Afşin Elbistan Linyit İşletmesinde mekanik ustası olarak çalıştı.

 

Mahir Başpınar, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığının Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü'nce "Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcılarının Tespiti ve Kayıt İşlemleri Yönergesi" kapsamında yapılan değerlendirmede "Halk Şairi" olarak tescil edilerek kimlik verilen şairler arasında yer aldı.

 

Mahir Başpınar'ın halk şiiri tarzında heceyle yazdığı ve sevgi, vatan, millet, sosyal adalet konulu şiirleri mahalli gazetelerde, internet üzerinden yayın yapan birçok şiir sitesinde yayımlanmaktadır. Ayrıca birçok antolojide şiirlerine ve biyografisine yer verilmiştir.

 

MAHİR ÜNAL

(D. 1966 - )

Mahir Ünal, ilim erbabı, devlet erkânı bir ailenin ferdi olarak 1966 yılında Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesinin Karahüyük köyünde doğdu. İlköğrenimini Karahüyük Köyü ilkokulunda, ortaokul öğrenimini Elbistan Gazi Mustafa Kemal Ortaokulunda tamamladı. İstanbul Bahçelievler Kocasinan Lisesini bitirdikten sonra Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinden mezun oldu. 1992 yılında öğretmenlik görevine başladı,

 

1997 yılında İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sosyal Yapı ve Sosyal Değişme Ana Bilim Dalı'nda yüksek lisansını tamamladı.

 

Kent çalışmaları, yerel yönetimler ve siyasal iletişim konularında danışmanlık hizmetleri vermenin yanı sıra, özel bir üniversitede davranış bilimleri bölüm başkanlığı görevini yürüttü. Bir vakıf üniversitesinde MBA' da Örgütsel Davranış dersleri verdi.

 

12 Haziran 2011 tarihinde yapılan genel seçimlerde Ak Parti Kahramanmaraş milletvekili olarak TBMM'ye girdi.

 

İlk şiirlerini Gündönümü Edebiyat'ta yayımlayan Mahir Ünal'ın, İstanbul Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Ana Bilim Dalında doktora çalışması devam etmektedir.

 

MEHMET AKİF BALTUTAN

(D. 1966 - Ö. 2011)

Mehmet Akif Baltutan, 1966 yılında Kahramanmaraş'ta doğdu. İlk ve ortaokul eğitimini memleketinde tamamladıktan sonra ticarete atıldı. Amatör gazetecilik ve Yeni Şafak, Hergün, Gündüz gazetelerinin temsilciliklerini yaptı. Şiirleri Yeni Hasat, Dava, Kurtuluş, Güneysu, Yalnız Ardıç, Alkış gibi dergi ve gazetelerde yayınlandı.

 

2011 yılında vefat eden Mehmet Akif Baltutan, şiirlerini Kan Kırmızı Geceler (2000) adlı kitapta topladı.

 

MEHMET AKİF KİREÇCİ

(D. 1967 - )

Mehmet Akif Kireççi 1967 yılında Kahramanmaraş'ta doğdu. İlk ve orta öğrenimini Kahramanmaraş'ta, yüksek öğrenimini Ankara Üniversitesi DTCF Arap Dili ve Edebiyatı Bölümünde tamamladı. Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde yüksek lisans, Pensilvanya üniversitesinde doktora yaptı. Yükseköğretim kurumlarında akademisyen olarak görev yapmaktadır.

 

Şiirlerini İkindi Yazıları, Mavera, Dergâh, Kayıtlar, Albatros ve Yönelişler dergilerinde yayınladı. Başlangıcından Günümüze Arap Milliyetçiliği (İnceleme-2013) adlı yayımlanmış eseri vardır.

 

MEHMET AKİF ÖNDER

(D. 1972 - )

Mehmet Akif Kireççi 1967 yılında Kahramanmaraş'ta doğdu. İlk ve orta öğrenimini Kahramanmaraş'ta, yüksek öğrenimini Ankara Üniversitesi DTCF Arap Dili ve Edebiyatı Bölümünde tamamladı. Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde yüksek lisans, Pensilvanya üniversitesinde doktora yaptı. Yükseköğretim kurumlarında akademisyen olarak görev yapmaktadır.

 

Şiirlerini İkindi Yazıları, Mavera, Dergâh, Kayıtlar, Albatros ve Yönelişler dergilerinde yayınladı. Başlangıcından Günümüze Arap Milliyetçiliği (İnceleme-2013) adlı yayımlanmış eseri vardır.

 

Mehmet Akif Önder, 1972 yılında Kahramanmaraş'ın Göksun ilçesine bağlı Taşoluk köyünde doğdu. İlkokulu köyünde, ortaokul ve lise öğrenimini Göksun'da tamamladı. Yükseköğrenimini Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği bölümünde tamamladı. Değişik okullarda öğretmenlik ve yöneticilik yaptı.

 

Lise yıllarında yazmaya başladığı şiirlerini öylesine (2006) adlı kitapta toplayarak yayınladı. Göksunlu Şairler Antolojisi (2008) adlı bir kitap hazırladı. 2010 yılında Sevda Seferi isimli ikinci şiir kitabını çıkardı. Çeşitli yerel gazete ve internet sitelerinde köşe yazarlığı yaptı. Arkadaşları ile birlikte Göksunluyuz adlı bir dergi çıkardı. Göksun Kaymakamlığı adına "Geçmişten Günümüze Göksun" kitabını hazırlamakta olan M. Akif Önder yerel bir radyoda eğitim ve kültür içerikli program yapmaktadır.

 

ΜΕΗΜΕΤ ΑKSU

(D. 1962 - )

Mehmet Aksu, 1962 yılında Kahramanmaraş'ın Dereli Köyü'nde doğdu. Cezaevi müdürü ve Adalet Bakanlığı Ceza İnfaz Kurumları Personeli Eğitim Merkezi öğretim görevlisi olarak görev yapmaktadır. Çeşitli gazete ve dergilerde yazı ve şiirleri yayımlandı. Sevdamın Yurdu, Başka Dağlar Var, Gönüllerin Budak Gülleri ve Temmuz Güneşi adlı şiir kitapları vardır.

 

MEHMET ALİ ZENGİN

(D. 1961 - Ö. 1998)

Mehmet Ali Zengin, 1961 yılında Kahramanmaraş'ın Andırın ilçesinde doğdu. Arkadaşlarıyla birlikte Kahramanmaraş'ta çıkarılan Esra Yazıları'nda günlük, deneme ve şiirler yazdı. 1984 yılında Andırın Postası adıyla bir gazete çıkardı. 1986 yılında Andırın Postası'nın sanat eki olan İkindi Yazıları'nı çıkardı ve her ay binlerce kişiye ulaştırdı.

 

Şiir ve nesirlerinde "Nedim Ali" ismini kullandı. 1998 yılında vefat etti.

 

MEHMET AYAR

(D. 1942 - Ö. 2008)

Halk şairi Mehmet Ayar, 1942 yılında Kahramanmaraş'ın Göksun ilçesinde doğdu. İlkokulu yedi yılda bitirdi. Üçüncü sınıftayken nişanlandı, on dört yaşında evlendi. Marangozluk yaptı.

 

Halk şiiri formunda yazdığı şiirlerinde ince bir mizahın hâkim olduğu, dünyaya rintçe bir gözle bakan ve bu bakışı şiirlerine yansıtan Mehmet Ayar, 2008 yılında vefat etti.

 

Şiirlerini Gönülden Esintiler 1, Gönülden Esintiler 2 adlı kitaplarda yayınladı.

 

MEHMET DALKANAT

(D. 1955 - )

Mehmet Dalkanat, 1955 yılında Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesinde doğdu. İlköğrenimi Elbistan'da yaptı. Mersin Öğretmen Okulundan mezun oldu. Bu arada Ankara Gazetecilik ve Halkla İlişkiler ve İstanbul Şişli Siyasal Bilimler Fakültelerinde birer yıl okudu fakat devam etmedi, bıraktı. Eskişehir Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümünü bitirdi. Beş yıl öğretmenlik yaptı, üç yıl da bir kamu iktisadi kurumunda çalıştı. Memurluk ve radyo yayıncılığı yaptı. Halen serbest çalışmaktadır.

 

Değişim dergisi yayın kurulunda yer alan ve yazılar yazan Dalkanat, değişik mahallî dergi ve gazetelerde yazmaya devam etmektedir. Halen internet ortamında yayın yapan bir şiir sitesini yönetmektedir.

 

MEHMET DELİGÖNÜL

(D. 1923 - )

Mehmet Deligönül, 1923 yılında Kahramanmaraş'ta doğdu. İlk ve ortaöğrenimini Kahramanmaraş ve Adana'da, yükseköğrenimini İ. Ü.Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde tamamladı. Öğretmenlik, yöneticilik, müfettişlik gibi görevlerde bulundu. Maraş Lisesi'nde görev yaptığı yıllarda okul adına Ardıç adlı bir dergi çıkarttı. Şiirlerini Yalnız (1945) adlı kitapta topladı. Şiirlerde Atatürk (1963) adlı antoloji hazırladı.

 

MEHMET GEMCİ

(D. 1966 - )

Mehmet Gemci, 1966 yılında Kahramanmaraş'ta doğdu. Yükseköğrenimini Açık Öğretim Fakültesi İktisat Bölümünde tamamladı. 1986 yılından bu yana memurluk yapmaktadır. Şiir ve yazı çalışmaları İkindi Yazıları, Kayıtlar, Edebiyat Ortamı, Hece gibi sanat-edebiyat dergilerinde yayımlandı. Yalnızardıç dergisini çıkardı ve yönetti. Şiirlerini Yanlış Parantez adlı kitapta topladı.

 

MEHMET GÖZÜKARA

(D. 1962 - )

Mehmet Gözükara, 1962 yılında Elbistan'ın Eldelek köyünde doğdu. İlkokulu köyünde, ortaokulu Elbistan'da, liseyi Kahramanmaraş'ta okudu. Afşin- Elbistan A Termik Santrali'nde teknisyen olarak çalıştı. Yazı ve şiirleri; Sızıntı, Kardeş Kalemler, Kırk Başak, Aşkın (e) Hali, Alkış, Güneysu, Berceste, Şardağı, Yosun, Yaprak dergilerinde yayınlandı. 2003 yılından beri "Elbistanın Sesi Gazetesi'nde köşe yazarlığı yapmaktadır.

 

Katıldığı şiir yarışmalarında çeşitli ödüller aldı. 2003 yılında Necip Fazıl Kültür Vakfı'nın "Kutlu Doğum Haftas" münasebetiyle açmış olduğu şiir yarışmasında "Mukaddime" isimli şiiriyle birincilik; 2005 yılında Afşin'de yapılan bir iir yarışmasında "Müslüman Bir Çocuğum" isimli şiiriyle birincilik; 2006 yılında Elbistan Millî Eğitim Müdürlüğünün düzenlemiş olduğu "Elbistan" konulu şiir yarışmasında "Destan Elbistan" isimli şiiriyle ikincilik; 2010'da Afşin Belediyesinin ülke genelinde düzenlemiş olduğu "Eshab-ı Kehf” konulu şiir yarışmasında "Yedi Uyur-Yedi Nur" şiiri ile üçüncülük ödülü kazandı.
 

2012 yılında Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Kahramanmaraş ve Yöresi Kültür Değerlerini Araştırma ve Uygulama Merkezi Başkanlığı tarafından, âşıklar şölenine yaptığı katkılardan dolayı teşekkür plaketi verildi.

 

"Gözükara" mahlasını kullanan şair, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğünce "Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcılarının Tespiti ve Kayıt İşlemleri Yönergesi" kapsamında yapılan değerlendirmede "Kalem Halk Şairi" olarak tescil edildi ve kimlik verildi.

 

Eserleri:

Söz Alev Aldı (2002), Söz Beledim Beşiğe, (2003), Boyun Büktüm Güle Doğru, (2007) Namluya Şiir Sürdüler ( Atışma/2008 Müşterek), Seyr-ü Sefer (2010), Elbistan Ağıtları -II- cilt (2011 Müşterek), Söz Kuşandı Şairler Kılıçtan Keskin Atışmalar (2012 Müşterek) Çark-1 Devran (2013), Söz Açarı (Atışma/Müşterek-2014)

 

MEHMET GÜNEŞ

(D. 1956 - )

Mehmet Güneş 1956 yılında Afşin'de doğdu. Ortaöğrenimini Kahramanmaraş Lisesi'nde, yükseköğrenimini Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde yaptı. Erciyes Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü'nde Biyokimya doktorası yaptı. Serbest hekim olarak çalışmaktadır.

 

Şiirleri ve denemeleri; Töre, Türk Edebiyatı, Türk Yurdu, Nizâm-1 Alem, Alperen, Gelecek, Semerkand, Türkiye Günlüğü, Kültür Dünyası, Gülistan, Gözyaşı, Gökkubbe ve Altınoluk gibi çeşitli fikir, kültür ve sanat dergilerinde; makâle ve incelemeleri ise; Hergün, Millet, Yeni Düşünce, Türkiye, Zaman, Yenigün ve Gündüz gibi günlük gazetelerde yayımlandı. Muhtelif antolojilerde yer alan şiirlerinden bâzıları bestelendi.

 

Mehmet Güneş'in Hac ve Dua (mensur risale-1999), Gün Akşama Yaslanmadan ( şiir-2000), Mukaddes Yolculuk Medine-i Münevvere (2010), Gül Aşkın Mihrabıdır (2011), Evliya Çelebi'nin İzinde 'Gül' Medeniyeti'nin Başkenti (2011) adlı yayımlanmış eserleri vardır.

 

MEHMET KILIÇ

(D. 1955 - )

Mehmet Kılıç, 1955 yılında Kahramanmaraş'ta doğdu. İlk ve orta öğrenimini Kahramanmaraş'ta, yükseköğrenimini Ankara Eğitim Enstitüsünde tamamladı. Yurdun çeşitli il, ilçe ve köylerinde öğretmenlik yaptı ve emekli oldu.

 

Şiirlerinde ağırlıklı olarak sevgi temasını işleyen Mehmet Kılıç'ın sosyal içerikli şiirlerinde ince bir ironi hakimdir. Hem klasik halk şiirinin hem de serbest şiirin biçim özelliklerini kullanmıştır. Kendi ifadesiyle "doğaçlama söyler gibi şiirler yazmaktadır."

 

Şiirlerini Vurgun Yaşamak (2001), Bilinen Adrese Doğru (2002), Bir Aşkın Anotomisi (2007) ve Gönül Sahili (2007) adlı kitaplarında topladı.

 

MEHMET KİPER

(D. 1911 - Ö. 1965)

Mehmet Kiper, 1911 yılında Kahramanmaraş'ta doğdu. Küçük yaşta bağlama çalmayı öğrendi. Sonraki yıllarda İstanbul ve Ankara radyolarında bağlama çaldı. İrticalen şiirler söyleyen Kiper, Kahramanmaraş Valiliğinde bahçıvan olarak görev yaptı. Şiirlerini Maraşlı Aşık Mehmet Kiper adlı kitapta topladı. 1965 yılında İstanbul'da vefat etti.

 

MEHMET MORTAŞ

(D. 1969 - )

Mehmet Mortaş, 1969 yılında Kahramanmaraş'ın Afşin ilçesinde doğdu.

 

İlk ve orta öğrenimini Afşin ilçesinde yaptı. Yükseköğrenimini, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Afşin MYO Elektrik Bölümünü bitirerek tamamladı. Bir kamu kuruluşunda çalışıyor.

 

Kahramanmaraş'ta bir grup arkadaşıyla birlikte "Bir Edebiyat Yaprağı" isimli sanat edebiyat dergisini çıkardı.

 

Şiirleri Bir Edebiyat Yaprağı, İnsan Saati, Kırağı, Harman, Figan, Altın Külah, Genç Kalemşörler, Bengisu, Mefkure, Mavi Çınar, Kurtuluş, Alkış ve Dört Mevsim Düşünce isimli dergilerde yayınlandı.

 

Mehmet Mortaş'ın "Gölge Boyu Irmak" isimli şiir kitabı vardır.

 

MEHMET NAFİZ KARAKOÇ

(D. 1941 - )

Mehmet Nafiz Karakoç, 1941 yılında Elbistan'da doğdu. Ortaokulu ve liseyi dışarıdan bitirdi. TCDDY'de memur olarak çalıştı. Buradan emekli oldu. Şair Bahaettin, Abdurrahim ve Ertuğrul Karakoç'un kardeşi olan M.Nafiz Karakoç, şiirlerini Dağlar Yol Vermez Ki Dosta Gideyim (2004) ve Babam ve Ben (2013) adlı kitapta topladı.

 

MEHMET REŞİT AYHAN

(D. 1942 - )

Mehmet Reşit Ayhan, 1942 yılında Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesinde doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Elbistan'da yaptı. Yükseköğrenimini mimarlık fakültesinde tamamladı. Yurdun çeşitli illerinde YSE Müdürlüğü ve YSE Bölge Müdürlüğü ile daire başkan yardımcılığı yaptı. 2010 yılında vefat etti.

 

Mehmet Reşit Ayhan'ın Beddua (1985), Günah (1985), Memleketim (1985), Gurbet (1985), Atalarım (1985), Yorgunum (1986), Hayat Acıları(?), Gözlerin (?), Kahır(?), Kırık Dökük (?), Ören Gönüller (?), Yıkıl Dünya Yıkıl (?), Dost (?), Yalan Yaşam (?) adlı yayımlanmış eserleri vardır.

 

MEHMET SALMA

(D. 1955 - )

Halk şiirinin kalem şairlerinden Mehmet Salma 1955 yılında Kahramanmaraş'ta doğdu. İlkokuldan sonra çok istemesine rağmen öğrenimine devam edemedi. Küçük yaşlarda babasının, altın bilezik diye nitelendirdiği oto kaportacısı mesleğine çırak olarak başladı ve usta olarak bu meslekten emekli oldu.

 

Çocuk yaşlarda şiire başlayan Mehmet Salma, şiirlerinin bir kısmını Şiir Yazan Adam (2014) adıyla kitaplaştırdı.

 

Aşk, gurbet, ayrılık, Allah sevgisi, insan sevgisi gibi bireysel duyguları işleyen Mehmet Salma'nın halk formundaki şiirlerinde sağlam bir kafiye, kusursuz hece vezni ve şekle feda edilmeyen akıcı bir anlatım görülmektedir.

 

MEHMET SERTPOLAT

(D. 1965 - )

Mehmet Sertpolat, 1965 yılında Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesinde doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini doğduğu ilçede tamamladı. Yükseköğrenimini Hacettepe Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Eğitimde Ölçme ve Değerlendirme Bölümünde yaptı.

 

Lise yıllarında Türk Edebiyatı Dergisinin sanat fidanlığı köşesinde şiirleri yayımlandı. Üniversite yıllarında da şiirle ilgisini sürdüren Mehmet Sertpolat, Erdem Beyazıt, Akif İnan, Rasim Özdenören ve H.Hüseyin Ceylan gibi yazar ve şairlerin seminerlerine katıldı.

 

Üniversiteyi bitirdikten sonra çeşitli kurum, kuruluş ve okullarda öğretmenlik ve yöneticilik yaptı. Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü olarak görev yaptı. Milli Gazete ve Akit'de makaleleri, haftalık Yeni Dönem'de edebi yazıları yayımlandı. Birçok sanat-edebiyat dergisinde şiirlerine, antoloji ve ansiklopedilerde biyografisine yer verildi.

 

2011 Yılı Şubat ayında Yemen Şehitlerine adlı şiiri İstanbul Çekmeköy Belediyesinin yapmış olduğu şiir yarışmasında ikincilik ödülü aldı. Sorgulanması Gereken Kavramlar adlı nesir türünde bir eseri bulunan Sertpolat, şiirlerini Sükûtumu İkrar Sananlara (2013) adlı kitapta topladı.

 

MEHMET TAŞ

(D. 1951 - )

Şair ve hikâye yazarı Mehmet Taş, 1951 yılında Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesinde doğdu. Yükseköğrenimini Eğitim Önlisans Programında tamamladı. Öğretmenlik yaptı ve emekli oldu.

 

Şiirlerini Güz Çiçeği, Bir Sevdadır Yaşamak ve Bana Düşünü Anlat adlı kitaplarda; hikâyelerini ise Berivan ve Acı Deniz adlı eserinde topladı. Çeşitli yarışmalarda hikâye dalında ödüller aldı.

 

MELULİ

(D. 1892 - Ö. 1989)

Asıl adı Karaca Erbil olan Meluli 1892 yılında Kahramanmaraş'ın Afşin ilçesinin Kötüre köyünde doğdu. 10 yaşlarında Afşin'de Ermeni aile dostlarının yanına gönderildi ve 20 yaşına kadar Ermeni Okulunda öğrenim gördü. Buradaki öğrenimi süresince Arapça, Ermenice, matematik ve edebiyat dersleri aldı. Şiir ve edebiyata olan ilgisi bu dönemde gelişen Meluli, yöresindeki birçok âşığın şiirlerini öğrenerek kendini geliştirdi.

 

Evlendikten sonra memleketinden ayrılarak farklı diyarları dolaştı, âşıklarla tanıştı. Şiirlerinin bir kısmını Latife mahlasıyla yazan şairin birçok şiiri bestelendi, gazete, dergi, site ve antolojilerde yer aldı. Torunları Latife Özpolat ve Hamdullah Erbil tarafından hayatı ve şiirlerine ait değerlendirmeleri içeren "Meluli Divanı ve Aleviliğin Tasavvufun, Bektaşiliğin Tarihçesi" (1992) adlı bir kitap yayınlandı.

 

MESUT TÜRKKAHRAMAN

(D. 1958 - )

Mesut Türkkahraman, 1958 yılında Kahramanmaraş'ın Afşin ilçesine bağlı Erçene köyünde doğdu. İlköğrenimini köyünde, ortaöğrenimini Afşin'de tamamladı. İşletme fakültesinden mezun oldu. Memur olarak görev yaptı. Halk şiiri tarzında yazdığı şiirleri mahallî dergi ve gazetelerde yayımlandı.

 

MEVLANA İDRİS ZENGİN

(D. 1966 - )

Şair ve hikâye yazarı Mevlâna İdri Zengin, 1966 yılında Kahramanmaraş'ın Andırın ilçesinde doğdu. 1989 yılında İstanbul Hukuk Fakültesi'nden mezun oldu.

 

İkindiyazıları, Diriliş, Dergâh, Albatros, Geniş Zamanlar ve Gerçek Hayat gibi birçok dergi ve gazetede, şiir, hikâye ve denemeleri yayımlandı. Ayrıca, çocuk edebiyatı dalında birçok kitap kaleme aldı.

 

Kuş Renkli Çocukluğum isimli şiir kitabı ile 1987'de Gökyüzü Yayınları Çocuk Edebiyatı Ödülü'nü, Korku Dükkânı isimli kitabı ile de 1998 yılında Türkiye Yazarlar Birliği Çocuk Edebiyatı Ödülü'nü aldı. Bazı masalları çizgi film olarak çekildi ve TV'de yayınlandı.

 

Şairin Kuş Renkli Çocukluğum (1987) ve İyi Geceler Bayım (1997) adlı şiir kitapları vardır. Mevlana İdris Zengin'in Çocuk edebiyatı alanındaki eserlerinden bazıları şunlardır. Çınçınlı Masal Sokağı, Dondurmalı Matematik, Hayal Dükkânı, Kirpiler Şapka Giymez, Korku Dükkânı, Sinin Dükkânı, Bekledim Gece Oldu, Tehlikeli Bir Kitap, Ütüsüz Ayakkabılar, Sufi ile Pufi, Yağmurlu Şehirdeki Adam, Dünyanın En Uğur Böceği, Romantik Tilki

 

MEVLÜT SOYDAN

(D. 1917 - Ö. 2000)

Mevlüt Soydan, 1917 yılında Kahramanmaraş'ın Afşin ilçesinde doğdu. İlkokulu bitirdikten sonra marangozluk yaptı. Kamu kurumlarında memurluk yaptı ve emekli oldu. Şiirlerini Dile Gelen Duygular (1993) adlı kitapta topladı.

 

MUHAMMET KÂMİL AĞDAŞ (BAHÇECİ HOCA)

(D. 1909 - Ö. 1966)

Muhammet Kâmil Ağdaş, 1909 yılında Kahramanmaraş'ta doğdu. Babası bahçecilik yaptığı için kendisi de Bahçeci lakabı ile anıldı.

 

Muhammet Kâmil Ağdaş, sağlam bir din eğitimi almış, Arapçayı öğrenmiş, hafız bir hoca olarak yetişmiştir. Muhitinde bulunan çocuklara evinde yazı öğretmiş, dinî ve ilmî bilgilerle onları eğitmiştir. Ömrü boyunca öğretmiş ve hafız yetiştirmiştir. 1966 yılında vefat etmiştir.

 

Aynı zamanda musikişinas olan Bahçeci Hoca, didaktik şiirlerini genellikle halk şiiri formunda yazmıştır. Şiirlerinin hemen hemen tamamı dinî ve ahlâkî özellik taşımaktadır.

 

Bahçeci Hoca'nın hayatı ve şiirleri Ömer Kaya tarafından Bahçeci Hoca (1999); Yaşar Alparslan ve Serdar Yakar tarafından da Muhammet Kâmil Ağdaş (2009) adı altında kitaplaştırılarak yayımlanmıştır.

 

MUHARREM SOBACI

(D. 1960 - )

Muharrem Sobacı, 1960 yılında Göksun'da doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Göksun'da tamamladı. Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Önlisans Programını bitirdi. Memur olarak görev yaptı.

 

Şiir yazmaya on üç yaşında başlayan Muharrem Sobacı'nın heceyle yazmış olduğu şiirleri çeşitli dergi, antoloji ve gazetelerde yayınlandı.

 

MURTAZA EKİCİ

(D. 1961 - )

Murtaza Ekici, 1961 yılında Kahramanmaraş'ın Göksun ilçesine bağlıYeniyapan köyünde doğdu. İlk öğreniminiköyünde, ortaokul öğrenimini Ankara'da, liseöğrenimini Kayseri'de tamamladı. Özel birkuruluşta çalıştı ve emekli oldu.Murtaza Ekici'nin şiirleri Mavi Sürgün,Duygu Seli, Simav Anadolu, Yeniden Diriliş,Çemen, Berceste, Erciyes Şiir Günleri, AnasamAnadolu dergisi gibi sanat ve edebiyatdergilerinde ve değişik antolojilerdeyayımlandı.Türkiye Yazarlar Birliği üyesi olan Murtaza Ekici'nin bazı şiirleri bestelendi. Şairin Sen Bende Bir Ömür (2001) ve Son Damla Senin İçin (2003) adlı yayımlanmış şiir kitapları vardır.

 

MUSTAFA BOZ (AŞIK KOZANOĞLU)

(D. 1960 - )

Mustafa Boz, Kahramanmaraş'ın Bertiz Kale köyünde doğdu. Çocukluğu ve gençliği köyde geçti. Köy şartlarında çobanlık, ırgatlık, pamuk işçiliği yaptı. Okula gidemedi. Okumayı yazmayı kendi kendine öğrendi. Askerlik dönüşü evlendi ve bir süre sonra şehre, Kahramanmaraş'a taşındı. İşçilik yaparak geçimini sağladı.

 

Şiirlerin bir kısmı Yaşar Alparsan tarafından "Kozanoğlu Şiirler" adı altında kitap hâline getirildi.

 

Kültür Bakanlığı tarafından kendisine "halk şairi" unvanı verilen ve şiirlerinde "Kozanoğlu" mahlasını kullanan Mustafa Boz'un şiirleri, halk şiiri tarzında olup, genellikle 11'li ve 8'li hece vezniyle yazılmıştır. Kafiyeleri ustalıkla kullanmış, sade bir dille anlam ve şekilde bütünlüğü sağlamıştır. Tabiat, aşk, fakirlik, dünyanın geçiciliği, sosyal hayatın aksayan yönleri gibi konuları işlemiştir.

 

MUSTAFA OKUMUŞ

(D. 1932 - )

Yazar ve şair Mustafa Okumuş, 1932 yılında Kahramanmaraş'ın Türkoğlu ilçesi,Beyoğlu beldesinde doğdu. İlköğrenimini köyünde, orta öğrenimini Düziçi Köy Enstitüsünde ve yüksek öğrenimini Gazi Eğitim Enstitüsünde tamamladı.

 

İlk ve ortaöğretim kurumlarındaöğretmenlik ve yöneticilik yaptıktan sonraemekli oldu. Şiir, deneme, araştırma ve hikâyetüründeki yazıları Abece, Altın Külah, Alkış,Aykırısanat, Edebiyat Yaprağı, Söylem, Kardelen, Kurtuluş, Madalyalı Tek Şehir Kahramanmaraş, Yeni Ufuk gibi sanat-edebiyat dergilerinde yayınlandı. Yerel gazetelerde köşeyazarlığı yaptı.

 

Eserleri: Gönül Bahçesi (Şiir-1996),(0.1932 -) Beyoğlu Beldesi (Araştırma-2000), MaviBeklentiler (Deneme-2004), Beyoğlu Beldesi 17(Araştırma-2006), Uzaklara Özlem (2007), Kendimiz Olabilme Erdemi(2010), Çoban Yıldızı (Hikâye-2014)

 

MUSTAFA ÖNYURT

(D. 1957 - )

Şair/yazar Mustafa Önyurt, 1957 yılında Kahramanmaraş'ta doğdu. İlk ve ortaokul öğrenimini memleketinde yaptı. Lise öğrenimini İstanbul Vefa ve Pertevniyal liselerinde tamamladı. Yükseköğrenimini ise Kocaeli'nde yaptı.

 

Öğrencilik yıllarında Necip FazılKısakürek ile yakın ilişkisi onu şiireyönlendirdi. Ayrıca A. Erdem Bayazıt ile çokeski yıllara dayanan dostluğu aynı grubunedebi atmosferinde bulunmasın sağlamıştır.

 

Yönetmen Yücel Çakmaklı ve yapımcı Ahmet Bayazıt 'a olan yakınlığı dolayısıyla,sinema ve TV programcılığına ilgisinim stafa Önyurt . arttırmıştır. Yerel ve ulusal TV kanallarında sosyal içerikli programlar hazırladı.(D.1957-) “Madalyanın Coşkusu” “Her Şehrin Bir Ruhuvardır” “Memleket Sevdaları” gibi 35'inüzerinde belgesel ve klipleri mevcuttur.

 

Şiir ve yazıları birçok gazete ve dergide yayımlanan ve halen köşeyazarlığına devam eden Mustafa Önyurt'un, “Yitik Duygular” (2009) adlı şiir, “Bize Ait Bir Şeyler” (2010) adlı deneme türünde yayımlanmış eserleri vardır.

 

MUSTAFA PINARBAŞI

(D. 1968 - )

Mustafa Pınarbaşı 1968 yılında Kahramanmaraş'ta doğdu. Şiirleri Dolunay, Kanat, Güneysu, Sabır, İnsan Saati, Kırağı gibi sanat- edebiyat dergilerinde yayımlandı. Orada Çiçeksin Sen (1992) ve Akşam İner Yağmura Tutunarak (1997) adlı şiir kitapları vardır.

 

MUSTAFA TÜRK

(D. 1957 - )

Mustafa Türk, 1954 yılında Elbistan ilçesinin İncecik köyünde doğdu.Yükseköğrenimini Balıkesir Necati BeyEnstitüsü Türkçe Bölümünde tamamladı veöğretmenliğe başladı. 2003 yılında emekli oldu.

 

Mustafa Türk'ün, Türk Edebiyatı,Doğuş Edebiyat, Kültür ve Sanat, Dolunay,İkinci Fecir, Gündönümü, Diyanet Çocuk veZaman Çocuk gibi sanat-edebiyat dergilerinde şiirleri yayımlandı. Şardağ dergisininyayıncıları ve yazarları arasında yer aldı.

 

Mustafa Türk'ün, Milli EğitimBakanlığı Yayınları arasında çıkan KelebeklerÖzgür Kalsın (1995) adlı çocuk şiirlerindenoluşan şiir kitabı vardır. Şiirlerinin bir kısmını Arif Bilgin ve Celalettin Kurt ile birlikte çıkardıkları Üç Gül Düştü Gönlümüzden (1997) adlı kitapta topladı.

 

MUSTAFA UĞUR

(D. 1945 - )

Mustafa Uğur, 1945 yılında Kahraman- maraş'ın Elbistan ilçesinde doğdu. İlkokuldan sonra öğrenimine devam edemedi. Şiirlerinde Uğur mahlasını kullandı. Reklam ve tabelacılık işiyle uğraştı. Şiirlerinin bir kısmını Alemin Alemi adlı kitabında topladı.

 

MUSTAFA ZENGİN

(D. 1934 - )

Mustafa Zengin, 1934 yılında Kahramanmaraş'ın Andırın ilçesinin Boztopraklı köyünde doğru. İlköğrenimini Andırın'da yaptı. Daha sonra bazı âlimlerden dinî bilgiler alarak kendini yetiştirdi. Geçimini esnaflık yaparak kazandı.

 

Okumaya ve araştırmaya karşı büyük tutkusu olan şairin zengin bir kütüphanesi vardır. Allah ve peygamber sevgisi, dünyanın geçiciliği, tabiat güzelliği, zamandan şikâyet, vatan sevgisi, ihlasa davet gibi didaktik şiirlerinden oluşan Arzuhal adlı bir kitabı vardır. Şiirlerinde Kul Mustafa mahlasını kullandı. Şiirlerin tamamı, ilahi ve koşma biçiminde yazılmıştır.

 

MUSTAFA ZÜLKADİROĞLU

(D. 1927 - Ö. 1994)

Mustafa Zülkadiroğlu, 1927 yılında Kahramanmaraş'ta doğdu. İlkokulu bitirdikten sonra kuyumculuğa başladı. Sonraki yıllarda Kahramanmaraş Belediyesinde memurluk yaptı ve buradan emekli oldu. Kahramanmaraş'ın kurtuluş bayramlarının değişmez sunucularından biri oldu. Uzun süre TRT temsilciliği yaptı.

Halk şiirinin koşma, türkü ve semai nazım şekilleriyle aşk, tabiat, memleket sevgisi ve sosyal içerikli şiirler yazdı. 1994 yılında vefat etti. Hayatı ve şiirleri Yaşar Alparslan ve Serdar Yakar tarafından "Aşık Mustafa Zülkadiroğlu Hayatı ve Şiirleri" adıyla kitaplaştırıldı.

Şairin Maraş ve Dolayları (1964), Bomboş (1967), Asker Mektubu adlı eserleri vardır.

 

NADİR BABA

(D. 1830 - Ö. 1888)

Asıl adı Hasan Nadir Efendi olan Divan şairi Nadirî, 1830'da Maraş'ta doğdu. Sıbyan mektebinden sonra eğitimini devam ettirmedi. Maraş Mahkeme-i Şer'iyesinde memur olarak çalıştı. Şiirlerinde Nadir mahlasını kullandı. Eserlerinin çoğu kaybolmuş olup günümüze kadar ulaşan eserleri üç adet Mevlididir. Mevlidi, Mehmet Yusuf Özbaş tarafından "Maraşlı Kurrazâde Nadir Baba'nın Mevlidi ve Rü'yet-i Hilal" (1990) adıyla yayınlandı.

 

NECAT ÖNDER

(D. 1962 - )

Necat Önder, 1962 yılında Kahramanmaraş'ın Göksun ilçesine bağlı Taşoluk kasabasında doğdu. İlk ve ortaokulu Göksun'da, lise eğitimini de Adana Yapı Meslek Lisesi ve Kayseri Mimar Sinan Endüstri Meslek Lisesinde tamamladı. GaziÜniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Yapı Eğitimi Bölümünü bitirerek öğretmen olarak göreve başladı.

 

1989 yılında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından gönderildiği A.B.D de Ohio StateUniversity 'de yöneticilik eğitimi aldı. Amerika'nın çeşitli kentlerinde özellikle mesleki eğitim veren kuruluşlar olmak üzere çeşitli okullarda teknik gezi, araştırma ve incelemelerde bulundu. Bir süre okul müdürlüğü yaptı. 1999 yılında yapılan mahalli seçimlerde Taşoluk Belediye başkanlığınıkazanarak 2004 yılına kadar bu görevde bulundu. 2004 yılında tekrar öğretmenlik görevine döndü. Bu okulda yürüttüğü görevler sırasındagerçekleştirdiği projeler kapsamında Avrupa'nın pek çok ülkesinde çeşitligezi ve incelemelerde bulundu. Kahramanmaraş Milli Eğitim Müdürlüğü Projeler Koordinasyon Ekibinde proje uzmanı olarak görev yaptı. 2013 yılında emekli oldu. Emeklilikten sonra Proje ve Danışmanlık şirketi kurdu.

 

Necat Önder'in Şekil ve Perde (1997) ve Açelya (2009) adlı yayımlanmış şiir kitapları bulunmaktadır.

 

NECİP EVLİCE

(D. 1956 - )

Şair-yazar Necip Evlice, 1956 yılında Kahramanmaraş'ın Andırın ilçesinde doğdu. İlköğrenimini Andırın'da, ortaöğrenimini Kahramanmaraş'ta tamamladı. Yükseköğrenimini Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesinin Kütüphanecilik Bölümünde yaptı. Şiir ve yazı çalışmalarını Edebiyat ve Kayıtlar dergilerinde sürdürdü. Kültür Bakanlığında kütüphaneci olarak çalıştı. Daha sonra Ankara'da yayıncılığa başladı. Öncü Kitap Yayınevini ardından Öncü Basımevini kurdu ve yönetti.

 

Necip Evlice'nin şiir ve yazıları Mavera, Edebiyat ve Kayıtlar'da yayınlandı. Radyo oyunları yazdı. Fotoğraf sanatıyla yakından ilgilendi. Almanya gezi ve incelemelerini anlattığı Batı Topu (1983) şiirsel yazılarından oluşan İkindi Tayfaları (1991) ve Huylanışlar (şiir-2009) adlı eserleri vardır.

 

NEVZAT KIRKPINAR

(D. 1953 - )

Nevzat Kırkpınar 1953 yılında Kahramanmaraş'ta doğdu. İlk ve ortaöğrenimini memleketinde, liseyi Gümüşhane, Gaziantep ve Kahramanmaraş'ta tamamladı. 1976 yılına kadar yaşadığı memleketinde, esnaflık, muhabirlik ve ilk kez sosyal ortamlarda bu ismi kullanarak, "edeler" adlı kendi kurduğu grubuyla Maraş ve Akdeniz havalisinde müzisyenlik yaptı. 1976 yılında Ankara'ya yerleşti. İki yılı Milli Eğitim, iki yılı İçişleri Bakanlıklarında olmak üzere dört yıl memurluk yaptı. 1980 darbesini müteakip memuriyetten istifa ederek özel sektöre geçti.

 

1977 yılından başlayarak ulusal edebiyat dergilerinin hemen hepsinde şiirleri yayınlanmaya başladı. İlk kitabı "Bitmeyen Şiirler" 1981 yılında, ikinci kitabı, "Çarşıbaşı Esnafları" 2012 yılında, üçüncü şiir kitabı "Uzunoluk Destanı" da 2014 yılında Yaba Yayınlarından çıktı. Bir gurup arkadaşıyla "bakaç" adlı bir dergi çıkardı. Halen iki derginin danışma kurulundadır.

 

NİHAT YÜCEL

(D. 1949 - )

Şair ve yazar Nihat Yücel, 1949 yılında Kahramanmaraş'ın Süleymanlı bucağında doğdu. İlk ve ortaöğrenimini Kahramanmaraş'ta, yükseköğrenimi İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisinde tamamladı. İstanbul Valiliği ve Kahramanmaraş Köy Hizmetlerinde sivil savunmacı olarak çalıştı. Emekli olduktan sonra mali müşavirlik yaptı.

 

Bir grup arkadaşıyla birlikte "Öncüler" dergisini çıkardı. Alkış dergisinin yazı işleri müdürlüğünü yaptı. Utku Türküleri adlı Maraş'ın kurtuluş destanı, Türk Ocakları Kahramanmaraş Şubesi Yayınları tarafından yayımlandı.

 

NURETTİN ERTEKİN

(D. 1940 - )

Nurettin Ertekin, 1940 yılında Kahramanmaraş'ın Afşin ilçesinde doğdu.Öğretmenlik yaptı ve emekli oldu. Önceleri sosyal içerikli şiirler yazarken kızının genç yaşta vefatı üzerine daha çok ölüm temalı şiirlerle çocuklar için didaktik özellikte şiirler yazdı.

 

Şiirlerini Bahçıvan, Fidan, Dilek ve Gönül Gözü adlı kitaplarında yayımladı.

 

OĞUZ KARAKOÇ

(D. 1953 - )

Oğuz Karakoç, 1953 yılında Elbistan'da doğdu. İlkokulu Ekinözü, ortaokulu Elbistan, lise ve yükseköğrenimini Kahramanmaraş'ta tamamladı. Sınıf öğretmeni ve okul müdürü olarak uzun yıllar çalıştı. Yerel televizyon ve gazetelerde kültürel programlar hazırlayıp sundu. Millî Eğitim Müdürlüğünde Basın-yayın koordinatörü olarak görev yaptı.

 

Babası Bahaettin Karakoç ve amcası Abdurrahim Karakoç'tan etkilenerek daha çok halk şiiri formunda şiirler yazdı. Şiirleli, çeşitli antoloji, gazete ve dergilerde yayımlandı.

 

OĞUZ PAKÖZ

(D. 1947 - )

Yazar ve şair Oğuz Paköz, 1947 yılında Kahramanmaraş'ta doğdu. İlk ve ortaöğrenimini Kahramanmaraş'ta, yükseköğrenimini İstanbul Tıp Fakültesinde tamamladı. 1984 yılından beri biyokimya uzmanı olarak çalışmaktadır.

 

Şiir ve yazıları Doğuş, Türk Yurdu, Alkış gibi çeşitli sanat-edebiyat dergilerinde ve gazetelerde yayınlandı. Mahallî radyo ve TV'lerde kültür-sanat programları hazırladı. 1997 yılında Türk Tabibler Birliği Behçet Aysan Anlatı Özendirme Ödülünü almaya hak kazandı. Kuruluşundan bu yana Kahramanmaraş Kültür Sanat Evi'nin başkanlığını yürütmekte olup bu derneğin yayın organı olan aylık Alkış dergisini çıkartmakta ve derginin başyazarlığını yapmaktadır.

 

Oğuz Paköz'ün Kılgı (Deneme-1998), Var Varanın (Deneme- 2000), Sür Sürenin (Manzum masal-2010), İlk Çıngı İlk Çılgınlık Maraş Destanı (Manzum destan-2011), Bombalar Öldürmez Sevgiyi (Hikâye- 2013), Türkülerle Giden İlbey (Hikâye-2013) ve Ahırdağı Destanı (2014) isimli yayımlanmış eserleri vardır.

 

OSMAN DAĞLI (MAKSUDİ)

(D. 1936 - Ö. 2007)

Osman Dağlı, 1936 yılında Afşin'in Hunu (şimdiki adı Arıtaş) köyünde doğdu. İlkokulu köyünde okudu. Köylerine gidip gelen çeşitli âşıkların ve Aşık İhsanî, Kul Hasan ve Davut Sulari gibi usta ozanların etkisiyle şiire başladı. Sonraki yıllarda Mahzuni, Kul Hasan, İhsani, Nesimi Çimen gibi birçok âşıkla Türkiye'nin hemen her bölgesini dolaştı.

 

Maksudî mahlasının yanında, adını ya da soyadını da kullanan Dağlı, şiirlerinde aşk, din, toplumsal sorunlar gibi her konuyu işledi. Şiirleriyle birçok âşığı etkileyen Dağlı'nın çeşitli eserleri başta Feyzullah Çınar ve Aşık Mahzunî olmak üzere değişik sanatçılar tarafından bestelendi.

 

1962 yılında açılan Ankara Halk Ozanları Derneğinin kurucuları arasında yer aldı. 1971 yılında Almanya'ya yerleşerek yaşamını orada sürdürmeye başladı.

 

Çeşitli şenlik ve konferanslara katılan Osman Dağlı'nın eserleri birçok gazete, dergi ve araştırmada yayımlandı. Şiirlerinin bir kısmı Ara Beni (2004) adlı kitapta toplandı. Osman Dağlı, 2007 yılında vefat etti.

 

OSMAN GÖKÇE

(D. 1940 - )

Osman Gökçe, 1940 yılında Kahramanmaraş'ın Göksun ilçesine bağlı Ericek köyünde doğdu. İlk öğrenimini köyünde, ortaokul öğrenimini Afşin'de, lise öğrenimini Gaziantep'te tamamladı. İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesinden mezun olduktan sonra Orman Bakanlığında mühendis, uzman, başuzman ve araştırma bölge müdürlüğü görevlerinde bulundu. Doktorasını Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesinde yaptı ve burada doçent ve profesör olarak çalıştıktan sonra 2007 yılında emekli oldu.

 

Osman Gökçe'nin akademik çalışma, etkinlik ve yayınlarının yanında çocukluk ve ilk gençlik yıllarından başlayarak ilgi duyduğu ve yazmaya başladığı şiirleri Beritten Beri (2007), Esendere Akardı (2009), Döndü Kızlar (2012)

 

ve Sabah Gülü (2014) adlı kitaplarda, anıları da Berit'in Gözyaşları-Anılar ve Ağıtlar (2010) adlı kitapta yayınlandı.

 

OSMAN KOΝΑΚ

(D. 1929 - )

Osman Konak 1929 yılında Afşin'in Bakraç (Arıstıl) kasabasında doğdu. Okuma- yazmayı asker ocağında öğrendi. Çobanlık ve çiftçilik yaptı. İlk şiirini çok sevdiği kara öküzünün ölmesi üzerine yazdı. Birçok şiiri türkü formunda bestelendi. "Gönül Irmağı" isimli yayınlanmış şiir kitabı vardır.

 

OZAN ASEFİ

(D. 1961 - )

Ozan Asefi (Asef Güneşli), 1961 yılında Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesinin İkizpınar Köyünde doğdu. İlkokulu bitirdikten sonra çobanlık ve çiftçilik yaptı. Çocuk yaşlarında babasının kitaplığından Karacaoğlan ve Köroğlu deyişleriyle tanıştı. Halk müziğine ve saza karşı büyük bir sevgi besleyerek yetişti. 19 yaşındayken kazandığı ilk maaşıyla bir saz aldı ve sazı kendi imkânlarıyla öğrendi. O günden beri kendi eserlerini besteleyerek çalıp söylemektedir.

 

Ozan Asefi; Pir Sultan Abdal ve Aşık Mahzunî çizgisindeki şiirlerinde sosyal hayatta görülen adaletsizlikleri, düzensizlikleri, insan sevgisine dayanan felsefi düşünceleri ele aldı. Anlamı şekle tercih eden bir anlayışla halk şiiri formunda şiirler söyledi.

 

Ozan Asefi şiirlerini 63'ün Günahı Ne (2005), Olmasın Avrımız Gayrımız (2006), Bunuyom Şimdi (2008) adlı kitaplarında toplayarak yayımladı.

 

OZAN BULUT

(D. 1957 - Ö. 2013)

Asıl adı Bahaeddin Bulut olan Ozan Bulut, 1957 yılında Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesinin Büyükyapalak köyünde doğdu. İlkokul eğitimini köyünde, ortaokul ve lise öğrenimini Elbistan'da tamamladı.

 

Sazıyla, sözüyle deyişler söyleyerek âşıklık geleneğini sürdüren Ozan Bulut, yerel radyolarda ve televizyon kanallarında Ozanlar Diyarı adlı programlar yaptı. Şirleri yerel gazetelerde yayınlandı.

 

OZAN NURİ

(D. 1968 - )

Asıl adı Nurettin Kardiş olan Ozan Nuri, 1968 yılında Kahramanmaraş'ın Sarıgül köyünde doğdu. İlk okulu köyünde okudu. Maddi imkânsızlık yüzünden eğitimine devam edemedi. 15 yaşına kadar köyünde çobanlık yaptı. 15 yaşında şiiri ve sazı öğrendi. Sazıyla birlikte gurbet gurbet dolaştı.

 

Ozan Nuri, Âşık Mahzunî ve Neşat Ertaş'tan etkilendi, bu ozanları kendine örnek aldı. Şiirlerinde Ozan Nuri mahlasını kullandı.

 

Ozan Nuri, yerel televizyonda "Ozanlar Diyarı" ve "Ozan Nuri İle Türkülerimiz" adlı programlar yaptı. Şiirlerinin bir kısmını kendisi besteledi ve seslendirdi. 200 civarında şiirini kitaplaştırma aşamasındadır.

 

ÖKSÜZ OZAN

(D. 1956 - )

Asıl adı İhsan Öksüz olan şair 1956 yılında Kahramanmaraş'ın Andırın ilçesinin Kocafakılı (Yeşilyurt) köyünde doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Andırın'da tamamladı. Lisedeyken saz çalıp türkü söyledi ve konserler verdi. Lise öğreniminden sonra Doğuş gazetesinde çalıştı ve bu gazetede şiirler, fıkralar, hikâyeler yazdı.

 

Kendisine Öksüz Ozan mahlasını Aşık Mahmut Coşkuner verdi. Bir ara Almanya'ya gitti ve saz çalıp türkü söylemeyi orada da sürdürdü. Türkiye'ye dönüşünden sonra Orman Bölge Müdürlüğünde ve Köy Hizmetleri İl Müdürlüğünde çalıştı.

 

İrticalen çalıp söyleyen Öksüz Ozan, televizyonlarda "Ozanlar Dergâhı" adıyla program yaptı. Askerlerim-Polislerim adında bir kaset çıkarttı. Kahramanmaraş Ozanlar Derneği'nin başkanlığını yaptı.

 

ÖMER ARSLAN

(D. 1970 - )

Ömer Arslan, 1970 yılında Kahramanmaraş'ın Afşin ilçesinin Çobanbeyli kasabasında doğdu. İlk ve orta öğrenimini| Afşin'de tamamladı. Çeşitli belediyelerde memur ve yönetici olarak görev yaptı. Çocukluğunda Kul Hamit'in şiirlerinden etkilenerek şiirler yazmaya başladı. Şiirleri çeşitli gazete ve dergilerde yayınlandı. Tılsımlı Gözler ve Şerare ve Şule adlı yayımlanmış şiir kitapları vardır.

 

ÖMER FARUK AYTEMİZ

(D. 1919 - )

Kahramanmaraş'ta doğan Ömer Faruk Aytemiz, ilk ve ortaöğrenimini Kahramanmaraş'ta yaptı. Daha sonra Ankara'ya yerleşti ve burada Aytemiz Radyo Laboratuvarını kurdu. Radyo ve elektrik ile ilgili beş ciltlik teknik eser yazdı. Bazı şiirlerinde Aşık Ömer Üsküdarlı imzasını kullandı.

 

Şiirlerini Otuzbeş Damla (1959), Dal (1956), Hangi Rüzgâr (1957), Dönüşü Yok Bu Yolun (1958), Sulusepken (1961), Торси Çıkmazı (1963) adlı kitaplarda yayımladı.

 

RAMAZAN AVCI

(D. 1962 - )

Araştırmacı-eğitimci yazar ve şair Ramazan Avcı, 1962 yılında Kahramanmaraş'ta doğdu. İlköğrenimini İskenderun, ortaöğrenimini Kahramanmaraş, yükseköğ- renimini Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde (1986) yaptı. Bitirme tezini ünlü şair Abdurrahim Karakoç üzerine hazırladı. Yüksek lisans eğitimini KSÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalında yaptı.

 

Kahramanmaraş'ın çeşitli liselerinde edebiyat öğretmeni, Kahramanmaraş İl Millî Eğitim Müdürlüğünde Kültür ve Basın-Yayın Şubesi Müdürü ve Kahramanmaraş Bilim ve Sanat Merkezinde müdür olarak görev yaptı. Eğitim, kültür, tiyatro, diksiyon, dil ve edebiyat alanlarında kurs, seminer ve konferanslar verdi; anma programları hazırladı ve sundu.

 

Ramazan Avcı'nın eğitim, dil, kültür ve sanat konularındaki inceleme, araştırma, makale ve denemeleri Türk Dili, Dolunay, Alkış, Yeni Ufuk, Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi, Edebiyat Yaprağı gibi sanat-edebiyat dergilerinde yayımlandı. TV ve radyo programları hazırladı. Tiyatro yönetmenliği yaparak oyunlar sahneledi. Şiir dinletileri düzenledi. Aralıksız 10 yıl boyunca Geleneksel Dolunay Şiir Şölenlerinin tertip heyetinde yer aldı ve şölenlerin sunuculuğunu yaptı. Dil öğretimi konusunda bir proje kapsamında İtalya'da; Geleneksel Çocuk Oyunları projesi kapsamında da İspanya'da seminerlere katıldı, araştırma yaptı. Ülke genelinde düzenlenen şiir, makale ve hikâye yarışmalarında jüri görevlerinde bulundu. "Ötüken", "Anadolu", "Öğretmen", "Kültür, Sanat ve Eğitimde Yeni Ufuk" dergilerinin yayın yönetmenliğini yaptı.

 

Türkiye Yazarlar Birliği üyesi olan Ramazan Avcı'nın yayımlanmış eserleri şunlardır:

 

Şiir Seçkisi (2004), Sevda Şiirleri Antolojisi (1997), Şiirlerle Kahramanmaraş (2006), Dil ve Anlatım 9 Yardımcı Ders Kitabı, (Ankara 2007). Türk Edebiyatı 9 Yardımcı Ders Kitabı (2008), Kahramanmaraşlı Şairler Antolojisi (2008), Dünya Dili Türkçe (2009), İlk ve Ortaöğretimde Okuma Alışkanlığı (2009), Başarı İçin Kılavuz Öyküler (2011), Çocukların Gözüyle Madalyalı Kahraman Şehir (2012), Türk Şiirinin Beyaz Kartalı Bahaettin Karakoç (2012), Çocuk Oyunlarıyla Kurulan Kültür Köprüsü (2012), Şairlerin Dilinden Kahramanmaraş (2013), Karacaoğlan'dan Günümüze Kahramanmaraşlı Şairler (2015). Yüreğimin İz Düşümü (Baskıya hazır).

 

Ayrıca "Akdeniz'in Altın Şehri Kahramanmaraş" adlı kitabın editörlüğünü ve bölüm yazarlığını, "Kahramanmaraş'ta Eğitime Can Katanlar" adlı kitabın editörlüğünü yaptı.

 

RAMAZAN PAMUK

(D. 1966 - )

Ramazan Pamuk, 1966 yılında Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesinin İğde kasabasında doğdu. İlk ve orta öğrenimini İğde'de tamamladı. Liseyi dışarıdan bitirdi. İğde Belediyesinde memur olarak görev yaptı. Şiir yazmaya küçük yaşlarda başlayan Ramazan Pamuk'un halk şiiri tarzındaki şiirleri birçok gazete, dergi ve web sitesinde yayımlandı.

 

RIDVAN BAĞRIAÇIK

(D. 1930 - Ö. 2009)

Rıdvan Bağrıaçık, 1930 yılında Kahramanmaraş'ın Fatih kasabasında doğdu. İlköğrenimini Maraş'ta, orta öğrenimini Malatya/Akçadağ'da, yükseköğrenimini Gazi Eğitim Enstitüsünde tamamladı. İlk, orta ve lise okullarında öğretmenlik yaptı ve emekli oldu.

 

2009 yılında vefat eden Rıdvan Bağrıaçık'ın Modern Koşmalar ve Çocuk Şiirleri, (2000), Hac Yolunda Gördüklerimiz (2000), Kâbe Yolunda (2001) adlı yayımlanmış eserleri vardır.

 

RIFAT SALTOĞLU

(D. 1837 - Ö. 1909)

Rıfat Saltoğlu, 1837 yılında Kah- ramanmaraş'ın Elbistan ilçesinde doğdu. İbtidai mektebini bitirdikten sonra özel hocalardan fıkıh, Arapça ve Farsça dersleri aldı. Afşin nahiye müdürlüğü ve Elbistan Belediye Reisliği yaptı. Gençlik yıllarında hece ile şiirler yazdı, daha sonraları Fuzulî'nin etkisiyle divan şiirine yöneldi. Torunu İskender Saltoğlu, dedesinin şiirlerini bir kitapta toplayarak Mutasavvıf Divan Şairi Saltoğlu Rifat adıyla yayımladı.

 

Rıfat Saltoğlu, 1909 yılında vefat etti.

 

RÜSTEM AHMET GÖZÜBÜYÜK

(D. 1964 - )

Rüstem Ahmet Gözübüyük, 1964 yılında Kahramanmaraş'ın Derebo- ğazı Köyünde doğdu. İlköğrenimini köyünde, orta ve lise öğrenimini Kahramanmaraş'ta yaptı. Liseden sonra nakkaş / ağaç oyma / yontu ve hat işleme sanatına yöneldi.

 

Şiirle irtibatı çocukluk yıllarında başlayan şair, o dönemler Anadolu'da revaçta olan âşıklık / ozanlık geleneğinin taşıyıcısı olan gezgin destancılardan etkilendi. Süreç içinde şiir anlayışı halk edebiyatından divan şiirine yöneldi ve Osmanlı Türkçesine olan hâkimiyetiyle bu alanda şiir örnekleri verdi. Şiirleri Edebiyat Yaprağı, Alkış ve Değirmen dergilerinde yayınlanan Rüstem Ahmet Gözübüyük'ün Siriderya (2012) adlı şiir kitabı vardır.

 

RÜŞTÜ ŞARDAĞ

(D. 1917 - Ö. 1994)

Aslen Elbistanlı Mehmet Atıf Bey'in oğlu olan Mehmet Rüştü Şardağ, 1917 yılında babasının alay kâtibi olarak görev yaptığı sırada Halep'te doğdu.

 

Üsküdar ortaokulunu bitirdikten sonra yükseköğrenimini, o zamanki adı ile Ankara Gazi Terbiye Enstitüsü Edebiyat Bölümünde tamamlayan Şardağ, aynı zamanda Türkiye Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsünde "İdarecilik Mastır" yaptı. Ankara Devlet Konservatuvarında asistanlık, Ege Üniversitesi ile çeşitli lise ve kolejlerde edebiyat öğretmenliği yaptı.

 

Türk Ansiklopedisinde müşavir, Millî Eğitim Bakanlığı Tercüme Kurulunda üye olarak bulundu. 1950 yılında İzmir'e yerleşip İzmir Belediyesinde Yazı İşleri Müdürlüğü, Teftiş Kurulu Başkanlığı, Başkan Yardımcılığı, İzmir Sanatçılar Derneğinin Başkanlığını yaptı. Ege Üniversitesi Gazetecilik Yüksek Okulunda Sanat Eleştirmenliği ve Halk Edebiyatı, Manisa Gençlik ve Spor Akademisinde de Türk Kültürü Dersleri okuttu.

 

Farsça, Arapça, klasik divan şiiri, klasik Türk musikisi, İslam dini ve Mevlânâ konularında babasından feyz alarak yetişen, kısa zamanda yazı ve kitapları ile ülke içinde ve dışında ad bırakan araştırmacı Rüştü Şardağ, İran ve Irak'tan nişanlar aldı. Şiraz Üniversitesi Edebiyat Fakültesince kendisine karşılaştırmalı Türk ve İran Edebiyatı Kürsüsü verildi. 17. dönem İzmir Milletvekili olan Şardağ, İzmir'de Yeni Asır ve Ege Ekspres, Ankara'da Ulus, İstanbul'da Cumhuriyet, Vakit, Tan ve Vatan gazeteleri başta olmak üzere, hemen bütün gazetelerde, ayrıca Varlık, Yeni Adam ve Hisar dergilerinde sanat, edebiyat ve genel kültür ile ilgili yazıları yayımlandı. Türk musikisi ile ilgili çalışmalarını ise kendi deyimi ile "baba ocağının bir devamı ve amatörlük" olarak sürdürdü.

 

"Aşk bu değil yapma güzel", "Benzemez kimse sana, tavrına hayran olayım", "Mânâda güzel, ruhta güzel, tende güzelsin", "Rüya gibi uçan yıllar", "Unutulmaz adınla dudakta kal sevgilim", "Şimdi hatırda mıdır âşık-ı nâlan acaba" gibi şarkıların güftesi; "Uzun yıllar ötesinden hatırını sorayım mı?", "Bir gece ansızın gelebilirim", "Bahçende safa hükmediyorken solayım" gibi pek çok şarkının bestesi ona aittir.

 

Rüştü Şardağ'ın Edebiyatımızda Vatan Duygusu (inceleme, 1940), Ömer Hayyam'ın Rübaileri (1960), Perişan Baba Daher ve Çift Beyitleri (1966), Şirazlı Hafız'dan Gazeller (1970), Klasik Divan Şiirimiz (1976), Allah Diyor ki (inceleme, 1976), Şair Sultanlar (inceleme-seçki, 1982), Dâhi Besteci Buhurîzade Itrî (1984), Sana Nasıl Susamışım (şiir, 1984), Bütün Yönleriyle Hayyam (1985), Besmele Şerhi (Hacı Bektaş-ı Veli'den - 1985), Her Yönüyle Hacı Bektaş-ı Veli (İnceleme-1985), İslâmda Sosyal Adalet (1988) adlı eserleri vardır.

 

SEYİT AHMET KUTUZMAN

(D. 1946 - Ö. 1999)

Seyit Ahmet Kutuzman, 1946 yılında Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesinde doğdu. İlkokulu İskenderun, ortaokulu Elbistan, liseyi Malatya'da okudu. Yükseköğrenimine Ankara Dil ve Tarih ve Coğrafya Fakültesinde devam etti fakat ikinci sınıftan ayrıldı. Afşin-Elbistan Linyitlerinde memur olarak çalıştı. Rahatsızlığı dolayısıyla malulen emekli oldu.

 

1999 yılında vefat eden Seyit Ahmet Kutuzman'ın şiirleri Arif Bilgin tarafından Gül Dağları isimli eserde toplandı.

 

SIDDIK ELBİSTANLI

(D. 1945 - )

Sıddık Elbistanlı, 1945 yılında Kahramanmaraş'ta doğdu.

 

İlk ve ortaöğrenimini memleketinde, yükseköğrenimini İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Pedagoji Bölümünde yaptı. Pedagoji eğitiminin yanında felsefe ve sosyoloji okudu. Macit Gökberk'in, Necmi Uygur'un, Cahit Tanyol'un öğrencisi oldu. Değişik okullarda öğretmenlik ve yöneticilik yaptıktan sonra emekli oldu.

 

Şiire ve edebiyata genç yaşlarda başladı. Üniversite yıllarında devam etti. Sentez adlı bir dergi çıkarttı. Şiir ve yazı çalışmaları Varlık, Hisar, Şiir Sanatı, Soyut, Hareket, Türk Yurdu, Dolunay, Sentez, Defne, Aykırı Sanat, Söylem, Yaba Öykü dergilerinde yayınlandı. Halen Alkış dergisinin yazar ve şairlerindendir.

 

Sıddık Elbistanlı'nın Doğrulup Yeniden (1990), Kırmızı Papatyalar (1998), Bir Pancur Aç (2003) adlı yayımlanmış eserleri vardır.

 

SIDDIK ÖZER

(D. 1947 - )

Sıddık Özer, 1947 yılında Kahra- manmaraş'ın Ekinözü ilçesinde doğdu. İlköğrenimini Ekinözü'nde, ortaöğrenimini Elbistan'da, yükseköğrenimini Akçadağ İlköğretmen Okulunda tamamladı. Çeşitli okullarda öğretmenlik yaptı ve emekli oldu.

 

Halk şiirinin kalem şairlerinden olan Sıddık Özer, aşk, tasavvuf, kahramanlık, memleket şiirleriyle halk şiiri vadisinde kendisine yer buldu. Şiirlerinde sağlam bir kafiye ve özgün imgeler vardır.

 

Şiirleri çeşitli kültür-edebiyat dergilerinde, gazetelerde ve antolojilerde yayınlanan Sıddık Özer, şiirlerinin bir kısmını Vuslat (1997) adlı eserinde topladı.

 

SÜNBÜLZADE VEHBİ

(D. 1718 -Ö. 1808)

Döneminin ilimlerine vakıf, Arapça ve Farsça'yı bu dillerde sözlük yazacak kadar iyi bilen, başta kadılık olmak üzere birçok devlet hizmetinde bulunan ve III. Selim tarafından "Sultânü'ş-şuara" (Şairlerin sultanı) unvanıyla taltif edilmiş olan Divan şairi Sünbülzâde Vehbî, Maraş'ta Sünbülzâdeler lakabıyla tanınan meşhur bir aileye mensuptur. 1718 yılında Maraş'ta doğdu. Asıl adı Mehmet'tir. Babası Reşit Efendi de âlim ve şair biridir.

 

XVIII. yüzyılda Nedim ile Galip ara- sında yetişen ve bir asra yakın ömür sürerek Sultan III. Ahmet ile II. Mahmut arasında 8 padişah devrini idrak etmiş olan Vehbî, çocukluk ve gençlik yıllarını Maraş'ta geçirdi. İyi bir eğitim alıp müderris olduktan sonra İstanbul'a gitti, kadılıklarda bulundu ve daha sonra divan hizmetlerine girerek, Arapça ve Farsçayı pek iyi bildiği ve devletin önemli mektuplarını başarıyla kaleme aldığı için Hâcegânlık rütbesi ile taltif edildi. 1775 yılında Sultan I. Abdülhamit tarafından elçi olarak İran'a gönderildi. İran elçiliği sırasında Ömer Paşa'nın şikâyeti üzerine idama mahkûm edilen şair, padişaha sunduğu "Tannâne" kasidesinden sonra affedildi. Bir müddet boşta kaldıktan sonra tekrar kadılık görevi verildi.

 

Yurdun birçok yerinde kadılık yapan şair, İstanbul'da 1808'de vefat etti.

 

Türk çocuklarına Farsçayı kolay öğretmek için Tuhfe-i Vehbî'yi, Arapçayı kolay öğretmek için Nühbe-i Vehbî'yi yazdı. Bu manzum eserler Türkiye'de medreseler kapatılıncaya kadar yegâne kitap olarak okutulmuş ve çok rağbet görmüştür.

 

Sünbülzade Vehbi tabiî ve kolay nazım söylemekle şöhret kazanmış, zamanında latifeleri, fıkraları ve nükteleriyle sevilmiş ve ün salmıştır. Ziya Paşa, "Harâbât"ında Vehbî için, “Söyler sözü ilm kuvvetiyle" diyerek onun ilimdeki başarısını da vurgulamıştır.

 

Sünbülzâde Vehbî, tam bir Nedîm hayranıdır. Nitekim Nedîmle başlayan mahallîleşme cereyanı, onun şiirlerinde de görülmektedir. Şiirlerinde beşerî aşk, sevgili, şarap ve İstanbul önemli bir yer tutar. Rind meşrep bir şairdir.

 

Sümbülzade Vehbi'nin eserleri:

 

Dîvân: Türkçe, Arapça ve Farsça şiirlerinden oluşan hacimli bir eserdir.

 

Lutfiyye-i Vehbî: Oğlu Lutfullah için yazdığı manzum bir nasihat kitabıdır.

 

Tuhfe-i Vehbi: Farsça-Türkçe manzum sözlüktür.

 

Nuhbe-i Vehbî: Arapça-Türkçe manzum sözlüktür.

 

Şevk-engiz: Mesnevî tarzında yazılmış bir eserdir.

 

Münşeat: Sünbülzade Vehbi'nin mensur yazılarının yer aldığı eserdir.

 

ŞAZİ

(XIX. yy.)

XIX. yüzyılda Maraş'ta yetişen meşhur halk şairlerinden Şazi, Maraş'ın Yenicekale nahiyesinin Çınarpınar köyünde doğmuştur. Halk şairi Şirazi'nin kardeşi, Hezari'nin çağdaşıdır. Hayatı hakkında fazla bilgi bulunmamaktadır. Şiirleri halk arasında dilden dile söylenir. Şiirlerine el yazması cönklerde de rastlanmıştır.

 

ŞEM'Î

(D. 1808 - Ö. 1882)

Divan şairi Şem'î, 1808 yılında Maraş'ta doğdu. Asıl adı Mehmet'tir. Gençliğinde Arapçayı öğrendi, eğitimini tamamlamak için İstanbul'a gitti. Vatanın değişik vilayetlerinde kâtiplik, naiblik, tezkirecilik, müfettişlik görevlerinden sonra kazasker rütbesine kadar yükseldi. İstanbul'da vefat etti.

 

Mehmet Şem'î Divanı'nın yanı sıra peygamberlerin, Osmanlı padişahlarının kısa tercüme-i hâlleriyle, sadrazamların, şeyhülislamların ve kaptanların isim, tayin ve azil tarihlerini ihtiva eden "Esmatü't- Tevârih" adlı eseriyle tanınmıştır.

 

ŞEREF

(D.1796-Ö.1850)

Divan şairi Hayatîzâde Halil Şeref Efendi 1796 yılında Maraş'ın Elbistan ilçesinde doğdu. İlk eğitimini babasından aldı. Daha sonra babasıyla birlikte İstanbul'a gitti, beş yıl ilim tahsil ettikten sonra tekrar memleketine döndü.

 

Halil Şeref Efendi, “Esrârü'l-Melekût" adlı bir eseri "Efkaru'l- Ceberûť" adıyla Türkçeye çevirmiş ve ayrıca Sünbülzâde Vehbî'nin "Nuhbe" adlı eserini de şerhetmiştir. Birçok Arapça, Türkçe şiir ve risaleleri vardır.

 

ŞEREF TURHAN

(D. 1934 - Ö. 1999)

Şair, yazar, gazeteci Şeref Turhan, 1934 yılında Kahramanmaraş'ta doğdu. İlk ve orta öğrenimini memleketinde, yüksek öğrenimini Ankara Konservatuvarı Devlet Tiyatrosu Çocuk Bölümünde tamamladı. Kısa süre Devlet Tiyatrosunda çalıştı. Daha sonra gazetecilik yaptı. Işık Gazetesi'ni çıkardı. Şiir, deneme ve hikâyeleri Varlık, Pazar Postası, Dost, Yeditepe, Türk Dili, Çağrı, Türk Sanatı gibi dergilerde yayımlandı.

 

Şeref Turhan'ın, Maraşlı Şairler (Antoloji-1960), Bildiri (Şiir-1956), Yaşamlar Durağı (Roman) adlı yayımlanmış eserleri vardır.

 

ŞEVKET EFENDİ

(D. 1804 - Ö.?)

Divan şairi Şevket 1804 yılında Maraş'ta doğdu. Asıl adı Mehmet'tir. Maraş'ta başladığı eğitimine İstanbul'da devam etti. Eğitim alırken bir taraftan da bazı vezirlerin divan kâtipliğinde bulundu. Hacegân sınıfına dâhil oldu.

 

Büyük Şevket Efendi olarak tanınan şair, Arapça ve Farsçaya hâkim bir divan şairi olduğu halde sade Türkçe kullanarak mahalli dili bilfiil kullanıp, savunmuştur. Şiirlerinde Maraş ağzının özelliklerini görmek mümkündür.

 

Büyük Şevket Efendi'nin Eser-i Şevket adlı bir eseri vardır.

 

ŞİRAZİ

(XIX. yy.)

XIX. yüzyılda Maraş'ta yetişen meşhur halk şairlerinden Şirazi, Maraş'ın Yenicekale nahiyesinin Çınarpınar köyünde doğdu. Halk şairi Şazi'nin kardeşi, Hezari'nin çağdaşıdır. Hayatı hakkında fazla bilgi bulunmamaktadır. Şiirleri halk arasında dilden dile söylenir. Şiirlerine el yazması cönklerde de rastlanmıştır.

 

TAHİR GÖRENLİ

(D. 1963 - )

Tahir Görenli 1963 yılında Kahramanmaraş'ın Afşin ilçesi Armutalan köyünde doğdu. İlkokulu köyünde okudu. Ortaokul ve lise öğrenimimi Kahraman- maraş'ta yaptı. Bir kamu kurumunda çalışmaktadır.

 

Şiire ilgisi çocukluk yıllarında Hayati Vasfi Taşyürek, Abdurrahim Karakoç, Hacı Yener, Kul Hamit gibi şairleri dinleyerek başladı ve bu şairlerden etkilendi. Şiirleri çeşitli mahalli gazetelerde, dergilerde yayınlandı. Televizyon programlarına ve şiir gecelerine katıldı. Kahramanmaraş Kent Konseyine bağlı kültür, edebiyat ve sanat çalışma grubunda başkan yardımcısı olarak görev yaptı. Şiirleri birçok antolojide ve edebiyat sitelerinde yayımlandı.

 

TANYAL SÜNBÜL

(D.1942-Ö.2014)

Tanyal Sünbül, 1942 yılında Kahra- manmaraş'ta doğdu. İlkokulu memleketinde tamamladı. Ortaokulu Mersin'de bitirdi. Kahramanmaraş lisesinde okurken öğrenimini yarıda bıraktı.

 

Resim sanatıyla da iştigal eden Sünbül'ün şiirleri Işık, Engizek, Aksu, İnsan Saati, Alkış gibi gazete ve dergilerde yayımlandı. 2008 yılında Kahramanmaraş Belediyesi tarafından ülke genelinde düzenlenen şiir yazma yarışmasında birinci oldu. Alkış dergisinin yayın kurulunda yer aldı ve şiir ve resim çalışmalarını bu dergide yayımladı.

 

Tanyal Sünbül, 2014 yılında vefat etti.

 

TAYYİP ATMACA

(D. 1962 - )

Tayyip Atmaca, 1962 yılında Kahramanmaraş'ın Afşin ilçesinin Topaktaş köyünde doğdu. Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesinden mezun oldu. Osmaniye'de yayımlanan Güneysu Kültür Sanat Edebiyat Dergisi ile Kırağı Şiir Dergisi'nin yayın yönetmenliklerini yaptı. Eskişehir'de Mustafa Özçelik ile birlikte Ardıç Kültür Sanat Edebiyat Dergisini çıkardı. Uzun yıllar Eskişehir Odunpazarı Belediyesinde evlendirme memuru olarak çalıştı.

 

Şiir ve denemeleri Dolunay, Türk Edebiyatı, Milli Kültür, Harman, Mina, Kardelen, Karçiçeği, Palandöken, Güneysu, Tepe Edebiyat, Kırağı, Kardeş Kalemler, Yedi İklim, Yitik Düşler Milli Eğitim, Ardıç, Lika, Kuşluk Vakti, Bir Nokta vb. dergilerde yayınlandı.

 

"Tayyib Atmaca'nın bütün şiirleri maneviyatımızı temizleyecek şiirlerdir. Hangi konuyu ele alırsa, hep insanlara faydalı söz demeye çalışır. Şiirlerin felsefi yönü çok güçlüdür, tabii ki, bu berede örneklere dayanarak fikirlerimizi açıklayacağız. Bir de şiirlerin dili ve üslubu güzeldir. Bu güzelliği de yaradan şiirlerindeki mecazlar, antonimler, teşbihler, sözlü halk edebiyatından istifade etmesidir. Samimi söylemek lazımdır ki, şair Türkçe'yi güzel bilir ve şiirinde bunu yerli yerinde kullanır. Bunun da nedenleri var. Şair zengin kültürü olan bir elde doğmuş, bu kültürün bazıları anne sütüyle onun içine hopmuşdur. Gençliğini yaşadığı Kahramanmaraş, Osmaniye eli Karacaoğlan yurdu, şiir sanat bölgesidir. Yaşayan efsane şairimiz Bahaettin Karakoç'un yurdudur. Böyle bir diyarda yaşamak Tayyib Bey'in dünya görüşüne tabii ki, müspet tesir gösterecek. Şairin şiirlerinde hasret, niskil, bazen da umutsuzluk var." Doç.Dr. Tamilla Abbashanlı (http://tayyibatmaca.net)

 

Şiirlerini Hüzünlerin Düğünü (1980), Külüngün Taşlara Çizdiği Nakış (1993), Sarı Kitap (1997), Bende Yanan Türkü Sende Sönüyor (2004), Susarak Konuşsan Gözüm Dinlese (2004) Döş Defteri (2006), Uzun İnce Bir Türkü (2010), Aşıklar Meclisi (2014), Söz Açarı (Müşterek-2014) adlı kitaplarında, denemelerini Med Cezir Vakitler (2004), Gece Vardiyası (2006), Ebemkuşağının Altında (2010), Eskişehir'in eskimeyen Yüzleri (2014) adlı eserlerinde topladı.

 

UĞUR TOMBUL

(?)

İlk, orta ve lise öğrenimini Kahraman- maraş'ta, üniversite öğrenimini Türk Dili ve Edebiyatı alanında yaptı. Şiir ve yazıları muhtelif dergilerde yayınlandı. Ülke genelinde enelinde yapılan edebi yarışmalarda dereceleri de bulunan şair, mesleğine edebiyat öğretmeni olarak devam etmektedir.

 

Şiirlerini, Hüzün Taze Tutar Aşk Yarasını (2012) adlı kitabıyla yayınladı.

 

ULVİ EREN

(D. 1931 - )

Ulvi Eren, 1931 yılında Kahraman- maraş'ın Elbistan ilçesinde doğdu. İlkokuldan sonra ekonomik nedenlerle öğrenimine devam edemedi. Şiir yazmaya 17 yaşında başladı ve şiirleri mahallî gazete ve dergilerde yayınlandı. Elbistan'da Elbistan Postası adlı bir gazete çıkardı. 1979 yılında Kadirli'ye yerleşti ve burada da Serhat adlı bir gazete çıkardı. 2005 yılında emekli oldu.

 

VİRANÎ

(D. 1831 - Ö. 1911)

Asıl adı Ahmet olan Virânî, 1831 yılında Elbistan ilçesinin Izgın köyünde doğdu. Şiirlerinde işlediği dinî-tasavvufî tema ve terimlerden hareketle medrese eğitimi gördüğü tahmin edilmektedir. Şiirleriyle çağdaşı halk şairlerini etkileyen Virânî'nin birçok şiiri, yaşadığı yörenin düğünlerinde, bayramlarında türkü olarak söylenegelmiş, şiirleri dilden dile aktarılarak bugüne ulaşmıştır.

 

YALÇIN YÜCEL

(D. 1953 - )

Şair/yazar/ressam Yalçın Yücel, 1953 yılında Kahramanmaraş'ta doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini doğduğu kentte yaptı. Adana Eğitim Enstitüsü Matematik Bölümünde başladığı yüksek öğrenimini Kahramanmaraş Meslek Yüksek Okulu Makine Motor Bölümünde tamamladı. Bir süre özel sektörde yönetici olarak çalıştıktan sonra DSİ XX. Bölge Müdürlüğünde teknik personel olarak görev yaptı ve 2006 yılında bu kurumdan emekli oldu.

 

Ortaokul yıllarında başlayan yazma çalışmasına, lise yıllarında ressamlığını da ekledi. Kahramanmaraş Kültür Sanat Evinin yönetiminde de yer alan Yücel'in ilk yazıları Söylem dergisinde yayımlandı. Daha sonra aynı derginin yönetiminde de yer aldı. Alkış, Zeytin Dalı, Edebiyat Yaprağı, Ekin Sanat, Öğretmen Dünyası, Sarı Zeybek gibi dergilerde, şiir, deneme, öykü ve eleştiri yazıları yayımlandı. Kahramanmaraş Ekspres Gazetesi ve Yorum Gazetesi Edebiyat Sanat Eki genel yayın yönetmenliğini yaptı.

 

Yalçın Yücel'in Yaşamı Aralamak (2011) ve İçimde Üşüyor Günlerim (2012) adlı şiir kitapları vardır.

 

YAŞAR ALPARSLAN

(D. 1947 - )

Araştırmacı/yazar/şair Yaşar Alparslan, 1947 yılında Kahraman- maraş'ta doğdu. İstanbul Yüksek İslâm Enstitüsünü bitirdi. Daha sonra İ.Ü.Edebiyat Fakültesine devam etti fakat bu okulu bitirmeden öğretmenliğe başladı ve emekli oldu. Yazı ve şiir çalışmalarını Hareket, Altınoluk, Tohum, İslam Medeniyeti, Kurtuluş, Uzunoluk, Zaman, Madalyalı Şehir gibi dergi ve gazetelerde yayımland Yazılarında kendi isminin yanı sıra Veziroğlu, Ceridoğlu gibi mahlaslar ve müstear isimler de kullandı. Uzun bir destansı şiirden oluşan Kıssa-1 Eshab-ı Kehf adlı çalışması 1999 yılında Ukde Yayınları arasında yayımlandı. Münacat ve Na'tlardan oluşan şiirlerini yine Ukde yayınları arasında yayımlanan Münâcaât ve Nâ'tlar adlı kitapta topladı.

 

Okumayı ve kitap arşivlemeyi kendine iş edinen Yaşar Alparslan, 2008 yılından itibaren Maraş tarihi ile ilgili kitaplar neşretmeye başladı.

 

Ukde ve Noya Medya Yayınları arasında neşredilen birçok eserin editörlüğünü üstlendi.

 

Hasan Reşit Tankut'un "Maraş Yollarında", Besim Atalay'ın "Ma- raş Tarihi ve Coğrafyası", Bekir Sami Bayazıt'ın "Aşiretlerin İskanları", Mehmed Şemî'nin "Esmâü't-Tevarih"i Nadir Baba'nın "Mevlid'i gibi bir çok eserin yayınlanmasını ve okura ulaştırılmasını sağladı.

 

Eserleri; Kıssa-ı Eshab-ı Kehf (1999), Münâcaât ve Na'tlar (2006), İstiklâl Savaşında Maraş (müşterek, 2008), Aşık Durdu Mehmet Yoksul (Aşık Mahfuzî) Hayatı ve Şiirleri (müşterek, 2008), Aşık Mustafa Zulkadiroğlu Hayatı ve Şiirleri (müşterek, 2008), Muhammed Kâmil Ağdaş (Bahçeci Hoca) Hayatı ve Şiirleri (müşterek, 2009), Maraş'ta Divanından Parça Kalmış Halk Şairleri (müşterek, 2009), Türk Edebiyatında Maraşlılar (müşterek, 2009), Seyahatnâme, Şehir Tarihi ve Coğrafya Kitaplarına Göre Maraş (müşterek, 2009), Maraş Meşhurları (Müşterek, 2009), Eski Maraş'ta Alim Çıkarmış Aileler (Müşterek-2011)

 

YAŞAR BEÇENE

(D. 1971 - )

Yaşar Beçene, 1971 yılında Kahramanmaraş'ın Türkoğlu ilçesinde doğdu. İlk ve ortaöğrenimini Osmaniye'de tamamladı. Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Tarih Öğretmenliğinden mezun oldu. Yüksek lisansını Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesinde yaptı. Şiirleri başta Yağmur ve Türk Edebiyatı olmak üzere Kırk Başak, Genç Kardelen gibi dergilerde yayımladı.

 

Şiirlerini Benden Çok Uzakta (2012) adlı kitapta topladı. Ayrıca Tutiname (2013) adlı bir kitap yayınladı.

 

YUSUF HAFIZ ATAÇ

(D. 1934 - )

Yusuf Hafız Ataç 1934 yılında Kahramanmaraş ilinin Afşin ilçesinde doğdu. İlkokulu köyünde okudu. Şiirlerinde Hozaloğlu mahlasını kullandı.

 

YUSUF TELCİ

(D. 1950 - )

Yusuf Telci, Kahramanmaraş'ın Göksun ilçesinin Yeniyapan Köyü'nde doğdu. İlköğrenimini kendi köyünde okudu. Gaziantep İlköğretmen Okulundan mezun olduktan sonra öğretmen olarak görev yaptı. 1987-1993 tarihleri arasında geçici görevle Fransa'da bulundu. Daha sonra emekliye ayrıldı.

 

Aşk, memleket sevgisi ve sosyal temaları işleyen şair şiirlerini “Bu Yâr Bizim Diyar" adlı eserinde topladı.

 

Kaynak: